Süper Lig'de sezona başlangıçlar zordur. Yoğun geçen kamp dönemi, gelenler gidenler, Ağustos ayı sıcakları, ilk haftalardaki fikstür, milli ara, oturmamış oyun sistemleri ve kadrolar derken 1,5 aylık bir süreç anlamadan geçer...
Bu dönemde geçen senelerden temelleri sağlam atılmış kulüpler sezona iyi başlar. Yeni kurulmuş takımlar ise sendeler...
Hoca ayrılıkları, son dakika transferleri derken, Eylül ayının ortasında artık herkes iyisiyle kötüsüyle herşey şekillenir ve ilk devre bitene kadar böyle gider.
Peki bizim açımızdan bu işin senaryosu nasıl oldu...
Biz de Gisdol gitti, Reis geldi.
Alman ekolüne devam ettik.
Bir kaç ayrılık dışında kadro aynı kadro...
Yani geçen seneden temelleri atılmış, Gisdol'la başarı hikayesi yazıp Süper Lig'de kalmış kadro.
Thomas Reis'le ise oyun felsefesi değişmiş yeni bir anlayış.
Çok geçmişe gitmeye, araştırıp, uzun uzun yazı yazmaya gerek yok.
Bugün sonuç 'önemli...'
Kimse hayal edemezdi, 3 deplasmanda 9 puan + sahamızda Başakşehir galibiyeti...
6 haftada / 12 puan...
Geçen sezondan kanayan yaramız deplasmanda yeni sezonda gol yemeden 9 puan çıkarmak, hayallerin de ötesinde...
8 günlük 3 maçlık performansımız önemliydi.
Konyaspor mağlubiyeti hesapları bozmuş, hatta oynanan futbol da 'sınıfı geçememişti.'
Sonrasında erteleme maçında Başakşehir galibiyeti, sonrası bir deplasman hikayesi daha Rize'den 3 puan.
Yine ibre bize döndü, hesaplar çok çok iyi tuttu...
Kesinlikle "hayal etmek, inanmak, başarmanın yarısıdır" derler ya...
Bizim hayallerimiz bambaşka şekillere, düşüncelere girdi.
Evet, büyük hayaller kurmak gerekir, iş hayatında yada özel hayatınızda bunu her insan yapar.
Ama gerçekçi olmak da 'en doğrusudur ki' ayakların yere sağlam basması gibi.
Süper Lig'in altından daha ne sular akacak, kışı-karı, yağmuru-çamuru, sakatlığı, kırmızı ve sarı kartı cezası...
Ligden düşme potasındakilerle ayrı mücadele, şampiyonluğa oynayanlarla ayrı mücadele...
Hele bir de VAR'ı, hakemi...
Evet, maraton çok çok uzun...
Daha çok yolumuz var, kayıplarımız olacak, çok kritik kazançlarımız da...
Alman Reis'e hak veriyorum,
Camiaya da çağrıda bulunuyorum...
Evet, "Şehir hayal kurabilir ama Reis ve kurmayları, futbolcuları ligde kalmaya odaklanmalı..."
Sahada rakiplere karşı taktik ve puan savaşları verecek olan sizlersiniz...
İşiniz çok zor.
Biz mi ne yapalım, "Pasaport işlemleri için neler gerekli bakalım, cebimizde hazır bulunsun..."
Olur da öyle bir hikaye yaşanırsa, ne mutlu Samsunsporlulara...
Ama tabi önce Süper Lig'de kalmak dileğiyle...
Kalın sağlıcakla...