Tarafsız ya da Samsunspor'u takip etmeyen bir futbol severe sorduğunuzda, sahaya çıkan kadroyu görünce, ideal onbirimiz zanneder.
Bir çok oyuncumuz 1. Lig düzeyinde, bazı isimler Süper Lig seviyesinde.
Ama işte ne kadro derinliği, ne kadro kalitesi, ne de kadro mühendisliği...
Kazanmak için mücadele lazım.
Ben Muğlaspor karşısında, Samsunspor'u mücadele ederken göremedim.
Sahadaki oyunculara baktığımda "elenelim de gidelim" havasında, Ertuğrul hocaya bakıyorum, Savicevic'i, Nadir'i oyuna alıyor, turu istiyor. Kaçan gollere kahroluyor...
Sanki sahadaki futbolcularla teknik heyet farklı kafalarda? Anlam veremedim...
Freddy Plumain; Ne uyum aşaması, ne alışma süreci kardeşim! Adam sahada yürüyor, bu da mı uyum süreci?
Takıma alışınca mı koşacak?
Gyasi'nin en büyük sorunu; Çok şey yapmaya çalışırken, hiçbir şey yapamıyor.
Ahmethan Köse benim için hayal kırıklığı.
Tam net 5 gol pozisyonu harcadı. Daha neyi atacaksın? Böyle giderse devre arası kendine takım bakmaya başlarsın.
Bu maç, bu yenilgi, bazı acımasız gerçeklerle yüzleşmenin vaktinin geldiğini gösteriyor.
Ertuğrul hocaya Allah kolaylık versin.
Geçen sezonki kadroyla, 1. Lig'de şampiyonluğa oynamak zor iş olsa gerek...
***
Şüphesiz ki bu oyuncu grubu, Samsunspor taraftarının en sağduyulu dönemine denk gelmiş ve her zaman alkışlanmıştır.
Muğlaspor mağlubiyetinin ardından her zaman olduğu gibi, maç sonunda taraftar takımı alkışladı, moral verdi. Taraftarın inancı kaybolmadan, bazı futbolcuların kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor.
***
Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim çünkü benim için hassas bir nokta; Gyasi ve Plumain, İstiklal Marşı okunurken, altı üstü bir dakika, kıpırdamadan duracaksın! Sıkılmış gibi tavırlar, saçıyla başıyla oynamalar, şortunu düzeltmeler.
Burası Türkiye, söz konusu vatan, millet, bayrak olunca saygısızlığı asla kaldırmaz!
Kesinlikle uyarılmalılar!