Gazze’de insanlık tarihinin gördüğü en büyük, en acımasız, en vicdansız ve en uzun soluklu soykırımı yapılırken adeta bütün dünya devletleri kafasını kuma gömdü üç maymunu oynuyor.
Bir istisna Güney Afrika Devleti var. Güney Afrika 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesini ihlal ettiği gerekçesiyle uluslararası Adalet Divanında dava açarak İsrail’den hesap sorulmasını istedi. Bu İsrail’e karşı atılmış ilk fiili adımdır sanırım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş da İsrail ile ilgili bir açıklama yaparak “…Netanyahu sonu belirsiz bir yolda yürüyor. Uluslararası savaş suçları mahkemesinde Karadziç gibi hesap vermesi ve ceza alması gerekir. Hele hele Gazze’de Refah Sınır Kapısına sığınanlar için ‘onları da öldüreceğiz. Onları da canlı bırakmayacağız’ sözleri artık Netanyahu’yu geri dönüşü olmayan bir yola soktu. Ümit ederiz ki uluslararası adalet divanında ceza alması mukadderdir…” dedi.
Gazze yerle bir oldu, çoğunluğu kadın ve çocuk 30 bini aşkın insana kıyıldı. Yıkılan binaların altında neler var bilinmiyor. Her türlü savaş suçu cüretkarca işleniyor. Okullar, hastaneler hatta ibadethaneler bile bombalanıyor. Dünyada emsali görülmemiş bir vahşet yaşanıyor.
Netanyahu’nun yargılanacağını söylemek yetiyor mu? Ölenler öldü diyelim, bundan sonrası için bari bir şeyler yapmak gerekmez mi? Nerede insan hakları diyen dünya? Nerede ülkelerin güvenliğinden sorumlu Birleşmiş Milletler? Nerede NATO? Nerede AB? Hepsi birer paçavra! Hepsi birer çöp oldu! Hepsi de bizim için yok hükmünde!
İsrail hala soykırım yapmaya devam ediyor ve bazıları “Biz her yerdeyiz. Biz görünmeyiz.” diyor. Belki de doğrudur biz Gazze’de de varızdır fakat biz gördüklerimizle amel ediyoruz. Gördüğümüz de Gazze’ye insani yardım bile gönderemiyoruz. Çocuklar bombalardan ve kurşunlardan kurtulsalar bile susuzluktan ya da açlıktan ölüyor.
İsrail geçen hafta bütün dünya ile alay eder gibi sadece havadan insani yardıma müsaade etti. Yardımlar uçak ile deniz kenarına paraşütlerle atıldı. Bombalarla yerle bir edilen Gazze bir de açlık ile imtihan oluyor. Yardımlara ulaşmaya çalışan Gazzelilerin hali biraz vicdanı olan herkesin içini parçalıyor.
İnsanlık bu zulmün, bu vahşetin altında kaldı. Artık kimse insan hakları palavrası atmasın. Dünyada bir zalimler var bir de mazlumlar. Zalimlerin tırnağı kırılsa dünyayı ayağa kaldıran zihniyet masum çocukların öldürülmesine sesini çıkarmıyor.
Rahmetli Erbakan Hocamızın “Kendi Birleşmiş Milletlerimizi kurmalıyız. Bölgemizde olacak sorunları kendimiz ç.özmeliyiz. Müslümanların sorununun çözümünü zalim, arsız ve azgınlara nasıl bırakırız?” sözleri boşuna değilmiş.
Maalesef zulmü kaldırması için zalimlerden medet umuyoruz. Böyle bir şey olmaz, zalimler zulümlerinden vazgeçmez. Zalimden zulmüne çözüm beklemek en basit ifadeyle ahmaklıktır. Maalesef Müslümanlar çözümü zulmün sahibinden bekliyor. Böyle olmaz, zaten olmuyor da.
Allah C.C. bütün yeryüzünde ve özellikle Gazze’de zulme maruz kalan mazlumların yardımcısı olsun
Adnanım herkes kendi görevini yapıyor , biz inanlar maalesef sınıfta kaldık.