Bir mimar ve bir ekonomist olarak 40 yılı aşkındır kesintisiz sürdürdüğüm çalışma hayatımda, edindiğim mesleki deneyimleri, yaşanmışlıkları kısa bir özet olarak kaleme aldım. Memleketime, insanlığa bir nebze bir faydam olabilirse, ne mutlu bana... Kendimi bahtiyar hissedeceğim.
Çağdaş şehirler, çağdaş şehir işletmeciliği yapılan şehirlerdir. Şehir işletmeciliği günümüzde çok önemli bir olgu haline gelmiştir. Şehirlerimiz, yeterli donanıma sahip uzman kişilerce yönetilmezse, çok ağır sonuçları olmaktadır ki; bugün örneklerini yaygın olarak görmekteyiz.
Çağdaş şehirler…
Teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir hızla devam ediyor. Hayal dahi edemediğimiz yenilikler, günlük hayatımızda sıradan şeylermiş gibi yerlerini alıyor. Günlük hayatımıza akıllı binaların girmesi ile birlikte; artık elimizin altındaki bir düğme ile evimizde bulunan bütün aletleri, çok uzaklardan kontrol edebilme; çalıştırma-durdurma gibi imkanlara sahip bulunuyoruz.
Şehirlerin otomasyonu ve akıllı şehirler, günlük hayatımızda da yerini almış bulunuyor. Teknolojik gelişmeler ışığında, bütün şehircilik hizmetlerini otomasyona bağlayıp belli merkezlerden kontrol ve idare etmek konusunda ciddi adımlar atıldı ve atılmaya da devam ediyor.
Şehir hayatına; ilk olarak, güvenlik ve trafik kontrolleri yapmak amacıyla giren otomasyon sistemleri; kentleşmenin ayrılmaz bir parçası olarak yerini almış bulunuyor.
Bütün bu gelişmelere gözlerimizi kapayarak, günümüz şehirlerini inşa etmek ve yönetmek mümkün değildir. Büyük şehirlerimizde olduğu gibi en küçük kasabalara kadar, otomasyon sistemini içeren akıllı şehir olgusunu taşımak, yaygınlaştırmak zorundayız.
Çağdaş insanlar, çağdaş şehirlerde otururlar.
Çağdaş şehirler ise, çağın gereklerine göre yapılandırılan ve yönetilen şehirlerdir. Bir şehrin çağdaş olup olmadığını gösteren üç ana kriter bulunmaktadır.
Bu kriterler; ulaşım, atıklar(çöpler) ve şehrin estetiği, fiziki görünüm konularını içermektedir.
Bu kriterlere bir de “otomasyonla yönetilen akıllı şehir” olma özelliğini eklemek gerekmektedir.
Bu üç temel kriter; yalnızca İstanbul gibi bir megapol için değil, küçük bir taşra kasabası için de geçerlidir. Bu üç kriteri kısaca gözden geçirelim ve şehirlerimizin, çağdaş şehir anlayışıyla çakışıp - çakışmadığını ya da ne oranda çakışabildiğini değerlendirmeye çalışalım:
Ulaşım
Çağdaş bir şehirde yaşayan insanları, her gün evlerinden işlerine-işlerinden evlerine otobüslerde, minibüslerde balık istifi gibi saatlerce yolculuk yaptırarak değil; metro gibi çağdaş toplu ulaşım araçlarını kullanarak, rahat bir ortamda, süratle gidecekleri yere ulaştırmak gerekmektedir.
Trafiğe çıkan birçok araç yerine, çağdaş toplu ulaşımın gereği olarak raylı sistemler düşünülmelidir. Bu hem çağdaşlığın gereğidir ve hem de zaman, yakıt ve diğer konularda büyük tasarruflar sağlayacaktır. Gürültü kirliliği, çevre kirliliği, yol yetersizliği, trafik sıkışıklığı ortadan kalkarken; insanlar yorulmadan kısa sürelerde varacakları yerlere ulaşabileceklerdir. Çağdaş bir şehirde yaşamanın keyfine varacak, tadını çıkaracaklardır.
