Konuşan konuşuyor.
Hepinizin bildiği birinden bir örnek;
“Şimdi ben buraya neden çıktım, niçin çıktım, nasıl çıktım. Bunu izaha gerek yok.
Gördünüz yürüdüm çıktım ama çıkmamış da olabilirim.
Çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır.
Görünen köy uzakta değildir, buraya çıktıkta sonradan çıkmadık mı dedik.
Bunlar bir takım uydurma laflardır.
Sahi yav ben buraya neden çıktım.
Kim çıkardı lan beni buraya?”
Evet;
Bu lafı edenin kim olduğunu hepiniz biliyorsunuz.
Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok.
Sinema salonlarında ve televizyon kanallarında defalarca izlediniz.
Gülmekten kırıldınız!
Kanallarda gösterildikçe izliyorsunuzdur.
Yerel ve genel siyasetçileri ne güzel anlatıyor demişsinizdir.
Gelelim günümüze.
Aradan koca bir 4,5 yıl geçmiş!
4,5 yıl öncesinden geriye doğru kenti yönetenleri suçlamaya başlamış.
Eskilerin yaptıklarını beğenmemiş.
Mühendisliklerin doğru yapılmadığını söylemiş.
Mesela ne demiş;
“Geçmişte belli planlamalar, imkanlar, kabiliyetler, teknikler, mühendislikler yapılamadığı için bu şehri yeniden yıkıp, yapıyoruz.”
Kim mi?
Anlatmaya gerek yok!
Biliyorsunuz.
Geçelim!
Bir başkası;
Evet bir başkası da konuşmuş.
Yıllardır söylediklerini yinelemeye başladı.
Nasıl olsa insanlara “balık hafızalı” yani “unutkan” oldukları gözü ile bakılıyor.
Eski söylediklerini unutanlar, yeniymiş gibi alkışlıyorlar.
“Çok laf” ile günü geçiştirmeye çalışanların, geride bıraktıklarının “az iş” olduğunu göremiyorlar.
Kim mi?
Anlatmaya gerek yok!
Biliyorsunuz.
Ordu’nun Perşembe ilçesinde kesintisiz 4 dönem (1984-2004) belediye başkanlığı yapmış olan Ertekin Çolak’ın kulaklara küpe olacak bir sözünü anımsatarak bugüne nokta koyuyorum.
“Belediyecilik; yalan konuşma, halkı kandırma ve usulsüzlükleri yapma değil, dürüst olma, hizmet sunma, fedakarlık yapma ve gönül alma sanatıdır.”