Atakum ilçesinin seyir terası konumunda olan bin 350 rakımlı Kocadağ, doğa yürüyüşü ve doğa sporları etkinliklerine ev sahipliği yapıyor.
Şehre yakınlığı nedeniyle yaz-kış tercih edilen bu bölge, araçla rahatlıkla ulaşılabilecek bir konumda yer alıyor.
Olası orman yangınlarını önlemek amacıyla izinli alanlar ve yetkili kişiler dışında ormanlık alanlara giriş ve çıkışlar yasak olmasına karşın birçok güzelliğe ev sahipliği yapan Kocadağ'da taş ocaklarının çalışması devam ediyor.
Taş ocaklarının ortaya çıkardığı çirkinlik dikkat çekiyor.
Yamaç paraşütü, doğa yürüyüşü ve off-road gibi birçok doğa ve macera sporuna elverişli olan Kocadağ, ziyaretçilerine eşsiz bir deniz manzarası sunuyor.
Atakum ilçesine 15 kilometre mesafede bulunan Kocadağ’da 20 yılı aşkın süredir işletilen taş ocakları nedeniyle doğa harikası dağ, yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya geliyor.
Bölgede bulunan Çamlıyazı, Meyvalı, Yukarı Aksu ve Kabadüz mahallelerinde yaşayan vatandaşlar, korku içinde yaşadıklarını, taş ocaklarında kullanılan dinamitler nedeniyle her gün ölüm tehlikesi yaşadıklarını söylüyorlar.
Kocadağ’ı yazarken sosyal medyada bir paylaşım dikkatimi çekti.
“Sevgili insanlar” diye başlayan yazıda şu ifadeler yer aldı:
“Benim adım Doğa.
Siz yokken de buradaydım, siz yok olunca da burada olacağım.
Ben küllerimden doğabilirim.
Siz bana acımayın, siz kendinize acıyın.
Sizler çoktan yanmış beyinlerinizle yaşamaya çalışırken, hayatın farkında olmanızı sağlamak için ben buradaydım.
Değerimi bilemediniz.
Ben yanarken keyfine bakanlar, ben yeniden doğarken ölmeye başlamış olacak.
Bana acımayın, siz kendinize, yanan insanlığınıza acıyın.
Ben bir süre burada olmayacağım.
Üzerimde yaşayan canlarla beraber gidiyoruz.
Döndüğümde siz hala ekrana bakarken yıllar geçmiş olacak.
Toprağa biraz daha yaklaşmış olacaksınız.
Ama siz bana acımayın, yanan beyinlerinize, giden hayatınıza acıyın.
Siz ‘ağaçlar gitti’ diye üzülmeyin.
Bir süreliğine toprak altına girdi tohumlarımız.
Biz küllerimizden de doğarız.
Siz küle dönmüş hayatlarınıza, ses çıkaramayan halinize acıyın.
Hoşçakalın."