Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Samsun’u defterinden sildi veya bu kenti buzdolabına koyup dondurdu mu?
Sel, yağmur, ölümler arasında bu soru aklıma geliverdi birden bire…
Sayın Erdoğan cezaevinden çıktıktan sonra geldiği Samsun’da elini belki de ilk sıkanlardan birisiyim.
O dönemler çıkardığımız Ekip Gazetesi’ni ziyaret etmişti kendileri…
Üzerinde cezaevinden çıkmanın bir rahatlığı vardı.
Sayın Erdoğan o dönemlerde Samsun’u seviyordu.
Sonrasında Samsun’a gelişlerinde ne oldu bilmiyorum, artık gelmez oluverdi…
Önce il kongresine geleceği duyuruldu sonrasında gelemeyecek yurt dışına gidiyor denildi.
Yani Sayın Başbakan Samsun’a gelmedi.
Ardından bu afet işi yaşandı. Bir bölümü TOKİ’nin yaptığı binalarda olmak üzere 12 kişi can verdi.
Sayın Başbakan Erdoğan Samsun’a yine gelmedi.
“Kimse işleri yoğundu Malatya’ya şehit törenine gitmişti” kelimelerinin arkasına sığınmasın. Sayın Başbakan için emrindeki uçakla Malatya’dan Samsun’a gelmek çocuk oyuncağıdır.
Ancak Sayın Başbakan Erdoğan Samsun’a yine gelmedi…
Sahi gerçekten neden gelmedi?
Var mı bu konuda bir fikri olan?
Ya şimdi söylesin veya sonsuza kadar sussun…
NE MUTLU TÜRK’ÜMDİYENE
Alt kimlik üst kimlik tartışmaları bu ülkede başlatıldığı zamanlarda günü gelir Andımız da tartışılır diye bir kelam etmiştik, hay etmez olaydık.
Galiba o zamanlarda sözünü ettiğimiz günlere geldik.
Sosyal medyada ve sokaklardaki afişlerde artık “Andımız” tartışılıyor.
Andımızdaki “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözleri tartışıldı önce.
Buradan Türk kelimesinin kaldırılması istendi.
Hatta “Sen ne mutlu Türk’üm diyene” dersem diğeri de “Ne mutlu kürdüm diyene der” gibi sözler sarf edildi.
Öyle bir duruma gelindi ki bırakın “Türk” kelimesinin andımızdan kaldırılmasını, istekle “Andımız kaldırılsın” demeye kadar ulaştı.
Birileri bu işleri kaşıyor.
Nereye kadar kaşıyacak bilmiyorum.
Andımızın kaldırılmasını veya içinden Türk kelimesinin çıkarılmasını bir tarafa bırakın ben “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE” diye bağırıyorum ve sesim çıktığı sürece de bağıracağım.
TEMİZLİK İMANDANDIR…
Bu sözü çok severim ve de sıkça kullanırım.
Müslümanlığın temelidir temizlik. Beş vakit namaz öncesi genellikle abdest alınmasının temelinde de temizlik yatar.
Bu söz son günlerde Samsun’da tam gerçek oldu.
Hacıhatun Camii önünden geçerken bu sözün nasıl gerçek olduğunu gözlerimle gördüm.
Tam da caminin kapısının yanına bir çöp kovası koyuvermiş belediye.
Hangi belediyenin böyle bir uygulama yaptığı hiç umurumda değil.
Önemli olan caminin kapısına bir çöp kutusu konulması yanlışlığının vatandaşa yaşatılmasıdır.
Eğer İlkadım Belediyesi tarafından böyle bir uygulama yapıldıysa Belediye Başkanı Sayın Necattin Demirtaş’ın haberinin olmadığına kalıbımı basarım.
Çünkü caminin kapısına asla bir çöp kutusu koydurmaz.
Nasıl olmuştur?
Nasıl olmuşsa olmuş önemli olan en kısa zamanda bu uygulamadan dönülmesidir…
GÜNÜN FIKRASI
Bir gün şirketin genel müdürü şirketi içinde dolaşmaya çıkmıştır. Tam ürün müdürü Temel'in ofisinin önünden geçerken onu sekreteriyle sarmaş dolaş bulur. Hışımla ofise dalar:
"Biz sana bu kadar parayı bunun için mi veriyoruz?"
Temel hiç istifini bozmaz:
"Hayur, pen ha bu işi pedavaya yapayrum..."
GÜNÜN SÖZÜ
Birçok erkeğin takdirini, bir tekinin daimi eleştirileriuğruna feda etmek istiyorsanız, hadi gidin evlenin. Katherine Hepburn
DUVAR YAZISI
Papağanımın konuşması için terörle mücadeleye verdim. Sonuçtan memnunum.