Rize'nin Kaçkar Dağları'nın Karadeniz yamacına bakan yeşilin her tonunun hakim olduğu, yaylaları, tarihi mirasları ve doğal güzellikleriyle kendine hayran bırakan şirin bir ilçesi Çamlıhemşin...
Bayramda günübirlik de olsa Çamlıhemşin'in içinden geçen adı gibi 'Fırtına' gibi akan deresinden yukarı doğru yaklaşık 2 bin 500 metrelik rakımlara kısa bir yolculuk yaptım.
Gito Yaylası, Badara Yaylası, Palovit Şelalesi, Zil Kalesi, Şimşir Ormanları derken, macera severlerin mutlaka yolculuk yapması gereken o patika yollardan geçtim, heyecanlandım, hayran kaldım.
Uçurumun eşiğinde, dev kayaların üstünüze doğru geldiği, yağmurun eksik olmadığı, çamur deryası, adrenalinin zirve yaptığı yaklaşık 8 saatlik bir gezi...
Doğada yeşillin her tonu var. Mis gibi hava, ciğerleri coşturan oksijen, renk cümbüşleri, tarihi doku, akarsu sporları, rafting ve tadı damağınızdan çıkmayacak yöresel yemekler...
Ve... Atatürk...
Hemen hemen her evin dış kapısının üstünde mutlaka Türk Bayrağı ve Atatürk'ün bir portresi yer alıyor. İlk defa böylesine bir görüntüyle karşılaştım ve nedenini sordum Çamlıhemşinlilere...
'Türk Bayrağı ülkemizin simgesi, Atatürk, ülkemizin kurucusu, minnet duyduğumuz Atamız. Saygıda ve sevgi de asla kusurumuz olmaz. Burada, hemen başımızın üstünde yeri vardır' dediler...
İnanın, söyleyecek söz bulamadım... O an gözlerdeki pırıltıyı nasıl anlatabilirim ki...
Yenileniyor, büyüyor, doğa turizmine açıyor kapılarını Çamlıhemşin. Restoranlar, çay bahçeleri, kafeler, oteller yükseliyor Çamlıhemşin'de.
Ancak yine betonlaşma dikkatimi çekmedi değil, o eşsiz doğanın betona yığılmaması lazım. O hırçın derenin yine şarıl şarıl akması lazım. Betonla doldurmamak lazım oteller için derenin yol boyu kenarlarını!..
Haziran ayı ortasında Kaçkar'ın zirvelerinde beyaz örtü halen dururken, tarihi kemer köprülerle süslü Fırtına Deresi şarıl şarıl akarken, Şimşir ormanlarındaki ağaçların 300 yıldan daha yaşlı oldukları tahmin edilirken, 'eşsiz yeşil ve mavi renkler, piknikçi insanlarımızca tahrip edilmemeli, betonlaşmamalı' diye düşünüyorum.
Mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum. Hatta Samsun'daki turizm firmalara da öneriyorum. O diyarları Samsunlularla buluşturmalısınız.
Bu arada söylemeden geçmek olmaz.
Yaylalarda bulunan evlerde hazırladıkları yöresel yemekleri misafirlere satışa sunan Çamlıhemşinli hemşehrilerim, oralara kadar gelmiş misafirleri 'yolunacak kaz gibi görmeyin...'