Aynı ahırda yiyen içen ve aynı adamın malı olan bir eşek ve iki öküz varmış.
Eşek sürekli yan gelip yatar, öküzler ise boyunduruk vurulup çifte götürülürmüş.
Adam, öküzleri almış yine bir gün tarlaya çift sürmeye gitmiş.
İş başlamış.
Ancak bahar geldiğinden tarlayı ayrık otu sarmış.
Karasabanın ucu ayrık otuna takılınca öküzler bir hayli yorulmuş.
Akşam olup ahıra döndüklerinde eşeği yan gelip yatar görmüşler yine.
Ve başlamışlar söylenmeye:
"Sen burada yan gelip yatıyorsun. Biz boyunduruğa vuruluyoruz her gün 2 demişler ve "Bu işten nasıl kurtulacağız?" diye de sormuşlar eşeğe...
Eşek bu ya, eşeklik edecek ya...
Yine bir eşeklik edip başlamış öküzlere akıl vermeye:
"Biriniz yem yemesin, su içmesin, hasta gibi davransın. Sahibimiz
sabah geldiğinde iki öküzden birisini hasta görünce o gün tarlaya gitmezsiniz en azından..."
Elbet öküzlerden de öküzlükten başka bir iş beklenir mi, hemen eşeğin dediğini yapmışlar ve bir öküz ne yem yemiş ne de su içmiş.
Sahipleri sabah olup da ahıra geldiğinde bir de bakmış ki öküzlerden birisi hasta bön bön bakıyor ayakta duracak hali kalmamış.
Düşünmüş taşınmış, "Bu öküzün çifte götürülüp boyunduruk vurulacak hali kalmamış, tarlada iş bekliyor, bari hasta öküzün yerine eşeği çift sürmeye götüreyim" demiş ve...
Eşek kendisini bir anda boyunduruğa vurulmuş bulmuş.
Akşama kadar essahtan canı çıkmış eşeğin.
Akşam olup ahıra geldiğinde, hasta numarası yapıp orada yatan öküz başlamış kendisine gülmeye...
Eşek başlamış düşünmeye ve de söylenmeye...
Sana ne be eşek. Milletin işine niye karışırsın, eşekliğinden mi?
Bak öküzün işine bir karıştın boyunduruğa sen koşuldun...
Sana ne....
Sonra da öküze dönüp konuşmuş:
"Öyle yatıp gülüyorsun halime ancak yarın da ber güleceğim senin haline..."
Öküz sormuş:
"Neden?"
Eşek cevap vermiş:
"Sahibimiz, 'ben yatan bir öküzü ne yapayım bari kasapa vereyim gitsin' diye düşünüyor yarın seni kasapa verecek..."
Öküz bakmış ki işin ucunda bıçak altına yatmak var, ve kalkmış yattığı yerden başlamış yiyip içmeye ve kuvvetlenmeye...
Bu sırada eşek de kendi kendine söyleniyormuş:
"Sana ne, elin işine neden karışıyorsun. İşte sonucu. Karışırsan elin işine alırlar seni boyunduruk altına..."
Yani kısaca boyunduruk altına girmemek için ne yapmalıymış; Elin işine karışmamak lazımmış...
Bu eşek bana öyle bir ders verdi ki sormayın.
Artık asla karışmayacağım elin işine...
GÜNÜN FIKRASI
Hanımı, ters bir cevaptan evindeki hizmetçi kızı kovmuştu.
Hizmetçi kız, pılı pırtısını toplamış tam kapıdan çıkarken hanımına dönmüş:
Hoşça kalın efendim, amma söyleyecek bir sözüm var.
Söyle bakalım.
Birincisi sizden çok güzelim bunu bey söyledi. Kıyafetleriniz benim üzerimde daha güzel duruyor, bunu bey söyledi.
Ayrıca yatakta sizden daha çok becerikliymişim.
Onu da mı bey söyledi?
Hayır, onu şoför Temel söyledi.
GÜNÜN SÖZÜ
Her şeyin anahtarı sabırdır. Civcivi yumurtaları kırarak değil
kuluçkaya yatırarak elde ederiz. Glasson
DUVAR YAZISI
Arabada bebek var diyene ne yapalım kırmızı ışıkta durup da çeyrek
altın mı takalım...