Samsun geçen hafta başından beri yaşanan sel felaketini konuşuyor, ölenlerin ardından ağıtlar yakıyor.
Her önüne gelen cadı avına çıkmış gibi konuşup duruyor.
Yetkilisi de ilgilisi de yetkisiz ve ilgisizi de atıp tutuyor.
Bazı meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları raporlar hazırlıyor kendilerine göre belirledikleri hatalar zincirini kamuoyuyla paylaşıyor.
Tabi bütün bunlar, selde meydana gelen can kayıpları nedeniyle meydana geliyor.
Peki ya ölümler olmasaydı?
Selde can kayıpları yaşanmasaydı?
Sayfa sayfa raporlar yazılıp bu raporlar kamuoyuyla paylaşılacak mıydı?
Hiç sanmıyorum.
Raporda bazı kamu kurumları ve belediyeler suçlanıyor.
Peki, bu işler yapılırken bu meslek odaları ilgilileri ve de yetkilileri burada değiller miydi?
Derelerin yataklarıyla oynandığını ve bir sel durumunda zarara hatta ölümlere yol açabileceğini kamuoyuna iyi anlatabilmişler miydi?
TOKİ bodrum katları kapıcı dairesi yaparken seslerini yükseltmişler miydi?
Ya belediyeler bu bodrumlara oturma ruhsatı verirken “olmaz, verilemez burada insanlar ölür, sel gelir” demişler miydi?
Demişlerse bugün de konuşmakta haklılar.
Yok dememişlerse…
Bugün suçladıkları kurumlar veya kişiler kadar, bu sivil toplum kuruluşlarının ilgili ve de yetkilileri de aynı derecede suçludurlar.
Durumdan vazife çıkarıp da ön plana çıkma gayretlerini kimse yemiyor artık.
SELDEN ÖNCE VE SONRA
Sel Samsun’da bir gerçeği daha gösterdi.
Çok acı ama selle birlikte adeta fes düştü ve kel göründü.
Samsun ilinin bu tür afetler için hiç de hazır olmadığı anlaşıldı.
Ne plan ne de program.
Koordinasyon sıfırın altında…
İl yöneticileri gelen bakanların peşinde halk ise perişan…
Selden sonra epey zaman geçti ve artık “ölen öldü kalan sağlar bizimdir bari oylarını alalım” çalışması başladı sanırım.
Ancak Canik’te olmasına rağmen sahada baştan beri olan Belediye ve bu belediyenin başkanı İlkadım ve Sayın Necattin Demirtaş’tı.
Canik belediyesi sel mağduruydu, büyükşehir belediyesi de ilk anlarda ortalıkta görünmedi.
Neden?
Tepkili vatandaşın kendilerine ve araçlarına saldırmalarından mı korktular?
Selden sonra ortalık durulmaya başlanınca “hasarlarınızı karşılayacağız” teraneleri söylenmeye başlandı.
Bekleyip göreceğiz bu yaralar nasıl sarılacak.
Ve her zaman olduğu gibi biz yine bu konuda da halkın yanında olacak sorunlarını duyurmaları için köprü görevi yapacağız.
Tabi ilk şaşkınlık atlatılınca Samsun’daki neredeyse tüm belediyeler ekipmanlarıyla müdahil oldular.
Afetlere hazırlıklı yakalanmanın önemini bir kez daha hatırlattı…
SÖZDE KALMAYIP EYLEME GEÇMELİ
Bakan Erdoğan Bayraktar Samsun’daki selden sonra bordum katlara bundan böyle iskan verilmeyeceği konusunda karar alınacağını duyurdu.
Ancak geçen süre içinde ne hikmetse bu konuda bir karar alınmadı.
Çok mu zor?
TOKİ’nin böyle bir kararla milyonlarda lira zarara gireceğinden mi korkuluyor?
Ya söz vermeyeceksiniz ya da verdiğiniz sözün arkasında duracaksınız…
AFET KORDİNASYON MERKEZİ
Samsun’daki sel gösterdi ki Afet Koordinasyon Merkezi denilen oluşum asıl afetlerden sonra toplanıp çalışmalıdır.
Hatta kurulda belediye başkanları da bulunmalıdır.
Hatalı raporu veren kurumların yöneticilerinin o kurulda bulunması ne derece doğrudur?
Bu konuyu daha önce de gündeme getirmiştik ve Atakum Belediye Başkanı Sayın Metin Burma böyle bir kurulda kendisinin yer almadığını dile getirmişti.
Belediye başkanlarının da içinde bulunacağı böyle bir merkez afetten sonra değil asıl afet olmadan çalışmalı ve afete hazırlanılmalıdır.
Çünkü artık şu görülmüştür ki Samsun’da ortalama beş yılda bir sel olmakta ve en azından maddi zarar meydana getirmektedir.
GÜNÜN FIKRASI
Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Belediye Başkanlığı zamanında fırınları geziyormuş. Kendisine, ağzı oldukça bozuk bir fırıncı pasta ikram etmiş. Fahrettin Bey, şöyle bir tadına bakmış ve sormuş:
"Hımmm!... Çok güzelmiş, ne kattın buna?"
Fırıncı gülümseyerek yanıtlamış:
"Sana koydum efendim!"
Fahrettin Bey, bu söz üzerine pastadan bir lokma daha almış ve devam etmiş:
"Ben de bütün fırıncılara söyleyeyim, hepsi Sana koysunlar!..."
GÜNÜN SÖZÜ
Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek. Pitigrilli
DUVAR YAZISI
Güvenmek iyidir ama güvenmemek daha iyidir.