Samsun'da görüldüğü gibi siyaset sürekli değişiyor.
Türkiye gündemi oluşabilecek gelişmelere sahne oluyoruz.
Hızlı dönüyor, değişimler, istifalar, partilere kayışlar, rozet takmalar.
Duracak gibi de görülmüyor.
Samsun'da 31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti'nin aday yapmadığı bazı belediye başkanları ve belediye başkan adayı olmayan siyasiler; kendine yeni çıkış yolu olarak yeni siyasi partiler bulmuştu.
Hatta rozet bile taktılar.
Yeniden Refah Partisi bu konuda önemli rol üstlendi.
Büyükşehir Belediye Başkan adayı Adem Güney bu konuda iyi bir organizasyon ve koordinasyon ile seçilebilecek bazı adayların partisinden aday olması için çalışma yaptı.
Başardı da.
Eğer biraz daha propaganda yapılabilse, daha önce o adayları bünyesine katabilse;
Biraz daha sahaya erken girebilse; mesela Vezirköprü, Tekkeköy’'e seçimi kazanabilirlerdi de.
Sonuç itibari ile Ladik'te AK Parti'nin disipline sevk ettiği ve aday yapmadığı Adnan Topal, Yeniden Refah Partisi'nden aday oldu seçimi kazandı.
Ayvacık Belediyesi'nde yine YRP kazandı.
Kavak'ta Şerif Ün ile seçime girdi kazandı.
İYİ Parti 'kazanabileceğim' diye düşündüğü İlkadım'da hüsrana uğradı ama Yakakent'te doktor Şerafettin Aydoğdu ile girdiği seçimden galip çıktı.
AK Parti için 31 Mart seçimleri başarılı sonuçlanmadı ve bir çok ilçeyi kaybetti ama sonrasında yaralarını sardı.
Kendilerine partilerinde yer bulamayanlar, seçimi kazandı ama sonrasında seçmenine bile sormadan saf değiştirdi, AK Parti'ye geçti.
Bu AK Parti'nin Samsun'daki yönetiminin başarısızlığı kadar, YRP ve İYİ Parti'nin yöneticilerinin de başarısızlığıdır.
AK Parti'nin şu an için Kavak'ta ve Çarşamba'daki bağımsız Başkan Hüseyin Dündar hariç firesi yok.
Çarşamba'yı bilmem ama Kavak'ın MHP'ye geçmesi 'işareti aldığı' zaman an meselesi gibi duruyor.
Şu an için işaret almamış olmalı...
Şimdi diyeceksiniz ki nasıl oluyor da bu kadar kolay, oyunu aldığı seçmene sormadan başkanlar parti değiştiriyor.
Yasal sorun yok elbette ama etik sorunu var.
Ama başka bir şey daha var.
Başkanları, 'ben ne yapayım' dedirtecek kadar önemli sorun.
YRP ve İYİ Parti'de yaşanan iç sorunlar.
Çünkü Samsun örneğinden bakarsan, YRP'de Samsun ile Ankara arasında, özellikle de Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç ile SBB adayı Adem Güney arasındaki uyuşmazlık.
Resmen iç karışıklık yaşanıyor partide.
Parti huzursuz, üyeler huzursuz, dolayısıyla belediye başkanları da huzursuzdu.
Suat Kılıç ile Adem Güney arasındaki anlaşmazlık, kargaşa, gerginlik partilileri de çok etkiledi.
Hatta konu il başkanlığı değişimine kadar gitti.
Muzaffer Candemir gibi eski bir siyasetçi Yeniden Refah Partisi'nin il başkanlığına getirildi.
Genel Başkan Fatih Erbakan, Candemir'i getirdi ama öncesinde başlayan sıkıntılar, istifalar, Candemir sonrası da devam etmeyi sürdürdü.
Muzaffer Candemir partiyi toparlamaya ne kadar çalışırsa çalışsın, partinin çatısında yaşanan bazı sorunlarla baş etmesi güç.
Bu İYİ Parti için de böyle, aynı şekilde.
