Dün akşam gazeteden çıktıktan sonra eve doğru geliyordum ki, Gazi Park girişine denk gelen sokakta, yani Ulusoy' un köşesinde bir kalabalık gördüm.
Merakla yaklaşınca da kalabalığın iki polis memuru ve biri yerde yatan iki gence baktığını ve kalabalıktan bazılarının polis memurlarını suçlar şekilde mırıldandıklarına tanık oldum.
Ne oluğunu merak edip sorduğumda, iki memurun o iki genci etkisiz hale getirmek için biraz uğraştığını, sonra da biber gazı ile amçlarına ulaştıklarını öğrendim.
Kalabalığın mırıldanmalarından anladığım kadarıyla polis memurunun biber gazını sıkarken biraz abartmış olduğunu anladım.
Gençler ne suç işlediler bilmiyorum, ya da bir suçları var mı onu da öğrenemedim. Ayrıntılar yarın nasılolsa Polis Bülteninde yer alacaktır.
Benim asıl merak ettiğim şudur:
Polisimiz, son zamanlarda halkın kendisine olan sevgisini ve güvenini yitiriyor. Bunu yaparken de azami gayret sarfediyor. Aslında bunu polisimizin tümüne mal etmekte doğru değil. Bazı polise memurları diye düzeltmek daha doğru ifade biçimiolacaktır.
Ki;
İki memurdan birisinin bu yaşananlardan pek de hoşnut olmadığını gözlemledim.
Buraya kadar durum olağan gibi görünüyor. Memurların biber gazını sıkarken ölçüyü kaçırmış oldukları da sıradan bir durum gibi algılanabilir. Haksız da sayılmaz böye düşünenler.
Benim asıl üzerinde durmak istediğim şudur:
O iki gencin karakola götürülürken uğradıkları muamele insan onurunun kaldırabileceği ilçileri aşıyordu.
Saat 18.23 sırlarıydı 55 A 7532 plakalı polis otosu olayın gerçekleştiği yere geldi. Belliki memurlardan birisi tarafından çağırılmıştı. Gençler elleri kelepçelenmiş biçimde araca bindiriliyordu ki, gence biber gazı sıkan o memurun öfkesi henüz geçmemişti anlaşılan. Gençler elleri kalepçeli olarak araca alınırken suratlarına ikişer yümruk vurmayı ihmal etmedi. Burada bir parantez açarak gelen ekibin hiç bir suçu ve olayda bir dahlinin olmadığını da söylemeliyim.
O polis memuru muhtemelen gençleri araca bindirken başlattığı uygulamayı karakolda da devam ettirmek isteyecektir. Ama eminim ki amirleri buna asla ve kata izin vermeyecektir.
Gençlerin araca alınırken dövüldüğünü gören kalabalıktan birçok kişinin memurlara karşı öfkesi daha da kabarmıştı.
Belki gençler suçlu, belki polis memurları gerçekten de başlangıçta haklıydılar. Ama bir memurun uygulaması halkın gözaltına alınana değilde polise karşı öfke belirtileri sergilemesi manidardır aslında.
Emniyet Müdürü İsmail Türkmeneli' nin böylesi uygulamalara izin vermeyeceğinden eminim. Bu durumu öğrense düzeltmek için gerekli önlemleri alacağını da biliyorum.
Bu gibi münferit sayılabilecek olayların ülkenin önemli kurumlarından olan Emniyet teşkilatının bütününe mal etmenin yanlış olduğunu da biliyorum. Ama polis teşkilatını yönetenlerin küçük bir olayda bile halkın desteğini yitirmeye başlamanın ne kadar önemli olduğunu fark ettiklerini zannediyorum. Fakat Polis şeflerinin önlem almak için bir yerden başlamaları gerektiğinin de altını çizmek istiyorum.
Şimdi ne olmalı!
Emin Kar, Galip Öztürk’ le görüşmesinin ardından kongre kararı alınca, bu kararın alınmasında Galip Öztürk’ ün etkili olduğunu düşünenlerin sayısı az değildi.
Bir de Bakan’ ın tavrı var tabii.
Galip Öztürk’ le görüşmesinin bu kararın alınmasında çok etkili olduğunu düşünenlerdenim ben. Ama Bakan Suat Kılıç’ da Samsunspor’a destek olurken yalnız bırakıldığından şikayet etmektedir. Bakan’ ın bu düşünceye kapılmakta son derece haklı olduğunu düşünmekteyim ben.
Şöyle ki:
Bakan’ ın Samsunspor’ a destek olduğunu düşünenler, kulübe yardım edecek olsalar bile ‘‘Nasıl olsa Bakan yardım ediyor’’ diye bunu yapmıyorlar. Bütün yük Bakan Suat Kılıç’ ın üzerine kalıyor.
Bakan, geçen sezon yardım etmiş midir?
