İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta sonuçlar açıklanmadan önce yanında yer aldığı Koray Aydın’ın kazanamaması durumunda yeni genel başkanın partiyi yeniden yapılandırmasına katkı sağlamak için görevinden ayrılacağını söylemişti. Müsavvat Dervişoğlu kazanınca İYİ Parti’den istifa etmedi, daha önce söylediği gibi grup başkan vekilliğinden istifa etti.
Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan konuşurken yayını kesen ve Erdoğan’ın konuşmasına bağlanan ‘Havuz Medyası’ da benzer yayını CHP Gen Bşk Özgür Özel için yapan Halk TV ve benzer medya da Ustanın partisinden istifa ettiğini açıklasa da Usta İYİ Partiden istifa etmedi.
Akşener dönemindeki dağılma süreci toparlanma sürecine dönüşürken, Usta neden ayrılsın? İYİ Parti için şimdi ayrılma değil birleşme zamanıdır. Dervişoğlu da ayrılması durumunda yeri doldurulamayacak boşluk yaratacak olan Usta’yı aynı veya benzer görevi vererek değerlendirecektir.
Aksi durumda yaklaşık bir yıl sonra; Haziran 2025’te yapılacak olağan kongrede Dervişoğlu da Akşener gibi veda konuşması yapmak zorunda kalır. Tolga Akalın da herkesin daha iyi hazırlanabilmesi için, olağan kongreye kadar ayrıştırıcı değil; birleştirip, bütünleştirmesi için Dervişoğlu’nu destekledi.
İYİ Parti hala oy verilebilirlik oranı en yüksek partidir. Ancak uygulanan yanlış politikalar, stratejik hatalar, yanlış yapılanma ve yanlış adaylar yüzünden, özellikle de Kılıçdaroğlu ve Özel’in hatalarının faturasını ödemekten ciddi oy kaybına uğradı. Akşener kendi hataları yetmiyormuş gibi başkalarının hatalarından da sorumlu tutuldu.
Kılıçdaroğlu kazanacağına o kadar inandırıldı ki Erdoğan’ın 3. kez aday olamayacağını söyleyen hukukçulara, ‘mağduriyet yaratmaya gerek yok zaten kaybediyor’ dedi ve Akşener’in onayını almadan aday oldu, seçilemedi. Akşenerhaklı çıkmasına rağmen Kılıçdaroğlu’ ve akıl hocaları yerine günah keçisi ilan edildi.
Nalıncı keseri gibi kendine yontan değil; adil, stratejik bir işbirliğiyle Samsun’da da Ordu da Büyükşehir belediyeleri alınabilirdi. İYİ Parti seçmeni hemen hemen her yerde CHP adaylarına oy verirken, CHP’li seçmen Ordu’da seçilme şansı olmayan kendi adayına oy verdi ve İYİ Parti’nin adayı kazanamadı. Strateji bunun neresinde?
İttifak veya işbirliği yapılarak tek aday gösterilseydi, Samsun’da aday gösterilen kazanabilirdi. İYİ Partililerin CHP adaylarını desteklediği illerde işbirliği mi yapılmıştı, hayır yapılmamıştı.
Son yerel seçimlerin uzak birinci kaybedeni Erdoğan’dır; bakanlarıyla birlikte yürüttüğü seçim kampanyalarının sonunda ilk kez ikinci parti oldu büyük şehir, il, ilçe belediye başkanlıklarını, meclis üyelerini kaybetti.
‘Bu bir yerel seçimdi, ben aday değildim’ diyerek işin içinden çıkamaz. Çünkü Erdoğan kaybedilen yerlerin hepsinden adaymış gibi seçim kampanyası yürüttü. Partili cumhurbaşkanı olup, adayları belirleyip, seçim kampanyaları yürütürseniz yerel seçim genel seçime hatta referanduma dönüşür.
‘Halk nihayet gerçeği gördü’ diyerek CHP eski kafasıyla yola devam ederse ki öyle görünüyor, Erdoğan yeniden kazanabilir. Erdoğan 2007 S seçimlerine kısa bir süre kala ‘Oylarımız yüzde 26’ya düştü’ dediği zaman, tarafsız anketlere göre 23’tü. Seçimlerde yüzde 46 oy aldı.
Erdoğan’ın sorunu; seçim kazanmak değil; bir daha aday olabilmek. Bu nedenle Anayasa değişikliği yapılarak yeniden aday olabilmenin yollarını arıyor. Yeniden parlamenter sisteme geçerek ki bu değişiklik yeniden aday olma hakkı vermese de daha önce yaptı oldu? Yeniden neden olmasın?