SAMSUN’DA AORT DAMARINA YAMA YAPAN DOKTOR
Halen Acıbadem Bodrum Hastanesi’nde görev yapan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Özkan, Samsun’da görev yaptığı 2019 yılında beni de kalp ameliyatı ile hayata döndürmüştü.
Ameliyat olduğum yılda Mehmet Özkan doçentti. Ameliyat öncesi sohbet ederken gazeteci Yener Cabbar’ın kendisi ile ilgili yazdığı bir köşe yazısından da söz etmişti.
Yine ameliyat önce ziyaretime gelen Yener Cabbar da “Mehmet Hoca çok iyi bir cerrah, rahat ol” diyerek moral vermişti.
Ameliyatla tıkanan 4 damarım başarılı bir operasyonla yenilendi. Çok şükür sağlığım yerinde.
Beni ameliyat eden Mehmet Özkan aynı yıl profesör unvanı aldı. Görevine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde devam etti. Daha sonra kalp ameliyatları için Bodrum Acıbadem Hastanesi’nden gelen teklifi kabul ederek Bodrum’a yerleşti.
Saygıdeğer doktorum Mehmet Özkan’la sosyal medyada birbirimizi takip ediyoruz.
Önceki gün yaptığı şu paylaşım dikkatimi çekti:
“Aort damarı yırtılması hayatı tehdit eden ciddi bir durumdur, tecrübe gerektirir. Süreyya Sırrı Önder'in rahatsızlığı ile gündemde olan bu aort yırtılması ile ilgili eski bir gazete haberini tekrar paylaştım.”
Sayın Mehmet Özkan’ın paylaştığı o yazı:
Yener CABBAR
2010
Samsun artık bir 'Sağlık kentidir'. Canlı şahit oldum..
Bugün köşemi Öğretmenler Günü ile ilgili bir yazı için ayırmıştım ancak, Kurban Bayramı öncesi yaşadığım bir olayı ve bugün alınan sonucunu görünce paylaşmak istedim..
Öncelikle belirtmeliyim ki; bu yazacaklarım asla reklam değil. O günü yaşayan 'hasta yakınları' bu yazacaklarımın 'canlı şahitleridir'..
Özel Hastaneler hayatımıza girdikten sonra çok şey değişti. Her geçen gün daha kaliteli hizmet verirken, bir çok kişi devlet hastanelerinin neredeyse yolunu unuttu.
Uzmanlık dallarında çok iyi konumda olan hekimlerin bir çoğu da özel hastanelere yöneldi. Bazıları özel hastanelerin 'ortaklarından oldu' bazıları da daha iyi imkanlar nedeniyle özeli seçti...
Gönül isterdi ki; devlet hastaneleri de özellerle yarışsın. Ama şu bir gerçek ki; 'Samsun'da sağlık hizmeti, özel ve resmi hastaneler olsun' her geçen gün daha iyi noktaya geliyor.
Yaşadığımız olaya gelince;
Bayram arifesinde büroda çalışıyorum. Arkadaşım Oktay Karanis ve kardeşim kadar sevdiğim kız kardeşi Canan Karanis aradı. Annelerinin aort yırtılması teşhisi ile OMÜ Tıp Fakültesi'nde olduğunu söylediler.
Çok üzüldüm. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden sevk edilmişti. Orası müdahaleyi riskli görünce, Tıp Fakültesi'ne sevk etmiş.
Birazdan tekrar aradılar. Tıp Fakültesi 'tanıyı koymuş, tüm testleri yapmış' ancak risk nedeniyle müdahale edemediklerini söylemişler. Ankara'ya, ya da İstanbul'a sevki gündemde. Aile perişan ne yapacağını şaşırmış, sinirler boşalmış durumda..
Hava ambulansı arıyorlar. Saatler, saniye noktasında sayılı.. Hastanın aort damarı yırtık. Aort, kalpten çıkan ve bütün vücuda kanın yayılmasını sağlayan ana damardır. Yani olası bir kalp krizi kapıda..
'Burada yapacak bir şey yok' sözü ailenin 'en son duymak istediği söz'..
Benzer durumu 10 yıl önce annem için yaşamış ve riski göze alıp Ankara'ya 'Gata'ya götürmüştük.
Aynen durum o noktada.. İstanbul Koşuyolu ve Ankara Güven Hastanesi ile irtibatlandım. Aldığım yanıtlar korkunç; 'Dayanamaz'
Yeniden aradılar. Hava ambulansı bulup bulamayacağımızı sorduklarında; ne yapacağımı şaşırdım..
O sırada aklıma bir kaç gün önce Metro Şirketler Grubu Başkanı Galip Öztürk'ün babasının da aynı hastalıktan MedicalPark'ta başarılı bir ameliyat geçirdiği geldi aklıma..
Derhal orayı aradım. Kalp Damar Cerrahı Mehmet Özkan hoca ameliyattaydı. Genel Müdür Hikmet bey de, müdahaledeydi. Cep telefonundan mesaj attım kendisine. Durumu da kısa ve öz yazdım..
Müdahaleden çıktı ve 'Mehmet hocayla konuşun gönderin bize. Zaman kısıtlı' dedi. O sırada ameliyattan çıkan Mehmet Özkan hoca ile fakültede teşhisi koyan hocayı da görüştürdük.
Acil olarak geldiği hastanede 'riski oldukça yüksek olan ancak kaybedecek beş dakikası bile olmayan Fatma Karanis teyze' derhal ameliyata alındı. Bu anlattıklarımın hepsi yarım saat gibi bir sürede gerçekleşti.
Umutların tükendiği ve saniyelerin sayılı olduğu noktada 'bir umut, bir ışık arayan aile', 4,5 saat sonra ilk haberi aldı.
Ameliyat başarılı geçmişti. Aort damarına yama yapılmıştı. Gerisi artık 'Allah'ın takdiriydi'..
Çok şükür Fatma Teyze, 4 gündür servise geçti. Konuşuyor, 'çocuklarıyla birlikte olamadığı bir kaç günün acısını çıkarıyor'. Sağlığı da yerinde..
Bu yaşama dönüş öyküsünü bugün bir çok gazetede okuyacaksınız..
Ancak bir konuya değinmek istiyorum.
Özel Hastaneler böylesine önemli bir operasyonu yapabiliyorsa, benim Eğitim ve Araştırma Devlet Hastane'mde, Tıp Fakülte'mde yapabilmeli..
Sevk zinciri oluşturacağına, yaşamla - ölüm arasında sayılı saniyelerin bulunduğu acil durumlarda; o kısa zamanın önemini anlamamız için 'kimse hayatından olmamalı'...
Özel Hastaneler, büyüsün, gelişsin ama devletin onca imkanından yararlanan kamu hastaneleri de 'risk alabilecek ekipler oluştursun'.
Amacım kimseyi suçlamak değil.. Sonuçta ilk sevki yapan Samsun Devlet Hastanesi'ne, teşhisi koyan Tıp Fakültesi ile operasyonu gerçekleştiren MedicalPark Hastanesi'ne de 'Sağlık Kenti Samsun'u bu yolda belli bir noktaya getirdikleri için teşekkür etmek lazım..
Fatma Teyze bugün yaşıyorsa önce Yüce Allah'ın sonra hepsinin payı var elbette..
Fatma Teyze'ye ve sevgisi dostlarım Karanis ailesine geçmiş olsun derken, tereddüt etmeden ameliyata giren Mehmet Özkan Hoca'yı ve 'Zaman kaybetmeyelim, bize getirin' diyerek 'cesaret gösteren' Genel Müdür Hikmet Çavuş'u da tebrik ediyorum..