Atıklar (çöpler)
Çağdaş bir şehirde atıklar, alelade bir şekilde toplanıp çevreye kirlilik verecek yerlere atılmamalıdır. Atıklar; tekrar geri kazanılacak tarzda toplanmalı, ayrıştırılarak bir gramını dahi atmadan, geri kazanmalı ve çevre kirliliğine sebebiyet vermeden, ekonomiye katkı sağlayacak şekilde değerlendirilmelidir. Atıklar (çöpler) ekonomiye kazandırılacak çok önemli bir ham madde olarak görülmelidir.
Şehir estetiği ve fiziki görünüm
Çağdaş bir kentte, çarpık-çurpuk binalar, daracık–itfaiye aracı dahi giremeyen sokaklar- olmamalı. Sıvasız, boyasız, demir filizleri bırakılmış çatısız, bitmemiş ve öylece bırakılmış binalar olmamalı. Eskimiş, metruk hale gelmiş ve terk edilmiş bakımsız binalar olmamalı. Şehir; sokakları, caddeleri, meydanları, yeşil alanları, sosyal donatıları ve binaları ile bir bütünlük - ahenk içerisinde olmalıdır.
Çağdaş şehirler; planlanmış ve planlar çerçevesinde yapılaşmış, çağdaş bir insanın her türlü ihtiyacını rahatlıkla karşılayabileceği, şehir estetiğinin gerektirdiği, ortamı sunmalıdır.
Şehir işletmeciliği yatırımlara yön vermelidir…
Çağdaş şehircilik; günümüz Türkiye'sindeki gibi, belediyelerimizin aklına estiğinde, vatandaşları canından bezdirircesine yaptıkları kaldırım yenileme işleri değildir. Ancak, kaldırımın da standardı belirlenmeli ve gelişigüzel değiştirilememelidir.
Çağdaş şehirlerde, şehir işletmeciliği büyük önem taşımaktadır ve üst yapıyı destekleyen çok ciddi manada alt yapı tesisleri bulunmaktadır. Özellikle şehir içi ulaşımı, ağırlıklı olarak başta metro olmak üzere, raylı sistemlerle çözümlenmektedir. Caddeler, sokaklar gelişigüzel, ikide bir kazılmaz. Çünkü; yolların altında, şehrin elektrik, doğal gaz, telefon, su vb. şebekelerin topluca geçtiği galeriler vardır. Bu galerilerde bakım ve onarım için dolaşılabilir, ihtiyaç duyulduğunda - hiçbir yer kazılmadan - yeni şebekeler eklenebilir.
İşte; bu kriterler ışığında, şehirlerimizin ne kadar çağdaş olduğunu değerlendirebileceğimiz gibi, gerçekten çağdaş şehirler oluşturabilmemiz için yapmamız gerekenleri de görebiliriz.
Göçler, şehirleşmeyi olumsuz etkiliyor…
Ancak, Türkiye’de kentleşmenin önündeki en büyük olumsuzluk; planlanmamış ve ardı arkası kesilmeyen insan göçleri olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye’de; köyden-kente, küçük şehirlerden-büyük şehirlere, doğudan-batıya doğru; bir türlü kontrol altına alınamayan bir göç hareketi yaşanmaktadır.
Dünya şehri İstanbul; bir megapol mü, yoksa bir mega köy mü? Tartışmaları gündemimizi daha hayli bir zaman işgal edeceğe benziyor. İstanbul’da yaşayanların İstanbul’da doğma oranı %50’nin çok aşağılarında bulunuyor. İstanbul’un bazı ilçelerinde yaşayanların %10’u kadarının, ancak o ilçede doğduğunu görüyoruz. Böyle bir sonucu doğuran göç baskısı altında sağlıklı bir şehir oluşması ve çağdaş bir şehir işletmeciliği yapılması mümkün olamamaktadır.
Kaldı ki, bu göçüp gelen insanlar geldikleri yerlerde de büyük bir erozyona neden olmakta ve arkalarında viran olmuş ıssız köyler, yerleşim yerleri bırakmaktadırlar. Göç veren şehirlerin de, başta ekonomik olmak üzere her konuda erozyona uğradıklarını da gözlemlemekteyiz.