Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin eski başkanının bu kentin vatandaşlarına 'pahalı su faturaları' adeta hediyesi olmuştu.
5 yıl Samsun'un gündeminden düşmedi.
TÜFE ile yükseldikçe yükseldi.
Samsunluların tepkisini de dinlemedi eski başkan.
Sonra ne oldu?
Partisi yeniden aday yapmadı.
31 Mart'ta da evine gitti.
Şimdi eski başkan koltuktan kalktı, yerine kendisi gibi AK Partili olan Halit Doğan oturdu.
Yavaş yavaş taşlar yerine oturuyor.
SASKİ 2024 yılı Genel Kurul Toplantısı’nda geçerli olan su tarifesinde mesken abonelerinin su satış bedelinde yüzde 15 indirim yapılmasına karar verildi.
SBB Başkanı Halit Doğan, “Samsunlu hemşehrilerimizin su kullanımını daha uygun hale getirmeyi hedefliyoruz. Mesken abonelerinin su satış bedelinde yüzde 15 indirim yapılmasına karar verdik. Tüm hemşehrilerimize hayırlı olsun” dedi.
Ayrıca suya yapılan yüzde 15’lik indirim ile az kullananın az ödediği bir sistem de hayata geçirilecek.
Su, yaşamsal bir ihtiyaç ve herkesin suya erişilebilirliğini sağlamak gerekir.
Başkan Doğan'ı, 'İnsan odaklı' düşündüğü için kutluyorum.
İçinde insan olan her hizmet, önemlidir ve alkış alır.
Ancak yapılan Genel Kurul'da yargının hukuka uygun bulmadığı aylık TÜFE zammının iptali ile ilgili bir şey göremedim.
O nedenle ihtiyatlı yazıyorum.
İndirim güzel ama TÜFE zammı devamsa, birkaç ay içinde yine su pahalı düzeye gelecektir.
Kesin çözüm 6 ayda bir SASKİ Genel Kurulu'nun zam görüşmesidir.
Yoksa bu indirim pansumandan öteye gitmez.
Ama yine de ilk adım olarak 'iyi niyetli bir çalışma.'
6 ayda bir düzeltme yaparız diyorlarsa o başka konu.
Şu an için 'kutluyorum.'
Sonrasını zaman gösterecek.
*****************
RADİKAL KARAR...
Sokak hayvanlarının 'uyutulması' ile ilgili yasa tasarısı daha çıkmadan tartışmaların odağı oldu.
Tartışılmalı da.
Öncelikle şunu belirtmek isterim;
Çok radikal bir karar.
Başıboş köpeklerin barınaklarda rehabilite edilmesi için verilecek çaba yerine 'sahiplenilmezlerse' yaşamlarına son verilmesi uygulaması, vicdanları sızlatan bir uygulama olur.
Tartışmaların da ardı arkası kesilmez.
Başıboş köpeklerin insanlara saldırdığı doğrudur.
Ve bu saldırılarda can kayıpları da yaşandı.
Buna karşıyız ve hemfikiriz.
Çocukların, kadınların, yaşlıların can ve mal güvenliği endişelerini de görmezden gelemeyiz.
Bu kesinlikle önlenmeli.
Ama tüm köpekler saldırgan değil ki.
İşte asıl çözülmesi gereken konu bu.
Kurunun yanında yaş da yanmamalı ve bir kısırlaştırma seferberliği ile doğru çözüm bulunmalı.
O yasa tasarısı, 'öncelikle saldırgan ırkların sokaklardan toplatılmasını içermeli.'
Diğer can dostların da, rehabilite edilmeleri, kısırlaştırılmaları ile başıboş sokak hayvanlarının artışının önüne geçilebilmeli.
Özellikle köylerden 'adeta akan başıboş köpek çoğalması' önlenmeli.
Tüm sokak hayvanlarını aynı yasa tasarısı içine koyup, yaşamlarını sonlandırmak 'bir çözüm değil', olmamalı.
Oysa kedi, köpek gibi evcil hayvanlara çip takılarak dijital kimlik sistemi getiren, ev hayvanlarını terk edenlere yaptırımlar öngören Hayvanları Koruma Kanunu Temmuz 2021’de yürürlüğe girmişti.
Şimdi üzerinden 3 yıl geçmeden 'uyutma tasarısı' gündemde.
Sistem şöyle işleyecek.
Yasa teklifine göre; başıboş hayvanlar barınaklarda toplanacak ve köpeklerin fotoğrafları çekilerek, internet sitelerinde sahiplendirme ilanı yayınlanacak.
30 gün boyunca sahiplenilmeyen köpekler, iğne ile ilaç verilerek uyutulacak.
Uyutulan köpeklerden boşalan barınaklara alınacak yeni hayvanlar için de aynı süreçler işletilecek.
Oysa bu işin en pahalı ve zor yöntemi olarak öne çıkıyor.
Bir köpeğin uyutma işlemi ortalama 3 bin liraya mal oluyor, kısırlaştırma ise 300 liraya.
Sonra barınak ne kadar yeterli?
O kadar hayvan için yapılacak barınakların maliyeti yük.
Kalıcı olarak kısırlaştırma kampanyası ve kırsaldaki üretimin durdurulması, çok büyük sahiplendirme kampanyasıyla bu konu çözülür.
Dün HAYTAP gönüllüleri köpekleriyle birlikte büromuza ziyarete geldiler.
Can dostlar çok sevimliydi gerçekten.
Hayvanseverlerin 'çağrısı çok anlamlı...'
HAYTAP Temsilcisi Gül Turan, "Kısırlaştırma kampanyası yapılsın, merdiven altı 'cins köpek üretimi' durdurulsun, biz gerekirse gönüllü çalışalım. Ama can dostlarımızın uyutulmasına izin veremeyiz..."
Doğru çözüm bu gibi görülüyor.
Ancak saldırgan köpekler için de sahipli ya da sahipsiz 'kesinlikle önlem alınmalı.'
Başka ülkeler nasıl çözüm bulmuş, iyice incelenmeli.