Dün yazdığımız Muzaffer Önder'in büstündeki 'isim hatası' ile ilgili Büyükşehir Belediyesi dün düzeltme yaptı.
Yani 'dikkat edilmeden, bir kez bile kontrol edilmeden, halkın görüşüne sunulan büst, şimdi doğru isimle yerinde duruyor.
Hatalar insanlar içindir.. Hatadan dönülmesi ise erdemdir.
Bunda hepimiz hem fikiriz..
Ama Samsun'a yıllarca hizmet vermiş olan ve abi olarak anılan rahmetli bir belediye başkanı için, keşke daha önce dikkatli davranılsaydı da o büst yerine konulmadan önce, 'hassas davranılsaydı'..
Hassas davranılma denilince asıl konuya da girmek istiyorum..
Samsun'da yapılan bir çok çalışmanın neden bir anda probleme dönüştüğünü düşünüyorum..
Mesela; Batı Parka sahile yapılan iki adet aslan var.. İçi kafetarya olacak filan..
Görsellik olarak harika ama, Samsun'un aslanla uzaktan yakından ne ilgisi var acaba diye de düşünmeden edemiyorum..
Peki yerine ne koysaydık diye soranların olduğunu duyar gibiyim..
Hiç düşünmedim.. Zaten benim düşünmem de önemli değil.. Fikir üretebilirim ama 'sormadılar ki' üzerinde çalışalım..
Samsun kamuoyuna sordular mı, hayır. Ya bu işle ilgilenen kentsel çalışma yapmış uzmanlara, sanmıyorum..
Ne olsun, aslan olsun. Tamam deyip inşaatına başladılar..
Şimdi Samsun sahillerinden açıktan bir gemi geçtiğini düşünün. Yabancı bandıralı olsun. Sahile bakıyor iki aslan görüyor dev gibi..
Samsun'da herhalde yaban hayatın sürdüğünü filan sanırlar.. Evlerine gittiklerinde de anlatırlar. Çocuklarına, eşlerine hatta arkadaşlarına..
Karadeniz'de aslanlı kentten de geçtik..
Hele bir de resim çektirdilerse demeyin keyfine..
Neresi diye sorarlarsa TÜRKİYE - SAMSUN, diyecekler...
Gir yine googleye.. Samsun ve aslan ya da Samsun'da aslan yaz karşına çıkan sonuç ne biliyor musunuz.?
Samsunspor'un, Galatasaray'la yaptığı maçlar yer alıyor. Onlarca sonuç.. 'Samsunspor Aslan'ı ağırladı ya da Aslan'la Karadeniz ekibi karşılaştı gibi..
Hadi sülünü kabullendik, daha önceki yıllarda Samsun'da yaşamış, göç yaparken uğrak yerleriymiş anladık da, aslan neyin nesi...
Şimdi biz dedik diye, aslanları tutup da, Muzaffer Önder'in ismindeki yanlışlığı düzelttikleri gibi, 'sülüne çeviremeyecekler' biliyoruz ama..
Yaşadığımız kente de biraz saygı duyalım, değerlerine sahip çıkalım diyorum..
Kurtuluş mücadelesinin başladığı, 19 Mayıs kenti Samsun'la ilgili bir tasarrufta bulunurken, şu halka da, işin uzmanlarına da, sivil toplum örgütlerine de biraz danışsanız, çok şey mi istemiş oluruz..
Yazık değil mi Cumhuriyet tarihine kahramanlığıyla adını altın harflerle yazdıran kentin 'kedigillerin en büyüğü olan et obur bir hayvanla hiç alakası yokken anılması...
Görkemli yelesi, olağanüstü kuvveti, azamet ve cesaretinden dolayı “Hayvanlar Kralı” olarak tanınan aslanla Samsun'un ne ilgisi var..
Samsun Afrika kıtasında mı?, yoksa İran veya Hindistan'da mı.?
Berber aslanı, Senegal aslanı, İran aslanı, Hindistan aslanı, Kap aslanı gibi çeşitleri olan aslanın, hangi cinsi olduğu da belirsiz olan heykellerini yapmak nereden aklınıza geldi bilmiyorum ama;
Bu kent, hayvan figürleriyle değil, 'ilkadım kenti' olma özelliğiyle 'tarihdeki' yerini Atatürk'ü kucaklayan kent olarak zaten almıştır..
Aslanla, sülünle dört tarafı dolsa da mitolojik çağın Amisos'u Samsun, yakın tarihimizin de 'kurtuluş destanının yazılmaya başladığı kenttir'..
Dünya coğrafyasındaki yerini de koordinatlarıyla veriyorum; 40° 50’ - 41° 51’ kuzey enlemleri , 37° 08’ ve 34° 25’ doğu boylamları arasındadır.
Fiziki haritaya göre; nokta atışıyla tam yeri ise; Karadeniz sahil şeridinin orta bölümünde Yeşilırmak ve Kızılırmak nehirlerinin Karadeniz’e döküldükleri deltalar arasında yer alır.
Yaban hayatta da 'aslana hiç bir zaman rastlanmamıştır'..