Bir gazete haberinden alıntı yaptım:
Trafik cezalarına düzenleme geliyor!
• Alkollü araç kullananlar en az 36, en fazla 144 gün cezaevinde kalacak.
• 9.267 TL olan alkollü araç kullanma cezası 50 bin TL olacak, ehliyete el koyma süresi 6 aydan 1 yıla çıkacak.
• Uyuşturucu etkisinde araç kullanmanın cezası 47.842 TL’den 100 bin TL’ye yükseltilecek.
• Trafikte drift atma cezası 46.392 TL’den, 80 bin TL’ye, ehliyete el koyma süresi 60 günden 1 yıla çıkarılacak.
• Makas atma cezası 9.267 TL’den 50 bin TL’ye yükselecek.
• Trafikte ambulans, polis ve itfaiye araçlarına yol vermeyenlerin cezası ise 993 TL’den 20 bin TL çıkarılıyor.
…………………………..
Bu da bir sosyal medyadan alıntı:
İsveç'te derler ki:
"Eğer bir yerde çok fazla kasis varsa orada trafik kültürü düşüktür."
Bende sordum, "sebep?"
Onlar da şöyle açıkladılar:
"Tabelayı okumak yetmiyorsa, okuduğunu anlamıyorsa, fiziksel engel ile durdurmak zorunda kalıyorsun demektir. Bu aynı şekilde kaldırım yüksekliği için de geçerlidir, kaldırımlar yükseldikçe medeniyet iner."
Bir ülkenin trafiğine bak medeniyeti gör!
…………………….
Birazda gülelim mi?
Bir başka alıntı sizi güldürecek.
Süpermarketten çıktım, arabamın anahtarını aradım.
Cebimde değildi.
İçeri girdim domates, patates bölümü ve tüm rafları dikkatle aradım ama bir şey bulamadım.
Aniden farkettim ki, anahtarlarımı arabanın içinde bırakmış olabilirim ve araba çalınmış olabilir.
Hızlı bir şekilde otoparka koştum...
Arabam yoktu!
Polisi arayıp konumumu, arabanın tarifini, plakasını vs verdim ve anahtarı içeride bıraktığımı itiraf ettim.
Sonra en zor kararı verdim...
Karıma telefon ettim:
"Karıcığım...(sesim titredi) Anahtarı arabada bıraktım ve araba çalındı!"
Uzun bir sessizlik oldu...
Sonra bağırdı:
"Kuaföre gitmeden önce seni süpermarkete ben bıraktım! İhtiyar!"
Utanmadım değil ama "mutluyum" dedim, ne güzel.
"Yani, beni almaya da geliyor musun?"
Yine bağırdı:
“Yapamıyorum, aptal! Karakoldayım ve arabayı çalmadığıma onları ikna etmek zorundayım!”