Ekoloji Birliği; yerel yönetimlerde adaylık süreçleri kapanmadan ve listeler 20 Şubat’ta İl/İlçe Secim Kurullarına verilmeden önce ekoloji hareketi içindeki dostlarını yerel yönetim süreçlerine müdahil olmaya, destekledikleri partilerden veya bağımsız aday olmaya çağırdı.
Yazılı bir açıklama yapan Ekoloji Birliği, siyasi partilere şu çağrıda bulundu:
“Ekoloji hareketinden gelen aday adayları seçilebilir yerlere ve sıralara yerleştirin. Ekoloji hareketinin taleplerinin yerel yönetimlerde uygulanabilmesi için gerekli kadroların oluşturulmasının önünü açın. Ekoloji hareketi ile birlikte, kadın ve emek hareketi içinden çıkan adayları da listelerinize alın. Gençlere, engellilere, farklı inanç ve kültürel toplulukların temsilcilerine listelerinizde yer verin. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayın.”
Ekoloji Birliği siyasi partilerin yerel seçim programlarına almalarını istediklerini de şöyle sıraladı:
“Ekoloji Örgütleri adına siyasi partilerin yerel seçim programlarına aşağıda yer alan temel yaklaşımları esas almalarını talep ediyoruz:
Yerel yönetimler olarak,
Sadece insan merkezli değil, insan ve tüm diğer canlılarla birlikte doğayı bir bütün olarak gören bakış aşısını esas almanızı,
Sermayenin değil, halkın çıkarlarını ve doğanın yararını öncelemenizi,
Rant ve beton-asfalt belediyeciliği değil, toplumsal hizmet belediyeciliği uygulamanızı,
İklim ve afet acil eylem planlarını hazırlamanızı ve uygulamanızı,
Yerel yönetimlerde “iklim değişikliği birimi” kurmanızı,
Strateji Planlarını hazırlarken doğanın korunmasını, iklim değişikliğini, toplumsal cinsiyet eşitliğini, toplumun tüm dezavantajlı grupların ihtiyaçlarını gözetmenizi,
Yoksulluğun önlenmesi için ihtiyaç sahibi yurttaşlara, kadınlara dönük istihdam arttırıcı projeleri yaşama geçirmenizi
Çevre Düzeni ve imar planlarında rantı değil, yurttaşa hizmeti ve kamusal yararı gözetmenizi,
Tüm kararları halk meclisleri, mahalle meclisleri gibi katılımcı, şeffaf ve eşitlikçi mekanizmalarla birlikte almanızı, kent konseylerine işlerlik kazandırmanızı ve denetime açık olmanızı,
Alt yapı düzenlemelerinde betonu değil, yeşili esas almanızı ve kadınların, çocukların, yaşlıların, yayaların, bisikletlilerin, engellilerin, sokak hayvanlarının gereksinimlerini dikkate almanızı,
Ekolojik bir bakış açısı ile düzenlenmiş ücretsiz okul öncesi eğitim kurumları ve sağlık birimleri açmanızı,
Yurttaşın sağlıklı ve ucuz gıda gereksinimini sağlamak üzere ekolojik üretici ile tüketiciyi buluşturan yerel pazarlar, kapitalist ilişkileri yeniden üretmeyecek sosyal marketler, kooperatifler açmanızı,
Enerji sarfiyatının azaltılması için enerji tasarrufu, enerji verimliliği, akıllı binalar konusunda somut politikalar geliştirmenizi,
Kuraklığın iyice arttığı günümüz Türkiye’sinde, yaşamın kaynağı olan su kaynaklarına sahip çıkmanızı ve suyun tüm canlılara ücretsiz ve temiz bir şekilde ulaştırılması için gerekli önlemleri almanızı,
Suyun ticarileşmesini önleyecek yerel çalışmalar yapmanızı,
Ekokırıma yol açan projelere karşı havamızın, suyumuzun, toprağımızın korunması konusunda somut adımlar atmanızı ve ekokırımın suç sayılması ve cezalandırılması konusunda yürütülen kampanyaya destek vermenizi istiyoruz.”