Samsun Canik'te akaryakıt istasyonunun yıkama yerinde heyelan nedeniyle 3 can kaybının yaşanması sonrası, önemli kararlar alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararnameyle kayaların dibinde faaliyet gösteren işletmelerin bulunduğu alanları 'afet riskli bölge' ilan etti.
Şimdi işyeri sahipleri 'bizim halimiz ne olacak diye sormaya başladı.’
Yani bıraksalar, o haliyle devam edecek olanlar var ve yine olan masum insanlara olacak.
Önemli olan rant değil, can.
Nasıl olacak, ne şekilde tahliye edilecek, çok soru var elbette ama yaşanabilecek olumsuz bir olayın, heyelanın saati ve zamanını bilen yok elbette.
O nedenle tahliyeler çok hızlı;
Orada işyerleri olanların kazanılmış haklarının 'nasıl çözüleceği olayı', zamanla ya da parasını verip çözülmesi gerekir.
O bütçeye ve imkanlara bağlı bir olay.
Ancak 'canları korumak' elimizde.
Zamana ve bütçeye dayalı bir durum değil.
Riski bir an önce Allah korusun yeni bir olay yaşanmadan bertaraf etmek gerekir.
Oradaki işletmeler ne olacak sorusuna gelince; iş yeri sahipleri de bilmiyor, bana göre şu an yetkililerin de kafasında net bir şey yok.
Bir iki işletme sahibi aradı ve inanın beklediğimden daha olgunlukla durumu karşıladıklarına şahit oldum.
Öncelikle 'zamanında şu kadar para ödeyerek aldık o yerleri diye söze başladıklarında' tepkileri olacak sandım.
Ama öyle olmadı.
Konu üzerindeki hassasiyetimiz ve kamuoyunu doğru bilgilendirdiğimiz için teşekkür ettiler.
Ben de bu durumdan memnun oldum.
Önce can demeleri önemliydi.
'Haklarımız bir şekilde alınır, ama risk çok daha önemli' diye olaya bakmaları gerçekten çok hoşuma gitti.
Aklın yolu bir sonuçta.
Valilik, Çevre İl Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi ve nihayetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan da, 'riskin farkına vararak', bölgeyi afet riskli alan etti.
Sonuç olarak, orada hak sahibi olanların da sorunları çözülecektir.
Kaldı ki; Samsun’da gerçekleşen Kentsel Dönüşüm Sempozyumu’nda konuşan SBB Başkanı Halit Doğan, yaklaşık bin 250 metre uzunluğundaki riskli alanı kamulaştıracaklarını söyledi.
Üniversitelerden bilimsel rapor istendi. Geoteknik raporlar hazırlandı ve 55.71 hektarlık alan kamulaştırıldı.
Elbette asıl zor süreç, tahliye sonrası.
Çözüm nasıl olacak, bununla ilgili gelişmelerde de doğru bilgilendirmemiz devam edecektir.
Ancak;
Afet riskli alan ilan edilen yerlerin dışında kaldığı söylenen yerlerde risk yok mu, bu biraz kafa karıştırıcı.
Mimar ve Şehir Plancısı Embiya Sancak, özellikle AVM binasının bulunduğu vadide su baskını, kaya düşmesi ve olası heyelan riski olduğunu öne sürdü.
Gün içinde beni de arayan bazı uzmanlar, yapılan bir otelin alanın neden kapsam dışında kaldığını anlayamadıklarını söyledi.
Bu teknik bir konu. Bu konuda elbette Samsun'da tartışmaya açılmalı.
Yetkililer de cevap haklarını kullanmalı.
Lovelet AVM'de risk var mı, bu iddia ile ilgili de kesinlikle kamuoyu aydınlatılmalı.
Aslına bakarsanız, Samsun'da heyelanlı bölgeler çok önemli.
Yüksek katlı konutların olduğu yerlerde yaşanan kayma iddiaları, Derecik Mezarlığı'nda önlenemeyen toprak kaymasıyla 'örtüştüğü gibi, iddiaları izaha muhtaç hale getiriyor.’
Samsun'un heyelan gerçeğini göz ardı etmek, olumsuzluklara kapı aralamak olur.
Bu işin vebali de var.
Tıpkı akaryakıt istasyonunun yıkama yerinin kaçak olmasına rağmen 10 yılı aşkın görülmemesi gibi.
3 ölümlü heyelana rağmen kamudan tek sorumlu olmaması gibi.
Makam, mevki, siyaset değil önemli olan.
Ateş düştüğü yeri yakar.
Masum Can'dan önemli hiçbir şey yok.
Bilmem anlatabildim mi?
RİSKLİ O ALANI KAMULAŞTIRACAĞIZ
SBB Başkanı Halit Doğan, yaklaşık bin 250 metre uzunluğundaki riskli alanı kamulaştıracaklarını söyledi.
RİSKLİ ALAN TAMAM MI?Mimar ve Şehir Plancısı Embiya Sancak, akaryakıt istasyonunda meydana gelen heyelanın yanında bulunan, yıllar önce sel baskını yaşayan Lovelet AVM’yi sordu.