Samsun'da tarım ve mera alanlarını 'betonlaştırma' çabaları bir ara modaydı.
Özellikle SBB'nin geçmiş dönemindeki başkan döneminde, Samsun adeta kabus dolu günler yaşadı.
Bir ara nereye ne yapacaklar acaba, gözden kaçırmayalım diye arkadaşlarımız Büyükşehir Belediyesi'nin Meclisi'nin hemen her toplantısına katılmaya başladı.
Çünkü son anda meclis üyelerinin önüne konulan gündemlerle bir anda bir tarım alanının imara açılma teklifi Cumhur İttifakı'nın oylarıyla geçiyordu.
Bizim o dönem meclis üyelerini biliyorsunuz zaten.
Önlerine ne gelse, Büyükşehir Belediyesi getirdiyse, AK Parti ve MHP'li meclis üyeleri evet deyip geçiyordu.
Gelecek nesle sorumluluk duymadan.
Bafra'da meraya hal binası yapmaya kalkmışlardı mesela.
Kentin göbeğindeki Kürtün Vadisi'ne bile birinci derecede tarım alanı ve heyelan bölgesi olmasına rağmen 'yatay mimari yapacağız' diye bahaneyle betonlaştırma yapacaklardı.
Niye?
AK Partili eski yönetim kurulu üyesi, bir kaç yıl önce o yeri satın almıştı ve imara açılmasını bekliyordu çünkü.
Pandemiden de ders çıkarmadılar.
Savaş halinde olan Ukrayna'dan buğday aldığımızı çok çabuk unuttular.
Umurlarında değil hiç bir şey.
Tarım alanlarının betonlaştırılmasının geleceğimizin emanetini koruyamamak olduğunu düşünmeden el kaldırdılar.
Neyse ki Samsun ayaklandı da, izin vermedi.
Bazı bürokratlar direndi Toprak Koruma Kurulu'nun gündemine dahi almadılar.
Hepsine Samsun adına teşekkür ediyorum.
Yeşili betonlaştırmak bazıları için rant gibi şirin gözükebilir ancak, kamu yararı olmadığı kesin.
Milli Park'ı bile darmadağın edeceklerdi, dolgu malzemesi için.
Bahaneleri de hazırdı.
Palyalama yapacaklarmış.
Neyse ki, Milli Parklar Bölge Müdürü görevden alındı.
Bu duyarlılığı gösteren siyasilere de teşekkür ediyorum.
Şimdilerde oralarda yine hareketlenmeler olduğu söyleniyor, Opel tesislerinin olduğu bölgenin kısımlarda yine çalışmalar olabileceğinden söz ediliyor.
Yormayın Samsun'u.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürü görevini yapsın doğayı korusun.
Samsun Orman İşletme Müdürlüğü ağaçları korusun.
Tarım, Çevre Müdürlüğü kimi ilgilendiriyorsa, korusun kendilerine emanet edilen doğayı.
Taş dolgu malzemesi kime lazımsa, gitsin nereden bulursa bulsun.
Samsun Büyükşehir Belediyesi, geçmiş dönem yönetiminin yaptığı bu hataya düşmez umarım.
Tarım alanlarını, yeşil alanları, doğayı korumak hepimizin görevi.
Birilerinin çıkarı için yapılacak çalışmalar 'rantsal hareketlerdir' ve Samsun halkı, çevreciler buna izin vermez.
Mahkemelerde yorulur kent.
Yapması gereken gündemlerin dışına çıkar.
Bu uyarıyı neden yapıyorum peki durup dururken?
Bir nedeni var çünkü.
Tekkeköy Bayraktepe tesislerinin olduğu bölgede bazı hareketlenmelerin olduğu bilgisini alıyorum günlerdir.
Kaldı ki orada tarihi bir mezar da var, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da konusu.
O nedenle gözümüzü dört açtı, izliyor Samsun.
Tarım alanlarının, yeşil alanların, doğanın katledilmesine bu kent artık seyirci kalmaz.
Ve geçtiğimiz gün Samsun Büyükşehir Belediyesi, bu doğrultuda doğru bir hamleye de imza atarak, iyi bir iş çıkardı.
Kocaeli'den Samsun'a yatırım yapmak isteyen firmanın 'tarım alanına fabrika kurma isteğine Büyükşehir Belediyesi izin vermedi.
Kocaeli firması nereden çıkarmış Samsun'da isteyenin istediği gibi at koşturduğunu anlamadım da;
Büyükşehir Belediyesi izin verse bile; zaten Samsunlular karşı çıkardı.
O işleri çok gördük, idmanlıyız.
Sanırım yeterli araştırma yapmadan gelmiş.
Köylü, çevreci dikilir o tarlada, betonu kondurmaz.
Bilememiş onu, gelmiş tarlayı satın almış, fabrika kurmak için harekete geçmiş.
Rant yeri ya Samsun?
Yer mi kalmadı?
O orada fabrika yapacak diye çevresindeki tarım alanları ne olacak?
Buyursun 'Havza veya Kavak OSB'ye.
SBB'de aynısını yapmış zaten ve adres olarak OSB'leri göstermiş.
En doğrusunu yapmış.
Firma talebinde ısrar etse de kamu yararı olmayan, kişisel rant içeren bu yatırım OSB dışında olmaz bundan böyle.
SBB Başkanı Halit Doğan'a 'tarım alanına fabrikaya izin vermediği ve toprağımızı koruduğu için teşekkürler.'
Ancak aynı hassasiyeti yeşil alanlar, Milli Parklar ve tarım alanları ve meralar için de bekliyoruz.
Ekilmemiş tek bir karış toprağımız kalmaması için özendirilmesi gerekirken;
Betonlaştırmayı düşünmenin tek bir nedeni vardır.
RANT..
Tarım alanlarını, yeşil alanları korumak hepimizin sorumluluğudur.
Sadece yetkililerin değil.
O nedenle;
Hepimiz sorumluyuz.
Gözümüzü dört açalım.
Bu arada yazımı yazarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ‘Toprağa iz bırakanlar programında’ kadın çiftçilere, "Ekilmemiş tek bir karış toprağımız kalmasın. Toprağımızı korumak hepimizin sorumluğu” diye konuşma yapıyordu.
Aynen katılıyorum.
Toprağı korumakta hepimiz sorumluyuz.
Samsun büyükşehir belediyesi Bayraktepe Restoranı nı kapattı birkaç gün önce Cabbar bey, heyelan bölgesi diyerek, artık ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyoruz