Yıllar öncesi…
Yaşımız ortaya çıkacak belki…
1965 yılından bahsediyorum.
Trabzon Lisesi’nin çiçeği burnunda paralı yatılı öğrencilerinden birisiydim.
Sonbahar’ın ilk günleriydi. Cumartesi günü iki dersimiz vardı ve sonrasında bir arkadaşımla okuldan çıkmıştık.
Uzun Sokak’ta eski adliye binasının duvarına yaslanmış duruyorduk.
Yoldan geçen bir bayana yanımdaki arkadaşım “Güzelim” diyerek laf atmıştı.
Bunun üzerine bayan dönmüş ve arkadaşıma “Hayvan” demişti.
Ben bozulmuştum, arkadaşım ise gülüyordu.
Bayan, arkadaşımın kahkaha atarak gülmesi üzerine geri dönmüş ve “Hayvan dediysek kuş, kelebek zannetme” deyivermişti.
Yıllar geçse de bunu hiç unutmam.
Unutmadığım bir başka konu da bu kentte doğruları yazınca üzerinizde kurulmak istenen baskılarla ilgili bir olaydı.
Gazeteci Necdet Uzun bu konuya dün köşesinde dikkat çekmişti.
Bir bürokrat için yazdığım yazı nedeniyle arkadaşlarımın eleştirisini alınca birkaç gün “Yemek tarifi” yapmıştım sütunlarımda.
Bu bir protesto idi sizin anlayacağınız.
Ancak yemek tarifi dediysem de “Karnıyarık” anlamayın sakın.
Yaptığım tarif doğrudan doğruya “Kabak Dolması”, “Patlıcan Dolması” tarifleriydi.
O yemeklerin tadını muhatapları hayatları boyunca unutamayacaklar sanırım.
Hele birkaç “Patlıcan dolması” daha sesinler de…
BU SORUNU KİM ÇÖZECEK?
Samsun’un Alaçam ile Yakakent ilçeleri arasında yıllardan beri süren bir anlaşmazlık var.
Anlaşmazlığın adı 2Minibüslerin yolcu taşıması” olayı.
Daha doğrusu yolcu taşıyamama olayı…
Alaçam’dan kalkan minibüsler yolcularını Yakakent girişinde, Yakakent’ten kalkan minibüsler ise yolcularını Alaçam girişinde bırakıyorlardı.
Bu gerçekten büyük sorun bir ara kısmen de olsa aşılabilmişti.
Kim kaşıdı ne yaptı bilmiyorum ancak yine bu sorun hortlamış.
İlçeler arasında ulaşım aksayınca haliyle yolcular da perişan durumda.
Konunun çözüme kavuşması için toplantılar yapıldığı belirtiliyor.
Sanırım sorun ta tepeden çözüme kavuşturulmalı.
Sayın Samsun Valisi Hüseyin Aksoy bu konuya müdahil olup, tarafları dinledikten sonra kararlar almalı ve aldığı kararların uygulanıp uygulanmadığını da takip etmeli.
Allah göstermesin, hasta bir bayanın bu taşıma komedisi nedeniyle can verdiğini bir düşünün…
Ben düşünmek bile istemiyorum…
AMBULANS MI HASTA NAKİL ARACI MI?
Yeni uygulama, konuya muhatap olanları büyük sıkıntı ve zorluklarla karşı karşıya bıraktığı gibi sinir katsayılarını da yükseltiyor.
Türkçe olarak “Çankurtaran” da denilen Ambulansların içindeki doktorlar geri çekilmiş.
Doktorların yerlerine doktor olmayanlar getirilmiş.
Yani bu durumda araçlar “Cankurtaran” olmaktan çıkarılmış, hastayı nakleden araç durumuna gelivermiş.
Neden?
Doktor sıkıntısı mı var?
Hatta bu yetmezmiş gibi havadan hasta nakleden helikopterdeki doktorlar da yakında geri çekilecek yerlerine hasta bakıcılar(!) bindirilecekmiş.
Eh gidi ey, sözüm ona sağlıkta çağ atlamıştık.
Atladığımız yerden düştüm mü ne???
GÜNÜN FIKRASI
Temel ölünce cennetin kapısında kuyruğa girer.
Hemen önünde bekleyen adam pederdir. Kapıda bir melek beklemektedir.
Melek pedere sorar:
Hiç günahın var mı peder?
Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim.
Karıma ve çocuklarıma sadık kaldım.
İnsanlara ve hayvanlara hep yardım ettim
Melek:
Çok iyi, bunları biliyorduk zaten.
Al sana cennetin gümüş anahtarı der.
Ve sonra Temel'e döner.
Senin hiç günahın var mı?
Temel:
Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım.Tanrıya dua etmedim açıkçası, inancım da zayıftı ve bir günahım vardı..
Çok sert ve hızlı otobüs kullanırdım.
Melek Temel’e döner ve bunu da biliyoruz..
Çok iyi al sana cennetin altın anahtarı..
Peder bu olaya çok sinirlenir:
Ben hayatımı tanrıya adadım siz de gidip bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz, haksızlık değil mi ?!!
Melek gülerek:
Oğlum sen vaaz verirken herkes uyuyordu ama Temel otobüs kullanırken herkes dua ediyordu.
Skor farklı yani!
GÜNÜN SÖZÜ
Gerçeği bilenler ile onu sevenler hiç bir zaman eşit değildirler. Confucius
DUVAR YAZISI
Moraliniz bozuksa, son kullanma tarihine bakın