KESK’li kadınlar tüm kadınlara çağrı yaptı;
Neye inanırsak inanalım ne giyinirsek giyinelim biz kadınlar aslında aynı dili kullanıyoruz. İşte bu ortak dilden konuşup hep birlikte hayatlarımıza, haklarımıza ve hayallerimize el koymalarına engel olalım. Bunun için kararlılıkla ve inatla (yaşadığımız her şeye rağmen) kadın dayanışmasını örüp, seslerimizi yükseltmeye devam edelim.
Evet çağrı böyle.
Yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle KESK Samsun Şubeler Platformu Kadın Meclisi bir diz etkinlik düzenledi.
“Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim. Yaşasın laiklik, emek ve özgürlük mücadelemiz” diyen KESK Kadın Meclisi kadınlara çağrı metnini basınla paylaştı. Arından Samsun Eğitim Sen binasında “HPV Aşısının Önemi ve Bilmediklerimiz” adlı bir söyleşi gerçekleştirdi.
8 Mart’ta da seslerini “Gece Yürüyüşü” ile bir kez daha haykıracaklar.
Samsun KESK Kadın Meclisi’nin “Kadınlara Çağrı” metninde şu ifadeler yer aldı:
“Bugün hiç olmadığı kadar gericilik, eğitimden sağlığa, yargıdan sokaklara kadar bizi kuşatmış durumda. İktidar ÇEDES adı verilen proje, müfredatta yapılan değişikliklerle laik ve bilimsel eğitimden çocuklarımız uzaklaştırılmaktadır. Kadınların mücadele ederek kazandıkları Anayasa’yla güvence altına alınan hakları ise uzun zamandır yok sayılmaktadır. İktidarın şiddete maruz bırakılan herkes için güvence sayılabilecek olan İstanbul Sözleşmesi’ni feshi, 6284 Sayılı Kanun, nafaka hakkı ve Medeni Yasa başta olmak üzere, kadın kazanımlarını hedefe alması bunun göstergesidir. Kadına ilişkin karar ve süreçlerde kadınların görüşlerinin alınmaması kadın istihdamına ilişkin politikaların cinsiyetçi yapısı ve karma eğitim tartışmaları tek adam rejiminin kadınların özne olduğu bir topluma tahammülü olmadığını göstermektedir.
Medeni Yasa sadece kanun insanlarının işi, sadece yolumuz mahkemeye düşerse hayatımıza giren herhangi bir yasa değildir. Beşikten mezara bütün hayatımızla ilgili, bugün sahip olduğumuz haklarımızın temelidir. Diğer tüm alanlarda hayatlarımıza yönelik gasplarında olduğu gibi bugün yakınımızda beliren tehlikeye karşı birlikte olmak zorundayız. Bizler birlikte olursak ve birlikteliğimizden aldığımız gücümüzle tüm sorunların üstesinden gelebiliriz. Tarih boyunca mücadele veren tüm o kahraman kadınlar gibi…
Eşit yurttaşlık hakkının tamamen yok sayılması laikliğin yok sayılmasıdır. Laiklik konusunda iktidarın tutumuna karşı hep birlikte hareket edelim. Özünü laiklikten alan, tüm kadınların beşikten mezara haklarının garantisi Medeni Yasa’ya dokunulmasına izin vermeyelim!
Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyelim!
Her zaman olduğu gibi bu yıl da umudumuz ve öfkemizle, dayanışmaya ve örgütlülüğe inancımızla, sesimizi yükselterek, haklarımız ve hayatlarımız için mücadeleyi büyütelim. Unutmayalım hepimiz özgür oluncaya kadar mücadelemiz bitmeyecek.
Geçmişten bugüne taşıdığımız en değerli kazanımlarımızdan olan bu 8 Mart’ı;
“Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim; yaşasın laiklik, emek ve özgürlük mücadelemiz”
şiarıyla karşılayalım.
Ve hep birlikte alanlarda yaşadığımız her yerde eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış ve laiklik için mücadele edelim.