Acısıyla tatlısıyla, eksiğiyle fazlasıyla bir kitap fuarını daha gerçekleştirdik. Kitap fuarları şehirlerin en önemli etkinlikleridir. Fuarların bazılarını belediyeler yapar bazılarını da TÜYAP gibi fuar organizasyoncuları yapar.
Belediyelerin yaptığı kitap fuarları organizasyon şirketlerinin yaptığına göre biraz daha küçük çaplı olur fakat şehir merkezlerinde olması sebebiyle okuyucu açısından daha kolay ulaşılabilir olur.
Yakınlık avantajının dışında belediyeler stant ücreti almadığı için bütün yayınevleri bu fuarlara katılmak ister. Neden mi? Çünkü günümüzde fuarlarda yayınevleri kendilerini tatmin edecek cirolara ulaşamıyor. Onun için stant ücreti ödenmeyen fuarlar tercih sebebi oluyor.
Fuarlarda incik boncuk gibi kitap dışı satışlar yapılıyor diye eleştiriler var. Kitaba ilginin azaldığı yerde stant ücretini çıkarmak için siz olsanız ne yaparsınız? Bir de kamu destekli bazı yayınevlerinin maliyetinin beşte birine sattığı kitaplar normal yayınevlerinin satışlarını olumsuz etkiliyor.
8. Kitap Fuarına 218.365 ziyaretçi gelmiş. Nicelik olarak artış olsa da nitelik olarak düşüş olduğu görünüyor. Fuarın bölge fuarı oluşu komşu illerden nitelikli ziyaretçinin gelmesini sağlıyor.
İmza yaptığımız misafirlere nereden geldiğini sorduğumuzda çoğunluğun şehir dışından geldiğini gözlemledik. Yani genelde şehir dışından gelen gençler kitaba ilgi gösterdi. Onlarda olmasa imza sayımız düşecekti ve bir bakıma boşa kürek çekecektik.
Kitap fuarı organizasyonu şehri yönetenlerin önemsemesi gereken bir organizasyondur. Açılışa Valinin bile katılmadığı bir organizasyon önemsiz addedilir. Öyle de oldu Vali gelmeyince ne belediye başkanları katıldı ne de bürokratlar katıldı. Her şeye rağmen katılan birkaç istisna isim var onlara teşekkür ederiz.
Peki bu durum Samsun’da gündem oldu mu? Maalesef olmadı. Bu durum nasıl gündem olacaktı? Yerel medya aracılığı ile. Yani yerel medya fuara katılmayanları haber yapıp eleştirecekti.
Peki neden bu durum haber olmadı? Çünkü yerel medya fuar yönetiminin yok sayması sebebiyle fuara ilgi göstermediği gibi ilgisizliği de görmezden geldi. Yani yerel medyayı yok sayan TÜYAP Genel Merkez Yönetimine tepki olarak onlarda fuarı yok saydılar.
Oysa şehirde böyle bir organizasyon yapılacaksa yerel dinamikler ve yerel medya işin içine katılmalıdır. Ve fakat TÜYAP genel merkezinin tanıtım işlerini merkezden yönetmesi sebebiyle bölge müdürlüğü olaya müdahale edemiyor. Ve kısır döngü çarkı dönüyor. Böyle devam ederse fuar kültürü her geçen gün kan kaybetmeye devam edecektir.
Oysa ne yapıp edip kitap fuarı kültürünü yaşatmalıyız. Yazarına, çizerine, fikir insanına sahip çıkmayan bir şehir, yazarın, fikir insanının ürettiği kitaba önem verir mi?
Gerçekler acıtıyor değil mi?