CHP’de “Gölge Kabine”dönemi başladı.
17 MYK üyesi gölge kabinede yer aldı.
Her bir bakanlığa karşılık olan Gölge Bakanlar, düzenli olarak kendi alanlarında yapılan uygulamaları takip edecek.
Her Gölge Bakan, kendi alanında olan çalışmalara odaklanacak ve alanının dışındaki konulara çıkmayacak.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gölge Bakanlara “Bakanlıkların ensesinde olun” dedi.
Gölge Kabinede görevlendirilen Gölge Bakanlara başta milletvekilleri olmak üzere partililer gördükleri yerde “sayın bakanım” diye hitap etmeye başlamışlar.
Aslında “sayın gölge bakanım” demeleri lazım!
Neyse konuyu uzatmayalım.
Benimde bir önerim olacak.
Bulundukları illerde 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerde milletvekili adayı olup da listelerde seçilecek sıralamada yer almayan milletvekili adayları da “gölge milletvekili” olarak, milletvekili seçilenleri gölge gibi takip etsinler.
Konu “gölge” olunca aklıma Sinoplu Diyojen ve Büyük İskender geldi.
Sinop’a yolu düşenler kentin girişinde heykelini gördükleri antik çağların ünlü filozofu Diyojen M.Ö. 412 yılında Sinop’ta doğmuştur.
Bu yüzden de antik kaynaklarda dahi Sinoplu Diyojen adıyla bilinir.
Diyojen mutluluğun en basit biçimde yaşanarak bile elde edilebileceğini savunmuş ve yaşamını bir fıçıda geçirmiştir.
Kinik düşünceyi benimseyen filozofa göre doğaya en uygun yaşam hayvanların yaşamıdır.
Diyojen ile ilgili anlatılan en ünlü hikayesi ise Büyük İskender ile arasında geçen diyalogdur.
Başkalarının sefillik olarak gördüğü yaşamına rağmen dünyanın pek çok yerinde ün yapan bu filozofu ziyaret eden Büyük İskender başka insanların kendisinden korkuyla kaçışmasına rağmen hiç istifini bozmayan Diyojen’e “sen benim kim olduğumu biliyor musun?"der.
Diyojen “sen benim kölemin kölesisin çünkü dünya benim kölemdir, sen de dünyanın kölesisin” diyerek cevap verir.
Diyojen’in bu yanıtı çok hoşuna giden İskender kendisinden istediğini dilemesini söyler. Diyojen’in cevabı ise yaşam felsefesine uygundur: “Gölge etme başka ihsan istemem”.