Hakkını yemeyelim. Emin Kar yönetiminin hemen hemen yegâne destekçisi Bakan Suat Kılıç olmuştur.
Suat Kılıç spor değil ki bu kulübün adı.
Samsunspor’a adımız ki öyle; bu şehirden para ve itibar kazanan herkesin Samsunspor’a destek vermesi gerekmektedir.
Samsunspor kongreye gidiyor.
İki hafta içersinde yeni bir yönetim kurulu oluşturulacak.
Emin Kar, her ne kadar aday olmayacağını söylese de, yeniden Samsunspor Başkanı olmayı düşünüyor.
En azından ben öyle olduğuna inanıyorum ki: zaten kongre kararını açıklarken ‘’şartlar neyi gösterir bilemem’’ diyerek, buna bir açık kapı da bırakmıştır.
HALUK TAN, ADAY OLMAYACAK.
Biliyorsunuz şehirde Galip Öztürk’ ün kongreye müdahil olmasını ve bir aday çıkarmasını bekleyenlerin sayısı az değil. Aday olacağı şeklinde adı en çok konuşulan isim olan Haluk Tan’ın kesinlikle aday olmayacağını biliyorum.
Galip Öztürk, Haluk Tan veya Metro Gurubundan her hangi bir başka ismin de aday olmasını istemiyor.
Nereden mi biliyorum?
Bu soruya şu yanıtı verebilirim ben. Bunca yılın meslek tecrübesi ve doğru haberin nereden alınacağını bilmek denilebilir.
GALİP ÖZTÜRK’ ÜN GÖNLÜNDEKİ ASLAN KİM?
Bütün bunlara rağmen, Samsunspor’ u çok sevdiğini bildiğim ve iyi bir taraftar olduğuna inandığım Galip Öztürk, kim başkan olursa olsun, kulübe her zamanki desteği gelecektir. Galip Öztürk’ ün bu konuda açıklama yapmasını bekleyenler olduğunu biliyorum ama böyle bir açıklamaya gerek olmadığını da düşünüyorum. Galip Bey’ in her şekil ver şartta desteğini sürdüreceğini kendisine yakın isimler her fırsatta bunu dillendiriyorlar zaten.
Soru şu:
Galip Öztürk’ ün gönlünde yatan bir Aslan, yani bir başkan adayı var mı?
Burada ben sadece düşüncelerimi söyleyebilirim ama Galip Öztürk’ ün de yakın çevresindekilerin de benim gibi düşündüğünden eminim.
Galip Bey, Emin Kar’ın yeniden Başkan olmasına karşı çıkmıyor ancak, Samsunspor’ u Süper Lig hedefine taşıyacak kişinin Erkut Tutu olduğunu düşünüyor.
Beni böyle düşünmeye iten en büyük neden de şudur: Emin Kar, Galip Öztürk’ le yaptığı görüşmede, Bakan’ ın da kulüpten desteğini çekmek üzere olduğunu bu nedenle kendisinin göreve devam etmesi halinde takımı ancak Lig’ te tutabileceğini söylemiş olmasıdır. Zira Galip Öztürk, Samsunspor’ un her zaman büyük hedefler kovalamasını istemektedir.
Benim bu iddiama karşı çıkanlar olacağını düşünüyorum. Gerekçelerinin de Samsunspor’u iki sezon önce Bank Asya’ da şampiyon yapan Erkut Tutu’ nun elinden alan kişinin Galip Öztürk olduğunu söyleyeceklerdir.
Doğrudur. Ancak, Galip Öztürk’ e şimdi soracak olursanız o kararın doğru bir karar olmadığını kendisi de söyleyecektir.
ALACAKLARI İÇİN KAZIM YILMAZ İKNA EDİLEBİLİR
Samsunspor’ u önümüzdeki süreçte bekleyen en büyük tehlike günü gelmiş borçların ödenmesi sorunudur. Oyuncu alacaklarının ödenmesi için para bulunabileceğini düşünüyorum ben. Gerek Emin Kar ve gerekse Erkut Turu veya başka bir Başkan’ ın yönetiminde oluşturulacak güçlü bir yönetim kuruluna Samsun şehrinin kaynak bulunması çok zor bir durum değil.
Ortak Payda Samsunspor olunca bu şehir, transfer tahtasının kapanmasına izin vermeyecektir.
Kulüpten en büyük alacağı olan Kazım Yılmaz’ ın da alacaklarını ötelemesi için ikna edileceğini biliyorum.
Tahliye olduktan sonra kendisine geçmiş olsun ziyaretine giden Kazım Yılmaz ile galip Öztürk arasında buzların eridiğini de biliyorum. Halen iş ortaklıkları devam eden Kazım Yılmaz’ ı, Galip Öztürk’ ün kolayca ikna edebileceği de bilinen bir gerçektir.