Samsun’da işsizlik had safhaya ulaşmış. Evine ekmek götüremeyen vatandaşlardan bazıları semt pazarlarında dökülen sebze ve meyveleri topluyorlar.
Sonra da bunları evlerine götürüp yiyorlar. Peki, bütün bunlar neden oluyor?
Samsun’un zenginliğinden, yani Samsun’da kişi başına düşen gelirin yüksekliğinden değil. Samsun’daki iş sahalarının azlığından, insanların işe aşa muhtaç duruma gelmelerinden. Peki, insanları Samsun’da bu duruma kim getirdi, siz mi? Yoksa 20 yıldan beri Türkiye’yi yöneten Hükümet mi?
Samsun’a, “Zengin” diye yıllardır teşvik vermeyen, bu nedenle yeni iş sahalarının açılmasının önüne geçen AK Parti mi insanları böyle muhtaç duruma düşüren? Buradan şimdi Hükümet üyelerine sesleniyorum; Siz yine de Samsun’a teşvik vermeyin. Hatta kısmi teşvikten bile yararlandırmayın.
Çünkü insanlar artık size kızmıyorlar bile… Yani kendi durumlarına gülmelerine de az kaldı…
Padişah, vezirine bazı temel maddelere zam yapılması buyruğunu vermiş. Zam yapılmış. Tebaa kızmış. Padişah vezirini çağırıp sormuş halkın zammı nasıl karşıladığını.
Vezir; Kızıyorlar Haşmetlim diye cevap vermiş. Padişah birkaç gün sonra yine zam yapılmasını emretmiş. Emri hemen yerine getirilmiş. Padişah yine sormuş vezire: Ne yapıyor tebaam?
Vezir cevap vermiş: Size çok kızıyorlar Haşmetlim. Birkaç gün sonra padişah yine zam yapılmasını emretmiş. Vezir emri yerine getirmiş. Padişah yine sormuş vezire: Ne yapıyor tebaam?
Vezir cevaplamış soruyu: Zam hoşlarına gitti, gülüp oynuyorlar Haşmetlim. Bu cevap üzerine padişah şöyle konuşmuş: Amman, işin dozunu kaçırdık herhalde. Bazı zamları geri alın, piyasayı ucuzlatın…
Tam bunun gibi işte. İnsanlar pazarlardan yemek için atık toplasalar da, geçim sıkıntısı çekseler de, yine de seslerini çıkarmıyorlar. Hamdolsun.. Hamdolsun diye diye hafif de gülümsüyorlar…
GÜNÜN SÖZÜ
Özgür bir ülkede yaygara çok ıstırap az, baskı altındaki bir ülkede ise yakınma az, keder çoktur. (Carnot)