Dün aracımıza binip, yaklaşık 2 hafta önce heyelan yaşanan ve aynı aileden 3 kişinin hayatını kaybettiği akaryakıt istasyonuna gittik.
Kapatılmıştı.
Girişinden, yan çevre sınırlarına kadar 'her yere güvenlik şeridi çekilmiş, o gece yaşanan acı olayın izlerini taşıyordu adeta.’
Heyelan araç yıkama yerinde oldu ancak, istasyonun faaliyeti 'risk oluşturduğu' gerekçesiyle durdurulmuştu.
Daha sonra Tekkeköy istikametinde dik kayalıkların dibine konuşlanmış, adeta tepesinde ölüm kol gezen diğer işletmelere baktık.
İnsanlar biraz çekinmiş olmalı ki; bayağı tenhaydı, çalışanların dışında kimse görmedim desem yeridir.
Hatta akaryakıt istasyonu olan yerler daha önce kalabalık olurdu, tesadüf mü bilmem ama kimseler yoktu, pompalar boştu.
Haklı insanlar.
Neredeyse dibine kadar girmiş işletmeler.
Özellikle Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin geçmiş dönem Başkanı'nın Demir şirketinin arkasındaki dik kayalıklar oldukça ürkütücü görünüyordu.
O sırada arkadaşlarla bir şey dikkatimizi çekti.
Olayın yaşandığı akaryakıt istasyonu, 'yine heyelan olur diye' kapatıldığına göre, diğerlerinde faaliyet neden devam ediyor.
Yani aklımızın almadığı bir durum var ortada.
Nasıl olacak, mutlaka bir olay mı yaşanması, ya da birilerinin hayatını kaybetmesi mi lazım, bu işletmeler için de güvenlik önlemi alınması için.
Heyelan yaşanan akaryakıt istasyonundan daha tehlikeli durumda olan işyerleri var.
Nasıl garanti ediliyor ki, buradan kaya düşse, boşluğa düşer, kimseye bir şey olmaz, ya da burada bir şey olmaz diye.
Akıl alacak iş değil aslında.
O sırada bir şey daha dikkatimizi çekti.
Bence bu konu hepsinden önemli.
O riskli bölgelerde nasıl bir tapu alanı var ki; kayaların dibine kadar gidebiliyor.
Oradaki işletmelerin tapulu alanları ile işletmelerinin yayıldığı kullanım alanları, işletme ruhsatlarıyla uyumlu mu acaba.
İlave binalar yapılmış olabilir mi?
Kayalıkların dibini kimden, nasıl satın almış olabilirler ki?
Ya da kayalıklardan yeni alanlar mı kazandılar?
Tüm bunların incelenmesi gerekiyor.
Aslına bakarsanız o bölgenin tamamen kamulaştırılmalı ve güvenli hale getirilmeli.
Çünkü ne zaman, ne olacağı belli değil ki;
Kaya ailesi işte tam da bunu yaşadı.
O nedenle;
* Samsun Büyükşehir ve Canik Belediyesi'nin hiç zaman geçirmeden, kayalıkların dibine kurulmuş işletmelerin tapu alanları ile işletme ruhsatlarında belirttikleri alanı ve kullandıkları alanları masaya yatırmalı.
* Kayalara kadar uzanan o yapılar, projede belirttikleri gibi alanları mı kullanmışlar, yoksa sonrasında ilaveler yapmışlar mı?
* Ayrıca heyelan yaşanan akaryakıt istasyonunun çalışmaları durdurulmuşken, hangi gerekçeyle, risk oluşturan diğer işletmelerde faaliyetler devam ediyor?
* Kaldı ki, araç yıkama ya da kafeterya gibi sonradan eklenen yapılar varsa, derhal gözden geçirilmeli.
Neyin garantisi var ki; birkaç saniye içinde bir ailenin nasıl toprak altında kaldığını hepimiz izledik ve yüreğimiz halen yanıyor.
Keşke dememek için bugünden önlem almak gerekir.
Aynı şey Lovelet AVM için de geçerlidir.
Girişten itibaren sol tarafı oldukça risk içeriyor.
Bunun rantı, kazanılmış hakkı olmaz.
İnsan canı önemli.
Daha önce Soğancıların binasına tonlarca kaya düşerken, Cuma saati olmasaydı ya da tesadüfen orada insanlar olsaydı, bugün farklı şeyler konuşuyor olurduk.
Yani, bölge riskli.
Oralarda halen bazı iş makinelerin aralıksız çalıştığını gördüğümü de söylemek isterim.
Ne yapıldığıyla ilgili acilen kamuoyuna bilgilendirilme yapılmalı.
Yol geçen hanı değil orası, Samsun'un merkezi.
Büyükşehir ve Tekkeköy Belediyelerinin çalışmalarla ilgili bilgi vermesi gerekir.
Allah korusun olumsuz bir olay yaşanırsa, kimse çıkıp ta, haberimiz yoktu, ruhsatı yoktu, izinsiz çalışıyordu, başvurusu yoktu demesin.
Açık açık iş makineleri bir şeyler yapıyor Bayraktepe ve devamında.
Bu kez sorumluluk gösterip, gereğini yapılmalı.
Kim o makineleri çalıştırıyor, ne yapıyorlar açık açık kamuoyuna bilgi verilmesi gerekiyor.
Tüm bu gerekçeler ve yaşanmış facia gibi olay nedeniyle;
Samsun Valisi Orhan Tavlı,
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan,
Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı,
Ve Tekkeköy Belediye Başkanı Mustafa Candal,
İle Çevre Müdürlüğü'nün.
Acilen yukarıda bahsettiğim bu konuları masaya yatırması, diğer işletmelerin faaliyetleri, tapu ve kullanım alanlarını aşıp aşmadıkları, ruhsatsız alanlar olup olmadığını, tüm riskleriyle 'kamulaştırma dahil' masaya yatırması gerekiyor.
Çünkü bölge riskli..