Hayatta yaşadığı süre içinde gereken değeri aldı mı Neşet usta?
Ya da kim hak ettiği değeri alıyor?
Ustalarımıza, öğretmenlerimize, profesörlerimize, sanatçılarımıza ne kadar değer veriyoruz!
Başaran ustamın!, Şükran öğretmenimin!, ve Neşet babanın! hakkı var bizde.
Bu hak bir alkışla ödenmez!
Hz. Ali ne demişti: ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum!’ daha ötesi ne olabilir ki…
Ustalar, hocalarımız, öğretmenlerimiz eli öpülesi insanlar!
Hayatlarını toplum için feda eden insanlar!
Hepsinin ortak yanı; bu olsa gerek…
Kadir kıymetlerini ne kadar biliyoruz?
Ya da kimlere o kadar hak etmediği halde o kadar değer veriyoruz ki…
Neşet Ertaş yanmış ve yüzlerce şarkı ve türküyü kaleme almış.
Nasıl ki; Nazım Hikmet ‘Ben yanarım sen yanarsın, karanlıklar aydınlığa çıkar, ben yanmazsam sen yanmazsan karanlıklar aydınlığa çıkmaz!’ dediyse; Neşet usta da kendi dünyasında adeta ateş oldu, kor oldu yandı.
‘Işık saçman için önce yanman gerekir!’
Neşet usta da yanmış yanmış yanmış!
Bugün aklıma Neşet Baba geldi.
Sizin için araştırdım.
Bir taraftan Neşet ustanın gönlünü pavyonda kaptırdığı Leylası için söylediği ‘YAZIMI KIŞA ÇEVİRDİN KAR YAĞDIRDIN BAŞA LEYLAM!’ eserini dinliyorum, diğer taraftan da bu yazıyı yazıyorum.
Leyla aşkı yüzünden Neşet ustanın babasıyla arası açılır.
Baba Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş’a pavyondan aldığın eş, sana eş olmaz der…
Ama Neşet ustanın Leyla’dan üç çocuğu olur. Ve yedi yıl sonra da ayrılırlar.
Ve; o meşhur şarkıları yazmaya başlar usta.
Bu arada da babası Muharrem Ertaş’la uzun yıllar konuşmazlar.
Fakat; aynı sahnede çalıp söylemeye devam ederler.
Büyük usta babasına seslenerek ‘CAHİLDİM DÜNYANIN RENGİNE KANDIM!’ 1988’de de; ‘KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM!’ sonrasında da ‘HATA BENİM GÜNAH BENİM SUÇ BENİM!’ ve ‘EVVELİM SEN OLDUN AHİRİM SENSİN!’ adlı eserlerine imza atar büyük usta.
Büyük usta; hep şarkılarında Leyla’sına seslendi.
Ustanın hayatı ve Leylasına olan aşkı beni hep etkilemiş ve yaralamıştır…
Her kelimesi bir ok gibidir ustanın.
Bazen kanatır, bazen insanın ömrünü alır gider, bazen de ömrüne ömür katar.
Bir başkadır Neşet usta!
Ustayı Leyla, bizi de Neşet Baba yaktı! Desem yeridir.
Sazdan o ses nasıl çıkar?
Böyle derin sözler nasıl yazılır?
Bu sözleri yaşamak için neler yaşanır?
Bir konserle servet edinmek varken, neden biletsiz konser verilir?
Bir sanatçı ceketini çıkarmak için neden seyirciden izin ister?
Adına Neşet Ertaş demişler yürek desen tarifi yok.
İyi ki tanıdık büyük üstat seni.
Ustada Anadolu kendini bulur, herkes kendinden bir şey bulur; bu bazen yakarış, bazen haykırış, bazen yalvarış, bazen de affetmek, pişmanlık olarak tezenesinden nağmelere dökülür.
Ona yaşarken boşuna ‘Bozkırın tezenesi!’ demediler.
İnsanı etkilememesi çok zor.
Bu alemden bir Neşet geçti, ceketi omzunda, derdi yüreğinde, yüreğinin sözü dilinde, nağmesi sazında…
Büyük ustayı rahmetle ve saygıyla anıyorum!
Ustayı anlatmaya sayfalar yetmez.