Samsun’da siyaset rüzgârı sert esmeye başladı. MHP’nin il başkanlığı seçiminin mahkeme kararıyla geçersiz sayılmasının ardından sıra CHP’ye geldi.
Bu parti hafta sonu il kongresini yapacak.
Hayırlısıyla…
Adaylar bir idi, iki oldu, üç oldu…
Daha artar mı, yoksa birisi bir başkasının lehine yarıştan çıkar mı bilemem. Politika bu, her an her oluşuma gebedir…
CHP’nin “ABİ” formülüyle il başkanı atanan Ersoy Üstay ile geçen gün birkaç satır konuştum.
Kanal 52 TV’nin gecesine gidiyordu.
“Burası olmasaydı bu akşam baronun çalışmasına gidecektim” dedi.
Nasıl bir çalışma olduğunu sorunca da “Müzik” cevabını verdi.
Bu kez 2 “Korist misin, solist mi?” yolundaki sorumu cevapladı:
“Her ikisini de yapıyorum. Bu koroyu ben kurdum.”
Seçime birkaç gün var, yani “Ersoy Abi” birkaç gün daha partinin başında.
Çalışmaya gitseydi sanırım söyleyeceği Türk Sanat Müziği parçası herhalde “Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime, titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime” olacaktı…
Ardından da AK Parti’nin il başkanlığı seçimi geliyor.
Zaman da gittikçe daralıyor.
Mevcut il başkanına rakipler çoğalmış görünüyor.
Demeçler birbirini kovalıyor.
Bakıyorum da herkes konuşuyor ancak oy verecek olanlardan ses çıkmıyor.
Onlar sadece dinliyorlar.
Belki de Ankara’dan gelecek bir sinyali bekliyorlar…
İSTİKLAL CADDESİ VE AVM
Samsun’un çeşitli noktalarında AVM’lerin açılması ve Samsun dışından büyük mağazaların kente gelmesi sonunda Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı da isyan noktasına getirmiş.
İstiklal Caddesi’nde esnafla konuşurken “Bu caddeyi AVM şekline sokalım, trafiği kaldıralım” demiş.
Yani esnaf burada kendisini büyük bir alışveriş merkezinde vatandaş da bu merkezin içindeki müşteri olarak görecek.
Peki, araç trafiği nereden verilecek?
Madem bir başka yerden verilebiliyordu bu araç trafiği üç beş yıldır özellikle yaz aylarında neden bu bölge araç trafiğine kapatılmadı da insanlara eziyet çektirildi.
Samsun’un sıkıntısı burada işte…
Birisi bir açıklama yapıyor, medya bunu haber olarak değerlendiriyor.
Vatandaş inanıp o söylemde bulunanlara kanıyor ve oyunu veriyor.
Samsun’un ekonomisi, ticareti, eğitimi, ihracatı günden güne azalıyor.
İlde muhtaç sayısı artıyor.
Ben de “Söyleyin yalanı öpeyim inananı” deyince “İnsafsızlıkla” suçlanıyorum…
SAMSUNSPOR’UN NESİNİ YAZACAKSIN!!!
Henüz liglerin tescil edilmemesi, Samsunspor’un Süper Lig’de oynama umutlarını taze tutuyor.
Bu nedenle olsa gerek yönetim henüz ne yapacağına da sanırım karar veremedi.
Öyle ya yapılacak takım Süper Lig’de mi oynayacak yoksa Birinci Lig’de mi?
Hatta yönetim devam edecek mi yoksa Kazım Yılmaz başta olmak üzere yönetimi bırakacak mı?
Bazıları Kazım Yılmaz için “Çok alacağı var, bırakıp gidemez” diye görüş belirtiyorlar.
Bu yolla da Kazım Yılmaz’ı parasını tahsil etmek isteyen nöbetçiye benzetiyorlar.
Her ne kadar döneminde Samsunspor Süper Lig’i en alt sıralarda bitirdiyse de Kazım Yılmaz’ı hiç kimse art niyetlilikle suçlayamaz.
İyi niyetinden kimse şüphe edemez.
Ancak bu madalyonun bir de arka yüzü var.
Samsunspor yönetimi yapacağı eylem konusunda bir an önce karar vermeli.
Bırakacaksa bırakmalı, bırakmayıp yola devam edecekse en kısa zamanda teknik heyetini ve transfer edilecek futbolcuları belirleyip görüşmelerini yapmalıdır.
Aksi durum, Samsunspor’u daha da içinden çıkılmaz bir girdaba sürükler.
Bundan sonraki düşüşlerin çıkışının olmayacağını da kimse asla unutmamalıdır…
GÜNÜN FIKRASI
Bir İngiliz, bir Alman, bir Fransız ve Temel, aynı uçakta seyahat etmektedir. İngiliz, bir telefon görüşmesinden sonra, "açın kapıyı, atacağım kendimi aşağıya" diye bağırmaya başlar. Sakinleştirip, ne olduğunu sorarlar. "Şimdi duydum, annem genel eve düşmüş" der.
Bir süre sonra Alman bir telefon görüşmesi yapar ve o da "açın kapıyı atacağım kendimi" diye feryat eder. Onu da yatıştırıp ne olduğunu sorarlar. O da aynı cevabı verir. Az sonra bir telefon görüşmesi yapan Fransız da "açın kapıyı, atacağım kendimi aşağıya" diye bağırır.
Onu da güç bela teselli edip ne olduğunu sorarlar. Fransız da annesinin genel eve düştüğünü söyler söylemez, Temel büyük bir öfkeyle yerinden fırlar:
-Açun ulan kapiyi, atacağum kendumi aşağiya!
Temel'i büyük güçlükle tutmaya çalışırken sorarlar:
—Sana ne oldu ki?
Temel:
-Ula bu kadar o.. çocuğunun arasında duracağuma atarum kendumi aşağiya daha eyi daa!!
GÜNÜN SÖZÜ
Eğer elinizde bir çekiç varsa her şey gözünüze bir çivi gibi görünmeye başlar... Abraham Muslow
DUVAR YAZISI
Erken kalkan kuş yem bulur erken kalkan solucan yem olur.