Bir yerel seçime daha yaklaşıyoruz. Siyasi partilerde bir hareketlilik başladı. Aday adayları da partilere müracaatlarını yaptı/yapıyor. Bütün aday adaylarına saygı duyuyor ve başarılar diliyoruz. Millete hizmet etmek istemeleri takdire şayandır.
Bir partiye aday adayı müracaatının fazla olması aday gösterilecek kişinin kazanma ihtimalinin güçlü olduğunu gösterir. Yani arz talep meselesi gibidir. Bir partiye ilgi var ise aday adayı sayısı da o oranda çok olur. Onun için iktidar partisine yoğun ilgi olması bir bakıma doğal bir sonuçtur.
Biz, niyet okumayız. Kim, hangi düşünce ile aday ya da adayadayı olduğunu söylüyor ise öyle kabul eder onun için aday adayı ya da aday olduğunu düşünürüz. Görünen o ki aday adaylarımızın hepsi bu millete hizmet etmek için bir yarışa çıkmış.
Bizim inancımız “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır.” diye buyurmuyor mu?
Siyaset zaten millete hizmet etme aracı değil midir? Evet hem inancımız öyle buyurur hem de siyaset milletin tamamına hizmet edebilmenin bir aracıdır.
Peki o zaman bazı insanlar adaylar hakkında neden farklı düşünüyor? Belki de mevcut yöneten başkanlar, aday ve aday adaylarının samimiyetine inanmadıkları için olabilir ki kendilerine göre haklı bir sebepleri de olabilirbuna da saygı duymak gerekir fakat biz kişilerin beyanını esas alıyoruz.
Aday adaylığı süreçlerinin nasıl işlediğini iyi bilenlerdeniz. Aday belirlenirken aranan kriterlerden bazıları adayın eğitim durumu, daha önce yaptığı işlerdeki başarıları, ekonomik durumu, çevresiyle uyumu, toplumda karşılığının olup olmadığı, kazanabilir ise teşkilatlar ile uyumlu çalışıp çalışamayacağı, seçilirse başkanlığı yapıp yapamayacağı, projeleri ve hayalleri… gibi çoğaltabiliriz.
Ve fakat aday adayı olarak her yönünüz ile dört dörtlük olsanız bile, şehrin çoğunluğu sizin başkan olmanızı istese bile, yüksek rakımlarda sizin için mücadelenizi verecek kimseniz yok ise aday gösterilmeye bilirsiniz.
Her yerel seçim dönemi aday adaylarını dinleriz. Hepsinin çok güzel projeleri vardır. “Bu aday seçilirse şehrimiz ya da ilçemiz uçuşa geçecek.” diye düşünürüz. Seçim yapılır, başkan seçilir fakat bir sonraki seçim sürecine geldiğimizde görürüz ki, maalesef bir arpa boyu yol anca almışız. O arpa boyu yolu almak için ise bir sürü taşınmaz elden çıkarılmış ve maalesef borçlar katlanmıştır.
Biz, artık bu proje işlerine çok itibar etmiyoruz. Karşımıza çıkacak aday ya da aday adayına hangi ülkeleri gezdiğini, nelerden etkilendiğini, yazar, şair ve sanatçı için ne düşündüğünü sormakla yetineceğiz.
Tabii ki bu süreçte Atakum Belediye Başkanının bir teşkilat toplantısında sarf ettiği ve gizli çekildiği anlaşılan bir ses kaydı var. Bu ses kaydı medyaya da yansımıştı “Bu kadar para harcayan belediye başkanı bunu bir yerlerden tabii ki çıkaracak…!” Sözlerini de unutmamak ve bir uyarı olarak dikkate almak gerekir.
Benim asıl kafama takılan Samsun’daki bütün belediyeleri alma ihtimali en yüksek olan İktidar Partisinin adaylarınıseçecek kuruldur. Onu da inşallah haftaya yazacağız.