Ertuğrul Günay 1974-1977 arasında CHP Ordu İl Başkanlığı yaptı. 1977 seçimlerinde en genç milletvekili olarak meclise girdi; 1977-1980 döneminde Ordu Milletvekilliği yaptı. 12 Eylül Darbesi’nde sonra tutuklandı, 1 yıl kadar tutuklu kaldıktan sonra 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
1980’den sonra siyasete SHP’de devam etti. SHP Ankara İl Başkanlığı ve Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
1992'de CHP'nin siyasal yaşama yeniden dönüşü üzerine CHP'de yer aldı. 9 Eylül 1992'den 1994 sonuna kadar CHP'nin Genel Sekreterlik görevinde bulundu.
1994'teki yerel seçimlerde CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına aday oldu.
1999’da CHP’nin TBMM dışında kalması üzerine yeniden aktif siyasete döndü. Genel Başkanlığa aday oldu. 2004 seçimlerinde Ordu'da DSP'li adayı desteklediği gerekçesiyle CHP'den ihraç edildi.
Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen talep üzerine 2007 genel seçimleri öncesi AKP’ye geçti.
İstanbul Milletvekili seçildi. 31 Ağustos 2007’de Kültür ve Turizm Bakanı olarak atandı. 2011 seçimlerinde İzmir Milletvekili seçildi. 2013 yılı ocak ayında yapılan kabine revizyonu ile görevden ayrıldı, yerine Ömer Çelik getirildi. 27 Aralık 2013’te AKP’den istifa etti.
Bu kadar bilgilendirmeden sonra yaşanan son gelişmeye bakalım.
Yerel seçim hazırlıkları kapsamında yoğun mesai harcayan partiler sürpriz isimler için temaslarını devam ettiriyor.
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, önce Saadet Partisi’nin ardından CHP'nin Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı teklifini kabul etmediğini duyurdu.
Günay adaylığın kendisine önerildiğini söyleyerek "Bu öneri, geçen bahar ülkemizin ‘tarafsız-bağımsız bir ortak isme’ ihtiyacı varken gelseydi, sanırım daha anlamlı olurdu" dedi.
Günay'ın yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Geçen hafta CHP Ordu İl Başkanı, milletvekilleri ve sayın Genel Başkan, Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için öneride bulunmak nezaketi gösterdiler.
Ardından birçok hemşehrim de bu öneriyi paylaştı.
Bir ay kadar önce Ordu’da Saadet Partisi İl Başkanı meslektaşım da bir heyetle ziyaretime gelmiş, ‘ortak adaylık’ konusunda düşüncemi sorma nezaketi göstermişti.
Tümüne teşekkür ederim. Ben, 10 yıldır, yanlışlara itiraz etmenin bedeli olarak yine bağımsızım.
Hiçbir partiyle ilgim yok; buna karşılık hemen her çevreden, partiden dostlarım, arkadaşlarım var.
Bu öneri, geçen bahar ülkemizin ‘tarafsız-bağımsız bir ortak isme’ ihtiyacı varken gelseydi, sanırım daha anlamlı olurdu.
Şimdi bu saatte, bir parti kalıbına girebileceğimi, ‘hak, adalet ve demokrasi’ anlayışımın mevcut partilerin sınırlarına sığabileceğini sanmıyorum.
Yine de iyi niyetle bu öneriyi dile getiren tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederim.
Millete gerçekten hizmet aşkıyla yola çıkan tüm adaylara başarılar dilerim.
Ülkemizde adaletin ve huzurun egemen olduğunu daha çok gecikmeden görmek umuduyla sevgilerimi, saygılarımı sunarım.