CHP’de 2010-2016 yılları arasında İl Başkanı olarak görev yapanlar başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere demokratik yapı ve kurumlara dönük baskıların belediye başkanlarının tutuklanmasına kadar gitmesine tepki gösterdi.
Aralarında dönemin Samsun İl Başkanı Mehmet Atalay’ın da bulunduğu il başkanları “Basına ve Kamuoyuna” başlığını taşıyan 85 il başkanı açıklamasında “Yaşanan süreç Hukuk kılıfına bürünmüş açık siyasi müdahaledir” denilerek şu ifadeler yer aldı:
“Siyasal iktidar uzunca süredir başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere demokratik yapı ve kurumlara dönük hukuku araçsallaştırılarak yapılan baskılar her gün yeni bir hal almaktadır Esenyurt Belediye başkanı sayın Ahmet Özer ile başlayan , sonrasında Beşiktaş Belediye Başkanı Sayın Rıza Akpoat , Beykoz belediye başkanı Alaattin Köseler, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan son olarak da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı aday adayı sayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik önce diploma iptali ardından hukuksuz gözaltı, siyasal iktidarın pervasızlığını milletin vicdanında yeni ve derin yaralar açacak şekilde vahim bir boyuta taşımıştır. Demokrasiye, adalete ve halkın iradesine en karanlık anlarda dahi sahip çıkanlar bilmektedir ki, gecenin en koyu karanlığı aslında şafağın müjdecisidir.
Cumhuriyet Halk Partisi, umudun, adaletin ve demokrasi mücadelesinin temsilcisi olarak, tarih boyunca doğruluğun ve iyiliğin yanında saf tutmuştur. Bugün karşı karşıya olduğumuz zorluklar geçicidir; ancak milletimizin demokrasiye, hukuka ve adalete olan inancı sonsuzdur. Umudu büyütmeye, dayanışmayı güçlendirmeye ve daha güzel yarınlara hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Çünkü hiçbir baskı, milletimizin yüreğinde taşıdığı umudun ışığını söndürmeye yetmeyecek ve tarih yine halkın iradesinden, demokrasiden yana olanların zaferini yazacaktır. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’yle dayanışma içinde olmak hukuk devletine sahip çıkmaktır.
Yaşanan süreç Hukuk kılıfına bürünmüş açık siyasi müdahaledir. Bu müdahale, demokrasiye inanmış her yurttaşımızı ve başta Cumhuriyet Halk Partilileri birlik ve dayanışma içinde olmaya çağırmaktadır. Bugün karşı karşıya olduğumuz mesele yalnızca Ekrem İmamoğlu’nun şahsıyla sınırlı değildir; mesele CHP’nin tarihinden miras aldığı demokrasi mücadelesi ve kurumsal kimliğinin hedef alınmasıdır. Bu süreçte, Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarımız ile dayanışma göstermek, parti üyelerimizin ve tüm demokratik kamuoyunun ortak sorumluluğudur. Parti içi çekişmeler, gruplaşmalar veya fırsatçılıklar yerine, kararlılıkla bütünleşmeli ve tek yürek hareket etmeliyiz. Unutulmamalıdır ki dünyanın en karanlık günlerinde, “imkânsız” denilen koşullarda, ülkemize umut ve ışık saçan bir liderin kurduğu partide mucize aramaya ihtiyacımız yoktur. CHP, tarih boyunca olduğu gibi bugün de adaletin, umudun ve özgürlüğün simgesi olmaya devam edecektir. CHP varsa adalet vardır; CHP varsa umut vardır.”
NOT: Dün yayınlanan “Yerel Seçim ve Önseçim Analizi” başlıklı yazımda yerel seçim ile önseçim arasındaki oy farkı konusuna bazı CHP’ler görüş bildirdi. Ortak görüş “Yerel seçimde bütün mahallelerde sandık kuruldu. Önseçim sandıkları ise belli merkezlerde vardı. Ulaşım sorunu yaşayan yurttaşlar sandıkların bulunduğu merkezlere gidemedi. Ayrıca kamu görevlileri de doğal olarak önseçim oylamasına katılamadı” şeklinde oldu. Görüş bildiren CHP’lilere teşekkür ederim.