Cumartesive Pazar hafta sonu Samsun’da harika bir hava vardı.
Tam bahar havası…
Cumartesi günü akşamı Samsunspor’un kendi kaderini kendisi tayin ederek Süper Lig’e veda etmesinin moral yorgunluğu içindeydim.
TRT’de Amerika Birleşik Devletlerinin Kızılderililere yaptığı asimilasyonun konu edildiği kovboy filmlerinden birini izlerim diye umarken, şansıma çıkan bir başka filme rıza göstermiştim.
Büyük Samsun Oteli’nde Demokrat Parti’nin genel kuruluna gidecektim. Evde nçıktım, Konak Sineması’nın köşesinde tanıdık iki simayla karşılaştım.
Liseli aşıklar gibi el ele tutuşmuşlardı.
Görmemezlikten geldim bunu. Sanırım o gün işten güçten, sorunlardan firar etmişler, kendileri için yaşıyorlardı o saatleri.
Sayın Hülya Aksoy ve Sayın Hüseyin Aksoy’du bu ikili.
Spor giyinmişlerdi.
Halkın içindeydiler.
Yanlarında şoför de görmedim, koruma da…
Gönüllerine doğan baharı yaşıyor gibiydiler.
Sayın Aksoy çiftini öyle görünce düşündüm; Bahar mevsim olarak gelse ne yazar, asıl insanların gönlüne gelmeli, gönlüne…
SAMSUN BU OLAYDAN DERS ÇIKARMALIDIR
Sayın Samsun Valisi Hüseyin Aksoy ile ayaküstü birkaç cümle konuştum. Fazla meşgul edip, gönüllerine dolan baharın yapraklarını dökmek istemedim.
Sayın Vali Aksoy, yöneticilerin zaman zaman halkın içine girip yaşamaları gerektiğine işaret etti önce sonra da Samsunspor’u getirdi konuyu.
Kırmızı Beyaz Siyahlı takımın küme düşmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Ardından da üzerinde günlerce düşünülmesi gereken bir cümle sarf etti:
“Samsun bu olaydan ders çıkarmalıdır.”
DEMOKRAT PARTİ VE AT
Doğru Yol Partisi’nin atı Demokrat Parti’nin olmuştu ya, gönüllerden rozete işlenmiş ve yakalara takılmıştı.
Bu partinin Samsun Büyük Otel’de dün kongresi yapılıyordu.
Genel Başkan Sayın Namık Kemal Zeybek de katıldı.
Bir dolu Demokrat dostla karşılaştım salona girmeden.
Bazılarının yakalarında rozetleri vardı, bazılarında ise yoktu rozet.
Takıldım kendilerine, neden rozet takmadıklarını öğrenmek istedim.
Atı kaptırmışlar mıydı, yoksa hem yakalarından hem de gönüllerinden miçıkarmışlardı?
OMU’YE İKİ ADET UÇAK GELİYOR
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Havacılık Yüksek Okulu Müdürü Sayın Prof. Dr. Ferşat Kolbakır’dan aldığım bilgi.
Üniversite’ye15 Nisan’a kadar Çek Cumhuriyeti’nden iki adet uçak geliyor.
Uçaklar için 142 bin avro ödeme yapılıyor.
Uçaklar geldikten sonra eğitim amaçlı uçuşlarda kullanılacak.
KALDIRIMLAR VE ENGELLİ YURTTAŞLAR
Kaldırımlarla ilgili bir yazı yazacağım zaman Nazım Hikmet’in aşağıdaki şiiri geliverir aklıma…
Önce o şiir:
“Kafası yüzde yüz uygun muydu kafama
Bilmiyorum, ama
O benim soyumdandı
Etiyle kanıyla değil,
Belkide heyecanıyla değil.
Batırıp parmaklarını kanayan yarasına
Beyninin ışığını sattığı için,
Bir ekmek parasına.
Fakat ne yazık ki, o,
Namludankopan bir kurşun gibi haykırıp,
Karanlık acıların camını kırıp,
Güneşi, dolu dizgin gözlerine dolduramadı!
Gün geldi, ağrıdan ayakta duramadı.
Ve işte o zaman
Çocuğunu boğan
Aç bir ana gibi,
Bir çözülmez çemberin kıvranarak içinde,
Boğdu kendi elleriyle yüreğini
Bir rakı kadehinde.
Tutunmak istedi; kaçtılar;
Çalıştı; kırbaçladılar;
Susadı; kendi kanını içti o!
Parça parça insan kafası satılan,
Kaldırımlarında aç yatılan
Bir caddeden
Mukaddes bir ızdırap şarkısı gibi gelip
Geçti. O!”
Bu şiirden sonra dönelim kaldırımlara.
Görme engelli yurttaşlarımızın büyük bölümü Samsun’daki kaldırım düzenlemelerinden huzursuz oluyor.
Çünkü düzenlemelerin kendileri hesaba katılmadan yapıldığına inanıyorlar.
Haksız da değiller hani.
O düzenlemeleri yapacak olanlar gözlerini bağlayıp ellerine alsalar beyaz bastonu ve kaldırımlarda mantarlara, çöp kovalarına, reklam panolarına çarpıp yaralanmasalar, engelli rampalarını bulamasalar arayarak, işte o zaman hak verirler engelli yurttaşlara.
Kimse “Bana ne” demesin, kimin ne zaman görme engelli olacağını kim bilebilir ki???
GÜNÜN FIKRASI
Dedesi, torununu gezdirirken önlerinden çok güzel bir otomobil geçer.
Dedesi, "Bak yavrum," der,"düt düt geciyor."
Çocuk gayet sakin bir cevap verir:
"Dedeciğim, o düt düt dediğin şey, sekiz silindirli, otomatik vitesli, iki bin sekiz model bir otomobildir."
GÜNÜN SÖZÜ
Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar. Mevlana
DUVAR YAZISI
Hakkımı aradım meşgul çıktı.