Bir “vekil” bir ilçe başkanına “sen artık çekil” demiş.
İlçe başkanı da “çekildim 85 kiloyum” demiş!
Verilen cevap tam olarak öyle değil ama siz öyle kabul edin!
Teklif hiç hoş değil.
“Çekil”, “çekildim” konulu bir köşe yazısı hatırlıyordum.
Hemen Google Amca’ya başvurdum.
29 Kasım 2015 tarihinde aramızdan ayrılan usta gazeteci Hasan Pulur’un
4 Kasım 1998 tarihinde Milliyet’te yayımlanan “Bir başbakan daha…” başlıklı yazısı bilgisayarımın ekranında şak diye karşıma çıktı.
İşte Hasan Pulur’un o “Bir başbakan daha…” başlıklı yazısı:
HASAN Saka, çok partiye geçiş döneminin başbakanlarındandı, CHP'liydi. Hakkında bir kitapçık hazırlayan Trabzon eski milletvekili Rahmi Kumaş'ın deyimiyle "Trabzon'dan birçok ünlü siyaset adamı çıkmıştır ama, bunlar arasında başbakan olan yalnız Hasan Saka'dır."
Lozan Antlaşması'ndan başlayarak, devlete hizmet eden Hasan Saka, Üniversitede Maliye dersi vermiş, 36 yıl milletvekilliği, sekiz kez bakanlık, iki kez başbakanlık yapmış, Birleşmiş Milletler Örgütü'nün kuruluşu sırasında, Türkiye'yi Dışişleri Bakanı olarak temsil etmiştir.
Memlekete bunca yıl hizmet eden bir siyaset adamı olan Hasan Saka, hizmetleri bir yana, ünlü bir nüktesiyle, anılır...
* * *
YIL 1948, Demokrat Parti ile iktidar partisi CHP çekişiyor, birbirlerine sataşıyorlar, Başbakan Hasan Saka...
Trabzonlu Demokratlar, hemşerileri Başbakan Hasan Saka'ya tek kelimelik bir telgraf çekerler:
"Çekil!"
Hasan Saka 8 kelimeyle cevap verir:
"Arzunuz üzerine çekildim, 80 kilo 125 gram geldim."
Demokratlar, o'na görevinden istifa etmesini, "Çekil!" diyerek istemişler, Hasan Saka da Türkçe'nin zenginliğini kullanarak kantara çıkıp tartıldığını, 80 kilo geldiğini bildirmiştir. Bilindiği gibi "çekilmek" fiili aynı zamanda "tartılmak" anlamına da kullanılır.
Hasan Saka'nın, cevabındaki kilosu, ileri tarihlerde 60 okkadan 80 kiloya kadar değişik ağırlıklarda anılmıştır. Rahmi Kumaş araştırması sırasında bunun kaynağını bulur, 21 Ocak 1948 tarihli Cumhuriyet gazetesi, 80 kilo 125 gram...
* * *
HASAN Saka'nın Başbakanlıktan istifasından sonra, bazı gazeteler "İstifa etmeseydi, gruptan düşürülecekti" diye yazarlar. Rahmetli Doğan Nadi, bu söylentilere şu fıkrayı yakıştırır:
Trabzon'da, işsiz iki adama, "Samsun'a gidin, Çarşamba kazasında Çaltı burnunda başı boş atlar vardır, birer tane alın gelin, satarsınız!" demişler.
Adamlar gitmişler, güç bela iki ata kement atıp yakalamışlar, üzerlerine çıkmışlar, geliyorla. Atlar huysuz, dört nala gidiyorlar. Adamlardan biri attan düşmüş, öbürü geriye dönüp bağırırmış:
"Sen düştün kurtuldun, ya benim halim ne olacak?"
Fıkrada attan düşen Hasan Saka, atın üzerinde kalan da herhalde daha sonra başbakan olan Şemseddin Günaltay...