İYİ Parti’de Grup Başkanvekili Erhan Usta, eski Genel Başkan Akşener’in tutum ve söylemlerini doğru bulmadığı için karşısındaki aday Koray Aydın’ın yanında yer aldı. Sadece yer aldığını bir cümleyle ifade etti, Müsavvat Dervişoğlu Genel Başkan seçilirse Grup Başkanvekilliğinden istifa edeceğini söyledi ve de etti. Kimsenin aleyhine kimseye bir şey söylemedi.
Genel başkan seçiminde veya kabine değişikliğinde alışılagelmiş kurallar böyledir. Gelenin öncekileri görevden alarak yerlerine yenilerini görevlendirmesi yerine önceden istifa edilmesi aynı zamanda bir nezaket kuralıdır.
Yeniden yapılanmada karar vericiler öncekilerin tamamını olmasa da özellikle ayrılması durumunda yeri doldurulamayacak boşluk yaratacakları, kimi desteklediğine bakmaksızın yeniden görevlendirir. Dervişoğlu alınan yenilgide hiç sorumluluğu olmayan Usta’nın istifasını fırsat gördü yerine Buğra Kavuncu’yu görevlendirdi.
Erhan Usta 2019 Yerel Seçimlerinde Samsun’dan bağımsız Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu, oylarının bir kısmı diğer bağımsız adaylara ki seçim pusulasında aynı karede tek aday olması gerekirken Usta’nın karesinde başka aday olmasına ve oylarının bir kısmı Bağımsız Türkiye Partisi’ne gitmesine rağmen yüzde 21,8 oy aldı.
Usta’nın yerine Grup Başkanvekili olan Buğra Kavuncu, İstanbul İl Başkanlığı, Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olmasına rağmen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde İYİ Parti’nin adayı olarak yüzde 1’in altında oy alırken, oy kullandığı sandıkta sadece 3 oy; kendisi, eşi ve kızının oyu çıktı. Seçim sonuçları açıklandığı zaman Kavuncu’nun tüm görevlerini bırakması ve ‘Ben bu işi bilmiyorum’ diyerek ayrılması gerektiğini yazdım. Kavuncu da öyle yaptı, istifa ettiğini açıkladı. Gelin görün ki Dervişoğlu bu Kavuncu’yu grup başkan vekili yaptı.
Strateji fırsat ve tehditleri bir arada görebilme, fırsatlardan sırasıyla yararlanırken, tehditlere karşı da sırasıyla önlem alabilme becerisidir. Einstein ‘Aynı şey yapılırsa aynı sonuç elde edilir..’diyor. Sonucu değiştirmek için istenmeyen sonucu doğuran sebeplerin değiştirilmesi gerekir. Ama her değişişim inkılap, devrim, yenilik değildir. Yeniden yapılanmada hatalardan ders çıkarılmaz veya daha büyük hatalar yapılırsa yenilgi kaçınılmaz olur. Burada yapılan budur.
Düşeni kaldırmak gerekir. Ancak kendini yere atan için yapılacak bir şey yoktur. Göz olanı; akıl olacağı görür. Bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken, nasıl yapılamadığını izlemek zorunda kalmak en büyük psikolojik işkencedir. Gazların sıkıştırılarak hacmi daraltılabilir, ancak sıvıların daraltılamaz. Erik dalının basmaya gelmediği gibi; sıvılar da sıkıştırılmaya gelmez; dal kırılır, sıvılar sıkıştırılırsa ya kendilerine bir yol bulur ya da bulundukları kabı patlatır. Sıkıştırılan seçmen de ya gidecek yol bulur ya da sandığı patlatır. Tabii ki doldurarak değil; hayal kırıklığı yaratarak patlatır.
Halep’e giden yolcu çobana ne kadar zamanda varacağını sorar. Çoban cevap vermez, birkaç ez sorsa da çoban cevap vermez. Adam yola koyulduktan sonra arkasından ‘3 günde varırsın’ der. Adam merak eder ve geri gelir ve ‘Sorduğum zaman değil de şimdi niye söylüyorsun?’ der. Çoban ‘Gidişine baktım, bu gidişle 3 günde, farklı tempoda gidersen farklı zamanda varırsın’ der. İYİ Parti olağan kongreye de böyle gidersen sandıktan istediği sonucu almak bir tarafa, sandığa bile varamaz; yolda dağılır. Dost acı söyler.