31 Mart yerel seçimleri sonrası Meral Akşener'in evine dönmesi, sonra AK Parti'ye yakınlığının dile getirilmesi, Müsavat Dervişoğlu'nun genel başkan olmasıyla başlayan istifalar, elbette belediye başkanları için olum gelişmeler değil.
Sorgulanan bir genel başkan!
Zaten Samsun'un en küçük ilçesini kazanabilme başarısı gösteren İYİ Parti, maalesef Samsun'da her geçen gün eriyor.
Bunu kabul etmemek, görememek herhalde en yakın zamanda yapılabilecek bir erken seçimde şok etkisi yaratmayacaktır İYİ Parti'de ve
Beklenen sonuç olarak görülmeli.
Samsun'a genel seçim olsun, yerel seçim olsun dışardan ithal olarak getirilen kadın aday seçimden sonra Samsun'da hiç görülmemesi kentte en çok konuşulan konulardan.
Vatandaşların sorunlarını dinlememesi özellikle partililer tarafından çok eleştirildiği gibi 'bir daha aday yapmasınlar' Samsun'dan sözlerini de sürekli duymaya başladım.
Sahipsiz bırakılmış bir belediye başkanının parti değiştirmesine sıcak bakmıyorum ama yerelde partisinde umut görmeyen de gider.
Bu kadar basit.
Bakın yanlış anlaşılmasın söylediğim, 'etik bulmuyorum' ama partilerde bu kadar karışıklık varken 'ne haliniz varsa görün' şeklinde bir süreç izleyebilir elbette başkanlar.
Şimdi Samsun'a ne kaldı, AK Parti kaybettiği belediyelerden birçoğunu aldı.
İktidar ortağı MHP, aldığı belediyelerde mevcut rutine devam ediyor.
CHP bildiğiniz gibi Atakum'da tek belediyede, inanılmayacak hatalar yaparak yoluna devam ediyor.
Sıkıştı kaldı, orada işler iyi gitmiyor.
Yani bizim buradan bakıyorum da önümüzde bir erken seçim olsa AK Parti'nin dışında 'hangi parti hazır acaba' diye düşünmeden edemiyorum.
Kaldı ki CHP'de gün geçmiyor garip iddialarla gündemi.
Şahsi fikrim AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse'nin şuan ki performansıyla çok iyi çalıştığına inanıyorum.
31 Mart yerel seçimler öncesi bu kadar çalışabilse sonuçlar farklı olabilirdi.
Şimdi rozete de gerek kalmazdı.
Peki erken bir genel seçimde ne olur derseniz?
AK Parti bu moralle Samsun'da iyi iş yapar.
Büyükşehir Belediyesi'nde de halkla iyi iletişimde olan bir isim varken...
Ama aynı şekilde CHP'nin parti meclisi üyesinin Samsun'da olmasına rağmen o kadar vasat bir görüntü izletiyor ki,
Olası bir erken seçime hiç hazır değil.
Samsun'da erken seçime hiçbir katkısı olacağını da sanmıyorum.
Ne sahada var ne de vatandaşın yanında.
Atakum Belediyesi, ne yazıkki önümüzdeki bir erken seçime çok kötü bir örnek olma yolunda ısrarla yürüyor.
Tüm bunları değerlendirdiğimde siyasi partilerin içinde olduğu durumu genel seçime doğru yapacakları çalışmaları da tahmin edebiliyorum.
İl Başkanı olarak güven tazelemiş bir AK Parti'yi tüm ekipleri ile vekiller dahil düşünüce;
Samsun'da muhalefetin işi hiç kolay değil.
Yani 31 Mart'ta AK Parti'nin kaybettiği oy kaybı, iyi bir süreçle yönetilirek, önümüzdeki dönem ile erken seçime pozitif bir takviye gibi olmuş durumda.
Büyükşehir, İlkadım, Canik, Terme ve Havza gibi bazı ilçelerdeki çalışmaların da seçmenin oyunda olumlu yönde artısı olur.
Çünkü muhalefet belediyesi dökülüyor adeta.
Bana göre bu yaşananların faturası da olmalı ama siyasi partiler, Ankara'dan Samsun'u çok net göremiyor galiba.
Göremedikleri için de küçüldükçe küçülüyorlar.