Başlangıç; İznik
Bursa’dan beş yıl sonra, 1331’de Türklerin eline geçtiği halde ilk önemli yapıların meydana getirildiği İznik, Osmanlı mimarisinin beşiği olmuştur. Burada ayakta kalan, kitabesi, tarihi belli en eski eser, batı yönünde üç gözlü son cemaat yeri ile tek kubbeli Hacı Özbek Camii olup, 1333 tarihlidir.
Bir sıra kesme taş, üç veya dört sıra tuğla olarak değişen örgüsü, İznik’te ve hatta Bursa, Edirne ve İstanbul’daki ilk eserlerin bazılarında devam etmiş bir özelliktedir. Prizmatik üçgenler ( Türk üçgeni ) üzerine oturan kubbesi, batı yanında, kapı önüne rastlayan bir bölümü çapraz tonoz iki bölümü tek bir beşik tonozla örtülen son cemaat yeri ile bu cami Selçuklu mescitlerinde görülen mimarinin etkisindedir. Hacı Hamza Kümbeti ile birlikte bu caminin de mimarı olan, bu dönemin adı bilinen ilk Osmanlı mimarı Hacı Ali’dir.
Tek kubbeli klasik camilerde mekanı geliştirmek yolunda ilk araştırmalara işaret eden Yeşil Camii, İznik’te Osmanlı mimarisinin en önemli ve abidevi yapısıdır. Mimarı Hacı Musa olup, eseri bu yapıtın inşası 1378’de başlayıp 1392’de bitmiştir. Yanlarda aynalı tonoz, ortada iri dilimlerle yivlendirilmiş sağır fenerli bir kubbe ile örtülü bir giriş bölümü vardır. 11 m. çapındaki asıl kubbe, badem tabir edilen prizmatik üçgenler üzerine tam bir yarım küre biçimindedir. Burada tek kubbeli mekanın öne doğru uzatılarak genişletilmesi yeni bir denemedir. İçten ve dıştan mermer bloklarla kaplı duvarlar, doğu ve batı yanda iki kat pencere sıraları ile açılarak, Bursa camilerinin pencereli duvarlarına öncü olmuştur.
İznik Yeşil Camii, Selçuklu mimarisinden Osmanlı üslubuna bir geçiş yapısı olarak önemlidir.
İznik Yeşil Camii
Orhan Gazi’nin İznik kuşatması sırasında, surlar dışında, yeni şehir kapısı yakınında yaptırdığı mescidin, kazılarda meydana çıkarılan ve Bilecik Orhan Gazi İmareti’ne benzeyen planı, Osmanlı’larda ilk defa ters T biçiminde, yan mekanlı veya zaviyeli camiler şeması ortaya çıkarmaktadır. Ancak abidevi olarak ters T planı, Orhan Gazi’nin 1339’da Bursa’da yaptırdığı Orhan Camii’nde, arka arkaya iki kubbe ve yanlarda daha küçük birer kubbe olarak gerçekleştirilmiştir. Bu planın geliştirilmesi de Bursa camilerinde olmuştur.
İznik’te I. Murat Hüdavendigar’ın annesi Nilüfer Hatun hatırasına 1388’de yaptırdığı çok gösterişli imaret ( aşhane ), bu planın camiler dışında ilk kullanılışını gösterir.
İznik Nilüfer Hatun İmareti
İznik yapılarında yeni bir üslubun, Osmanlı mimarisinin habercisi olarak, mekanı öne doğru uzatılmış kubbeli camii ile orijinal mukarnaslı sütün başlıkları, çinili minare, mermer mihrap, imaret ve türbeler, ters T planında ilk denemeler ve medreselerin başlangıcını, Osmanlı üslubunda ilk türbeleri kesmetaş ve tuğla sırları ile değişik duvar örgüsünü bir arada bulmaktayız. Gerçekten İznik, Osmanlı mimarisinin sonraki gelişmesinin çekirdeklerini içinde taşıyan bir merkez olmuştur.