Meslek yaşım 35'i geçti.Bu nedenle uzun süredir yazdığım haberleri okursunuz.
Vizyon adlı köşemde de bir süredir yorum yazıyorum.
Olgunlaştığımızı düşünüyorum. Bu bakımdan zaman zaman öfkelensem de bunu
yenmeyi beceriyorum.
yenmeyi beceriyorum.
Hatta hiç öfkeme yenik düşmedim. Kişisel öfkemi yansıtmadım bu sütunlara yani.
Bu köşeye başlarken de ''Merhaba'' yani ''Benden size zarar gelmez'' dedim. Genel Yayın Yönetmenimiz Yener Cabbar, uzun süre Dünya Gazetesinde Bölge Temsilcisi olarak çalışmam nedeniyle, İş dünyasını iyi tanıdığımı düşünüyor ki; doğru bir tespit. Ben de öyle inanıyorum zira. Bu bakımdan Pazar Sohbetlerini yazmamı istedi.
Çok heyecanlanmıştım.
Röportaj yazmakta da iyi olduğumu biliyorum. ''Tam bana göre bir iş'' diye düşündüm. İlk Haftalara Samsun'a damgasını vurmuş işletmeleri kuran başarılı işadamlarıyla başlangıç yapmak istedim.
Genç girişimcilerden Merve Sefa Güdül'ü konuk ettim ilkin Pazar Sohbetlerine, rekor
derecede okundu hikayesi.
derecede okundu hikayesi.
Bir efsane Cemal Yeşilyurt, Öyküsünü ben geçmişte çok kez dinledim. Bir kere de siz dinleyin istedim. Davet götürdüm sizin adınıza.
Haber göndermiş bana ''Ragıp'ı severim, ama gazetelere röportaj vermem''diye.
Ben de seni severim Cemal Abi bilirsin bunu, Çok da saygı duyarım. Sana olan sevginin ölçüsü bir amca sevgisi seviyesindedir.
Ben de seni severim Cemal Abi bilirsin bunu, Çok da saygı duyarım. Sana olan sevginin ölçüsü bir amca sevgisi seviyesindedir.
Fahrettin Ulusoy'da öyle, kaçtılar röportaj vermekten.
Üstelik ben bunu siz okurlarım için istedim.
Okudunuz bu röportajları.
Kaçıranlar da Gazetenin internetteki www.hedefhalk.com sitesinde Pazar Sohbetleri sekmesi var. Sürekli yayında kalıyor bunlar oradan okuyabilirler. Sadece başarı öykülerini yazıyoruz biliyorsunuz. İçimizden birileri ibret alsın diye.
Her hafta stres e giriyorum, sizin adınıza konuk bulmaya çalışırken.
Kaçıyorlar!
Arada sırada sadece resimleri yayınlansın istiyorlar. Gazete sayfalarında işleri ile ilgili görüntü vermek istemiyorlar.
Korkuyor olmalılar. ''Ne kadar kazanıyorsun'' Ya da ''Ne kadar vergi vereceksin'' gibi bir soru soracağımızdan sanırım.
Ben bazılarının ne taklalar attığını biliyorum çok iyi. Kendimi vergi memuru yerine koymam, bir suiistimal varsa ''Maliye gereğini yapar bana ne'' diye düşünüyorum. Sivil toplum örgütleri var sonra meslek kuruluşları da.
El etek öpenler de biliyor olmalılar kamu kaynaklarının bazılarına nasıl kullandırıldığını. Onlar sesini çıkarmıyorlarsa ben fakir kulunuzun üstüne hiç vazife değil böylesi durumları dillendirmek.
Sözün özü şu:
İstenmiyor madem, yazmayacağım artık başarı öykülerini.
Önümüzdeki haftadan itibaren, haftanın olayı ya da öne çıkan kişilerini konuk
edeceğiz o sayfada.
edeceğiz o sayfada.
Hadi hayırlı işler.