İYİ Parti kurulduğu yıllarda Meral Akşener'in liderliğinde inanılmaz bir yükselişe geçti.
Kurulduktan kısa bir süre sonra İYİ Partili olmak için adeta bir yarış başladı.
O dönem kurucu İl Başkanı Ömer Süslü tüm basını gezdi.
Daha dün gibi aklımda.
'İYİ olacak Samsun' demişti.
İl yönetimine, ilçe başkanlıklarına ve yönetimlerine, kadın ve gençlik kollarına girebilmek için 'seçici davranılıyordu.'
İlk seçimlerde de meyvesini verdi.
Başarılı çıktı İYİ Parti genel seçimlerden.
Sonrasında da 'bir umut haline gelmeyi sürdürdü.'
Samsun açısından konuşursak;
Kentin en popüler isimleri İYİ Parti'deydi.
Samsunlu olmamasına rağmen Bedri Yaşar, o dönem halkın sevgisini kazandı ve milletvekili olarak, Samsun'a alıştı.
Ömer Süslü, o talihsiz kazadan önce beni aradığında 'Ablanın emaneti, sahip çıkacağız Bedri abiye' demişti.
İYİ Parti 6'lı masanın kurulmasında da yine yükselişini sürdürüyordu.
Yüzde 17'lerden söz edilmeye başlanmıştı.
Ama sonra;
6 masadan kalkan sonra da yeniden oturan Akşener'in 'seçmenle arasında olan ilişkisinin ayarı bozuldu' adeta.
O andan itibaren de bir daha dikiş tutmadı.
Sökülen dikiş Samsun'u da etkiledi.
Erhan Usta'nın İYİ Parti'ye geçmesi beklenen bir şeydi ama 'önceki yerel seçimde bağımsız girmesi ve SBB seçimlerinde AK Parti'nin seçimi kazanması nedeniyle tepkileri de beraberinde getirdi.'
Ancak asıl tepki İmren Nilay Tüfekci'nin ikinci sıradan milletvekili adayı olmasıyla başladı.
Samsun'da seçimden seçime görülen Tüfekci, hiç tutmadı.
Hatta yerel seçim öncesi şok istifalar yaşandı.
Kadın merkez ilçe başkanları bir anda istifalarını verdiler.
Yerel seçimde de 'SBB Başkan adayı' olarak seçim çalışmaları için otel kapatması, yeniden aday olarak kente gelmesi çok eleştirildi.
Kaldı ki, seçimden sonra Tüfekci'nin Samsun'da görülmemesi de Samsunlu seçmen açısından sürekli eleştirildi.
GİK üyesi olmuş filan da kimsenin umurunda olmadı tabi ki.
Parayı veren düdüğü çalar misali adaylığı kapsa da, son düdüğü Samsunlu seçmen çaldığı için 'her gelişinin sandık sonrası dönüşüne sahne oldu Samsun, Tüfekci için.'
Şimdi gelinen noktada;
Akşener'in evine dönmesi sonrası, İYİ Parti her gün eriyen bir görünüm almaya başladı.
Türkiye'nin bir çok ilinde, istifalar yaşanıyor ama;
Samsun'da zaten yokları oynayan İYİ Parti, 'küçüldükçe küçüldü.'
Bir önceki yıla göre ne kaybetti diye baksak;
*Öncelikle İlkadım gibi Türkiye'nin 60 ilinden daha büyük bir belediye gitti.
* Önemli bir sayıda meclis üyesi kaybetti.
* Samsun'un popüler isimleri ilçe başkanlıklarını bıraktı.
* Yönetimlerde o heyecan kalmadı.
* Son yerel seçimde Samsun'un en küçük ilçelerinden birin olan Yakakent'i kazandı ama o da AK Parti'ye geçti.
* Meclis üyeleri zaten bir süre önce istifa etmişti, başkan da sonunda gitti.
Şimdi insan düşünüyor da;
Nasıl böyle eriyen bir parti haline geldi acaba.
Müsavat Dervişoğlu'nun Genel Başkan olmasından sonra bir çok ağır ismini kaybettiği gibi;
İl ve ilçelerde hemen her gün meclis üyeleri istifalarıyla, 'İYİ'ce eriyen' bir parti halini aldı.
Ve dün de,
İlkadım İYİ Parti Grup Başkanvekili Davut Numanoğlu ile meclis üyesi Adem Yıldırım partilerinden istifa ettiklerini açıkladı.
İyi de 'ne oluyor böyle' diye soran yok mu?
GİK Üyesi İmran Nilay Tüfekci, hiç mi ilişki kuramamış Samsun'daki meclis üyeleriyle.
İkna edememiş mi?
Asıl soru ikna için aramış mı acaba.
GİK üyesi olarak parti içinde ağırlıkları olması gerekmez mi?
Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta için de aynı soruyu sormak gerekir.
Ne oluyor bize böyle diye sormak, sorgulamak, partiyi bir bütün tutmak için mücadele verilmiyor mu?
İl Başkanı Hasan Aksoy ile geçen gün ayak üstü sohbet ettim.
Yakakent Belediye Başkanı'nı tutamıyor musunuz, AK Parti'ye geçecek diye duydum diye sordum.
O da 'Konuştum. Meclis üyeleri önce istifa etmişti o zaman konuştum. Geçeceğim demedi ama geçecek galiba dedi.'
Sonuçta geçti de.
Tabi ki aynı şekilde Yeniden Refah Partisi de bir erime sürecinde ama onların ki daha farklı.
Biraz da iç çekişme durumu var.
O konuyu dün yazdığım için anlatmaya gerek duymuyorum.
Ama İYİ Parti'nin süreci çok farklı.
İYİ Parti için 'her şey iyi olacak sözü' çok gerilerde kaldı.
Her geçen gün kötüye gidiyor.
Fakat asıl olan;
Parti eriyor ve ne yazık ki, küçük olsun bizim olsun anlayışı hiç değişmiyor.
İYİ'de nereye kadar?
Sandığı bekliyorlarsa, işleri zor.
KIRMIZI ÇIKAR...