Bu yazının amacı ne eski yaraları kanatmak, yeni yaralar açmak ne de kalplere kin ve nifak tohumları ekmektir. Yazının amacı; Ülkücü ile Ülkücü geçinen, Ülkücülerden ve Ülkücülükten geçinenlerin birbirine karışmasını engellemektir. Ülkücülerden ve Ülkücülükten geçinenler Ülkücü değildir. Eğer Ülkücülük terazisi bozulur, yanlış tartarsa tüm değerler altüst olur.
Başlar ayak, ayaklar baş olur, ehliyetliler arka koltuklara, ehliyetsizler direksiyona geçer. Bir davaya yapılabilecek en büyük kötülük onun kötü versiyonları tarafından temsil edilmesidir. Bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken ses çıkarmadan izlemek zorunda kalmak, bir kişiye yapılabilecek en büyük psikolojik işkencedir.
Dava; lider, teşkilat, doktrinden oluşur. Birbirini tamamlayan bu erklerden esas olan, doktrin bizzat davadır. Dava lider ve teşkilat için değil; lider ve teşkilat dava içindir.
Lider ölür, teşkilat kapanır, dava devam eder. Ölümler de bile yeniden doğar; bir ölür bin dirilir, yeni bedenlerde. Rahmetli Alparslan Türkeş, ‘Davadan döneni vurun, ben dönersem beni de vurun’ şeklinde ifade ettiği metaforda da esas olanın dava olduğu vurgulanmaktadır. MHP Genel Merkezinde 1975 veya 1976'da bir soru üzerine; Başbuğ, burada ‘vurma’ ifadesiyle öldürme kastedilmemiştir, ‘yok sayma’ kastedilmiştir.
Türkeş, ‘Bir gün herhangi bir nedenle davayı savunamayacak duruma düşersem, beni yok sayın yolunuza devam edin’ demiştir. Türkeş’in mealen söylediği budur. Şanı Yüce Allah’ın peygamberler vasıtasıyla tebliğ ettiği din İslam’dır. Peygamberler ölür, İslam; Kuran yaşar.
Ülül Emr’e itaat kayıtsız şartsız değildir, tam aksine kayıt ve şarta bağlıdır. Şanı Yüce Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen, yasaklarından kaçınmayan, hakkı gözetmeyen, haksızlık karşısında susan Ülül Emr olamaz ve böylelerine itaat edilmez. Liderliğin de kayıt ve şartı vardır; lider davaya sadakat gösterirse lidere sadakat gösterilir.
Şanı Yüce Allah'a kul olan başkasına kul olamaz, başkasına kul olan da Şanı Yüce Allah’a kul olamaz. Şanı Yüce Allah’ a kulluk özgürlük, kula kulluk köleliktir. Bir kişi hem özgür hem de köle olamaz! Ya özgürsünüz ya köle!
12 Eylül Darbesi’nin idam ettiği Rahmetli Mustafa Pehlivanoğlu’ nun dediği gibi ‘Mustafalar ölür, dava yaşar.’ Ahşap bir masanın üzerine ‘Vatanım ha ekmeğini yemişim, ha uğruna kurşun’ yazdıktan 10 dakika sonra alnından kurşunlanarak şehit düşen Turgut Alparslan Gümüş ve benzeri binlerce kişi ya kurşunların hedefi oldu, ya işkencelerde ya da idam sehpalarında şehit düştü. Davaları yaşadı. Davadan daha esası Ülkücüdür, Ülkücüyü yaşatırsan davayı yaşatırsın.
Merhum Mehmet Aksoy ne güzel özetlemiş meramını. Mehmet Aksoy içimde sızısın, hafızamda diri... Seni unutmak ne zor. İşte yazılarımla yaşıyor ve varsın. Ruhun şad, mekanın Cennet olsun. Aksoy Başkanım...