Öyle güzel başladı ki; gece...
19 Mayıs'taki atmosfer her şeyi anlatıyordu..
Muhteşem fotoğraf kareleri vardı.
Peki sahadaki oyun nasıldı?
Tempolu başlayan ancak sonunu getiremeyen bir takım.
60. dakikadan sonra oyundan düştük. Fiziksel yorgunluk baş gösterdi.
Yine aynı senaryolara şahit olduk.
Yumuşak orta saha, 3. bölgede verimsizlik, kanatlarda yorgunluk...
Defans üçlüsünün 'canı çıktı' desek abartmayız.
Önde gelen baskıya set olmaya çalışmak?
Beceremiyoruz..
Kadronun yetersizliği apaçık ortadaydı.
Takım olarak Süper Lig seviyesinde ve kalitesinde değiliz.
"2 hafta olmuş, sistem oturmamış" diyebiliriz.
Zaten problemde orada başlıyor ya!.
15 Nisan'dan 22 Ağustos'a...
Yaklaşık 160 gün.
Transferlerimiz kocaman soru işareti?
Fiziksel yetersizlikler, kulübede alternatifsizlik...
Süper Lig ayarında santraforun olmayışı, Laura'nın ve Marius'tan olmaz derken Fofana'dan 'golcü olmasını' istemek.
Bu maçlarda yakaladığını atacaksın, o fırsatlar sana altın tepside sunulmuşken, atmazsan faturası ağır oluyor...
Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu, kulübeye her döndüğünde 'nasıl bu maçı çevirebilirim' diye karar kara düşünüyor.
"Eldeki malzeme bu" deyip, mecburen aynı isimleri sahaya sürüyor.
Mesajı net...
Sahada liderlik problemi var, sorumluluk almaktan kaçınıyoruz.
Dzeko'nun golündeki ince faul?
"İtiraz el kol kaldırmak değildir, hakemi baskı altına almaktır, kabullenmişlik var."
Sayabileceğimiz onlarca eksiğimiz var.
Araçta sistemsel ve mekanik sorunlar var,
"Bakım-onarım ve takviye" çalışmalarına acilen başlanılmalı.
Geç kalmamalıyız.
Süper Lig'de hatanın geri dönüşü yok, telafisi zor...
Başkan Yüksel Yıldırım ve ekibine büyük iş düşüyor, zaman kısaldı...