Tarık Akan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin hemen ardından, 1981başlarında Almanya'da yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklanmıştı.
Tutuklamanın nedeni, bir gazetenin manşete çıkardığı yanlı ve yalan haberdi.
Tarık Akan uzun bir yargılama süreci başlamıştı.
Siyasi Şube, sorgulanmalar, itilip kakılmalar, aşağılanmalar, soğuk hücreler, bitli fareli koğuşlar, sağcılar, solcular, devrimciler, idamlıklar...
Uzun zaman sonra aklanıp serbest kalan Tarım Akan, o günlerin baskılarını, acılarını hiç unutmadı ve yaşadıklarını kağıda döktü.
Kitap, Türk sinemasının nitelikli filmlerinde unutulmaz oyunlar çıkaran Tarık Akın'ın pek bilinmeyen bir yönünü anlatıyor.
Tarık Akan'ın ilk ve tek kitabında Siyasi Şube'de ziyaretine giden Uğur Dündar ile arasında şöyle bir konuşma geçiyor:
Ben Uğur'la odada yalnız kaldım. Yıllar sonra ilk kez karşılaşıyorduk. Aramızda bir dostluk arkadaşlık olmadığı gibi gençliğimizde yumruk yumruğa kavga etmişliğimiz bile vardı. Soğuk bir hava ve yapmacık jestler aramızda dolandı.
-Tarık, benden istediğin bir şey var mı?
-Yok, sağ ol.
-Ben TRT Genel Müdürü olacağım; nezaket ziyaretine geldim. Dışarıda herhangi birisine söylemek istediğin bir şey varsa yardımcı olabilirim.
-Yok, teşekkür ederim.
Müdür içeri girdi. Sinirden eli ayağı titriyor, ana avrat küfrediyordu. Sol elini oğuşturuyordu; belli ki canı yanmıştı. Kolonya döküp ovuşturmaya devam etti. Bir yandan da çocuğa sövüp duruyordu:
-Yahu bunlar şerefsiz! Adama, "Öt lan, konuş!" diyorum; piç horoz gibi "Güügüürüüügüüüü! Güügüürüüügüüüü!" diye ötüyor. Ulan, suratında az daha elimi kıracaktım.