Şu Passolig başa bela bişeymiş.
İtiraf edeyim başlangıçta bana iyi bir uygulama gibi gelmişti.
Ve fakat
Hiç de şirin değilmiş hani.
Dün cezamız nedeniyle, seyircisiz oynamak durumunda kalmıştık.
Sözde kadın ve çocuklara bedava olacaktı.
"Sözde" diyorum, zira dün bedava olmasına rağmen kadın ve çocuklar stada alınmadılar.
"Bedava, medava anlamayız, büzim karttan satın alacaksınız" diye diretmez mi şu Passolig'in adamları.
Yüzlerce kadın ve çocuk kapılarda biriktiler O bankadan verilen karttan almadıkları için stada giremediler yani.
Çocuğuyla uzak ilçeden gelmiş bir kadın, Passolig yetkilisine bağırıyordu, "Benim yol paramı kim verecek" diye. Ve devam ediyordu konuşmaya, "Bedava yazmışsınız, neden kart almak zorunlu diye not düşmediniz sitenize" diyerek. Bazı hanımların sırf çocuklarının hatırına gidip Passo karttan aldıklarını ve maçın ikinci yarısında çocuklarıyla birlikte stada girdiklerini gördük. "Onlara bu çileyi yaşatanlara yazıklar olsun" demekten başka bir şey gelmiyor elimizden
Bizim akreditasyon kartlarının bile vize işlemlerini üç haftadır çözemeyen şu Passoligçilerle önümüzdeki sezonda da oldukça sorun yaşanacak gibi görünüyor.
Hayırlısı diyelim ama benim sağlıklı bir uygulama yapılacağına dair şüphem hep olacak.
Maçı soracaksanız.
Seyircisiz maç tatsız tuzsuz oluyor.
Ki, bizim takım gibi seyirciyle oynayarak coşan, yani tribün desteğiyle oynamaya alışmış takımlar için böyle maçlar işkence gibi oluyor.
Lig'in son maçı da öyle başladı.
Sıkıntılıydı yani.
Bizim takımın oyuncuları maça bir türlü konsantre olamadılar.
Özellikle de Cemil Adıcan, oynamak istemiyor gibiydi.
Zaten yediğimiz gol de onun kaptırdığı bir topun sonucunda oluşan pozisyonla oldu. Bir nevi rakip oyunculara gol pası verdi, asist yapmış oldu yani.
Zaten Kalpar'ın onu oyundan almasından sonra Kahramanmaraş'ta bir daha gol atamadı. Şaka bir tarafa Cemil Adıcan bizi hep yüreğiyle oynamasıyla alıştıran bir kardeşimiz. İsteksiz tavırlarına üzüldüm ben, onun bize play-off maçlarında da çok katkı vereceğine inanıyorum.
Dün Arif Şahin iyi oynadı.
Özellikle ikinci yarıda çok iyi top dağıttı, arkadaşlarına pozisyonlar hazırladı.
Musa Sinan Yılmazer ve Ahmet Burak Solakel de dünkü maçı lehimize çeviren aktörlerin başındaydı. Bu iki kardeşimin Kahramanmaraş takımının sağ tarafını çökerttiklerini söylemeliyim.
Demem o ki; Kahramanmaraş takımı maçın başında bize kafa tutar gibi oldu, maça da iyi başladılar aslında ama bizim takım, kendilerini seyretmeye gelen kadınlara ve özelliklede bir avuç çocuğa kötü örnek olmamak için olsa gerek, titreyip kendilerine gelince maçı rahat kazanmasını bildiler.
Cuma günü başlayacak play-off maçlarında rakibimiz Ankaraspor oldu.
Şimdi önümüzde üç maç kaldı.
Bu çocuklar o üç maçı da kazanarak Atatürk'ün şehri Samsun'un gözbebeği Samsunspor'u ait olduğu yer olan Süper Lig'e taşıyacaklardır.
Bu arada bu şehrin özellikle para ve itibar sahipleri başta olmak üzere herkesin Samsunspor'a destek olma zamanıdır.
Fırsat ayağımıza kadar geldi.
Süper Lig için en avantajlı takım bizim takımdır.
Haydi Samsun, yapman gerekeni yapmanın şimdi tam zamanıdır.