Samsun'da maalesef belediyecilik adına güzel ve başka kentleri özendirici işler çok değil.
Kentte uzlaşı kültürünün gelişmesi örnek gösterilebilir.
Aman aman projeler yok ortada.
O da çok şey ama;
Samsun yapılacak yeni projelerden daha çok; bozuk yolları, çıldırtan trafiği ve bazı belediyelerin özel kalem ya da ağırlama giderlerinin dudak uçuklatan rakamlarını konuşuyor son zamanlarda.
Bir de maşını alamayan işçiler ile çalıştığı belediyeye haciz yapmak zorunda kalan işçileri.
Atakum ve Tekkeköy Belediyeleri gibi.
Geçmiş dönem Büyükşehir Belediyesi'nin kenti betonlaştırması ve 'kamulaştırma ile belediye varlıklarını satmaya yönelik' çalışmalarıyla koca bir 5 yıl geride kaldı.
Ama resmen de mahkemeler ve tepkiler arasında heba olan bir 5 yıl olarak tarihe geçti.
Türkiye'nin İzmit'ten sonra en borçlu belediyesi olarak SBB'nin yeni yönetimi, bitik, borçlu bir bütçeyi resmen kucağında buldu.
Borç büyük.
Borcu kapatmak için kullanılan yeni kredilerle, daha da artmış olabilir.
Ancak borç miktarı bir hayli fazla olsa da, önemli olan paranın ekonominin yönetilebilmesidir.
Büyükşehir Belediyesi, borç konusunu gündeme getirmiyor, faizlerden kurtulmak için de çabalıyor.
Ancak çalışanlarının bir maaş ödeyememe sorununu duymadık.
Para yok, iş yok diyerek 'kenara çekilmemesi de önemli'.
Yani belediyeler ağlama duvarı değil.
Öyle de olmalı.
Ancak son zamanlarda bazı borçlu belediyeler ile ilgili 'ne varsa satalım' gibi yaklaşımları duyuyoruz ki; çok üzücü.
Belediyelerin borç ödemek için yeni kaynaklar üretmek yerine olanı satmasıyla çözüm araması, bu kentin geleceğinin, mal varlığının satılmasıdır.
O yerler kimlere gidiyor ayrı konu, kimler rantsal kazançlar elde ediyor farklı, sata sata nereye kadar ayrı konu.
Öyle şeyler duyuyoruz ki;
Bazı belediyelerde sürekli satabilecek yerler arandığı, Büyükşehir Belediyesi meclisinden imar planından geçmesi için destek istendiği bile söyleniyor.
Ortak zemin oluşturulsa da belediye meclislerinden ‘şıp diye geçiriliyor’.
İddialar böyle.
Tarım alanları bu şekilde konut ya da ticari olarak imara açılmış oluyor.
İyi de bu satılanlar kimin malı?.
Vatandaşın malı, belediyenin taşınmazları, beceriksiz yönetimlerin miras pay eder gibi haraç mezat satışlarına ya da satışa hazırlanmalarına meclis üyeleri neden göz yumuyor?.
Siz neden kamu adına orada oturuyorsunuz?.
Kentin gelişmesi için yapılsa neyse ama sadece borç ödeyebilmek için, bütün umutlarını taşınmazların satılmasına bağlayan bir zihniyetin o ilçelere ne gibi katkısı olabilir ki?.
Birçok belediyenin borcu var.
Neden hepsi değil de sadece bir kaç belediye sürekli 'satma işleriyle gündeme geliyor'?.
Bu belediyeleri herkes benim kadar biliyor.
Bu yazdıklarımı okuyan Belediye Meclis üyeleri de ne demek istediğimi çok iyi biliyor.
Büyükşehir Belediyesi'nin 'bazı belediyeler maaşları ödeyemiyor, yardımcı olacağız' sözünün de buradan çıktığı söyleniyor.
Yani, maaş ödemek için yer satışı.
Sonraki maaşlar için 'nasıl olacak mesela'?.
Sata sata nereye kadar?.
O nedenle SBB Başkanı Doğan'ın da bu konuda dikkatli olması ve özellikle bazı ilçe belediye başkanlarının bu satış işlerine destek olmasıyla ilgili 'bu kentin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak' bakması gerekir.
SBB Başkanı Halit Doğan
Yani tüm ilçelerde koruyabildiği kadar yeşil alanı ve toprağı korumalı, belediyelerin taşınmazlarının haraç mezat, yatırımın aksine sadece borç kapatmak, maaş ödemek için satmasına katkı vermemeli.
Kaldı ki o paraların da nasıl kullanılacağıyla ilgili kamuoyunda ciddi terettütler var iken.
Özel kalem, ağırlama ve tanıtım giderleri adı altında nasıl paralar harcandığıyla ilgili kendisi dahi mecliste 'bazı meclis üyelerine söz söylerken', bu satışlara destek konusunda daha dikkatli olmalı.
Maaşını alamayan işçi kardeşlerimize ise daha garantili, paranın onlara kullanılacağı yollar bulunmalı.
Bunun yolunu ben bilemem.
Ama bir şekilde o işçiler de hayatlarını devam ettirecek, öncelik onlar olmalı.
O nedenle Samsun'da bazı belediyeler artık borçla ve hacizlerle anılmak yerine, yeni kaynaklar üretmekle ilgili çabalarıyla ortaya çıkmalıdır.
İşçiler bu durumdan kurtulmalı.
Bunun için de sadece satmayla olmaz.
'Hazıra dağlar, dayanmaz' boşuna dememiş atalarımız.