Samsun'da bazen akıl almaz olaylar olduğu gerçeği yine gün yüzüne çıktı.
Hele hele bazen vatandaştan gizlenen gerçeklerin 'kamu kurumları aracılığıyla' yapılması hiç şaşırtmamıştır beni.
O nedenle ara ara aşağıdaki kelimeyi yazarım ve 'Samsun'u uyanık olmaya davet ederim.'
ŞÜPHE..
Bizim meslekte gazeteciliğin başlangıç noktası olan şüphe, iş Samsun sınırları içine gelince; çarpı iki olmalı.
Hele ki son 5 yıl içinde.
Reel bir gerçek gerekirse;
Piazza'nın yapıldığında Samsun'daki mimar ve mühendis odalarına 'böyle bir beton kütle oluşumuna nasıl izin verildi' diye sorduğumuzda;
Resmen gözden kaçırıldı, demişlerdi.
Şimdi güzel bir alış veriş merkezi olarak anıyorum ama; sahile bu kadar yakın bir yerde 'koca bir beton kütle kaldı elimizde.'
Ya da Kürtün Vadisi'nin de bulunduğu alanlarda imar planı yapıyormuş gibi çalışmalar.
Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin bu çabasının altında da yakın geçmişimizde;
'AK Partili eski bir yöneticinin' tarım arazisi olarak aldığı Deveci armutlarının anavatanı olan tarım arazisinin imara açılması çalışmasıydı asıl amaç.
Şüphemizde haklı çıktık ve şimdi evine dönen eski SBB Başkanı Mustafa Demir, sonradan 'yatay mimari yapacaktık' diye açıklama yaptı.
Genel Sekreter Yardımcısı Zennube Albayrak da defalarca aynı sözü nakarat yaptı.
Terme'den örnek verecek olursak, 'enerjinin merkezi olacak' diye kamu görevlilerin anlattığı ilçe az daha 8 fosil yakıtlı santrallerin 'zehir çemberi içine düşüyordu.'
Çinli enerji firmaların bile yer almak istediği Terme'yi kurtarmak için 'şüphelendiğimiz her şeyi yayınladık ve Samsun halkı ile birlikte o 'santraller akımını durdurduk.'
Yani şüphe, Samsun ölçeğinde bir çok olumsuz konu için 'gözlerimizin açılmasını sağladı ve gerçek planları, arka oda hikayelerini su üstüne çıkarmamıza yardımcı oldu.
O dönemler geride kaldı, ancak bazıları durmuyor, durmayacak da.
Şimdi ise Tekkeköy'de heyelanı önlemek amacıyla yapılan SBB eski Başkanı Demir'in mesainin bitmesine 3 gün kala başlattığı doğa katliamındaki şüphemizde haklı çıktık.
Alelacele neden başlandığını öğrenmiş olduk.
Öncelikle KTÜ'nün raporunu tersten okuduklarını yazdık ama Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'kazının durdurulması gerektiği bizlerden saklandı.'
Raporda uzmanların çok maliyetli, riskin çok yüksek olduğundan hiç söz edilmedi.
İzin var Milli Park'a dalıyoruz deyip girdiler.
Ormancılar kesilecek ağaçları gösterdi, iş makineleri biçti geçti.
Adı Doğa Koruma olan Milli Parklar Bölge Müdürlüğü, 'kendisine emanet park talan ediliyor', ses çıkarmadı.
Sizin bizim gibi izledi.
Müdürün derhal görevden alınması gerekir, siyasilere buradan tekrar sesleniyorum;
Şahsi fikrim ama doğayı korumayanın o makamda işi yok.'
Bu arada Milli Park'taki katliamla ilgili bir gerçek daha ortaya çıktı.
Gazeteci Haydar Öztürk kardeşimiz, o belgeyi bulup kamuoyunun gündemine getirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı 'anıt mezarlar nedeniyle' çalışmayı durdurdu.
Yani kıyımın izinsiz olduğu ortaya çıktı.
Durdurun denildi.
Ancak sıkı durun şimdi.
Dahası var.
Samsun Milli Parkı, giriş çıkışı, insanların piknik yapılmasına kapatılacaktı.
Bölge Müdürlüğü, Samsun Valiliği'ne yazı yazdı ve basın aracılığıyla kamuoyuna duyurulmasını istedi.
Bir bakıma kimse, orada ne yapıldığını görmeyecekti.
Bu vesile ile SBB'nin Bayraktepe Tesisleri de kapanmış olacaktı.
Kafaya bakın siz.
Ben yaptım oldu zihniyeti.
Ancak Valilik böyle bir duyuru yapmadı.
13 yıl kapatılacak olmasının nedeni ise 'ne yapacaklarsa' çalışmanın 13 yıl sürecek olması.
Milli Parkı kapatacaklar, yeni doğmuş bir çocuk Samsun'daki Milli Park'a gidecek olsa 13 yıl bekleyecek 'zihniyete bakın.'
13 yıllık çalışmaya girecek SBB.
Sanki hiç borcu yokmuş gibi.
13 yılını harcayacak kamu yararı olmayan bir çalışmaya.
Tepenin aşağısında bulunan özel şahıslara ait işyerlerini mi kurtaracak?
Peki ne olacak şimdi?
O kadar ağaç kesildi,
O kadar yol açıldı, Milli Park'ın yapısıyla oynandı.
Buna yol açan kamu görevlilerinden 'izin daha yokken, KTÜ'nün 'çok maliyetli, çok riskli' kısımlarını görmezden gelip, rapor var, işe devam diyen kamu görevlilerinin bu yaptıkları yanına mı kalacak?
Tepki göstermeseydik, kamuoyunun gündemine gelmeseydi, o anıt mezarlar ne olacaktı?
Ne kadar ağaç kesilecekti?
Kaldı ki;
SBB Başkanı Halit Doğan, 'durdurduk' dedi.
O nedenle, Milli Park'ımıza sahip çıkalım.
Şaibeli işlerin döndüğü muhakkak ve kafalarının arkasında nasıl bir fikir var bilemiyoruz ama;
O defter halen kapanmadı.
Tıpkı Kürtün Vadisi projesini' iki de bir masaya getirdikleri gibi.
Şüpheye devam.
Samsun takipte..