Yaklaşık 10 gün kadar önce ziyaretine gittiğim baldız ve bacanağımın Canik'teki evinden İlkadım'daki evimize dönerken eski stadın karşısındaki benzinlikte araç kuyruğunu görünce, haberlerdeki Akaryakıta gelen zamlar gece yarısından itibaren pompalara yansıyacak'' şeklindeki haberi hatırladım ve 45 yıl sonra ilk kez ülkemde oluşan benzin kuyruğuna girdim.
Akaryakıt fiyatları, döviz kurlarındaki harekete bağlı olarak son günlerde sürekli değişiyor.
Fiyatlarındaki değişkenlik H:HALK'ta önceki gün ''Dün indirim, bugün zam geldi'' diye duyurulmuştu.
Dolardaki artışı umursamayanlar var hala.
Ki;
Bir dönemin Hazine ve Maliye Bakanı, dolardaki hareketi soran gazeteciye ''Dolarla mı maaş alıyorsun?'' diye sormuştu.
''Sana ne bundan?'' der gibi yani.
O gazeteci de, ülkedeki hemen hemen herkes gibi maaşını dolarla almıyor olmalı ama dolardaki küçük bir hareket hepimizi ilgilendiriyor.
Özellikle akaryakıt temininde dışa bağımlı bir ülkeyiz.
Petrol ithal etmek zorundayız.
Bunu da dolarla alıyoruz maalesef.
Yaklaşık 450 milyar dolar da dış borcumuz var ki bunun 170 milyara yakını kısa vadeli borçlardan oluşuyor.
Dolardaki her artış dış borç yükümüzü de arttırıyor.
Dolardaki artışın ihracatımıza olumlu etkileri var elbette.
Bunu görmezden gelemeyiz.
Yüksek kur politikasının olumlu tek etkisi dış ticaret açığımızın kapatılmasına olumlu etki yapacaktır elbette ama ithalat, ihracattan fazla olmasa elbette
Ki;
İhraç mallarımız arasına yüksek teknoloji gerektiren ürünler hala çok az maalesef.
Makine yapan ustalarımız var ve sayıları artıyor çok şükür ama yüksek teknoloji gerektiren birçok sanayi ürününü hala ithal ediyoruz.
İthal ürünler arasında yüklü miktarda hammadde de var.
Demem o ki, ihracatımız her zaman ithalatımızın gerisinde kalıyor.
Dolardaki artış da dış ticaret açığımızın artmasına neden oluyor.
İhracatımız, ithalatı geçerse, dolardaki artışa belki o zaman sevinebiliriz ama şimdilik her artış canımızı biraz daha fazla yakıyor.
Özellikle petrol ürünleri bundan olumsuz etkileniyor.
Ben o kuyruğa girdiğim gece benzine yaklaşık 1 bira zam gelmişti ki zam pompaya yansımadan aracımdaki lpg tankımı da benzin tankımı doldurmuş buna karşılık 359 lira ödemiştim.
Bir liralık zamma yalansam kaç lira öderdim onu bilmiyorum ama o zamdan sonra hafta başında benzine 58 kuruş indirim gelmişti.
Dolar hafif hareketlenince ertesi gün bu defa 44 kuruş zam yansıdı pompalara.
Dalgalı kur rejimine geçildiği günden beri akaryakıt fiyatları dolar kuruna bağlı olarak neredeyse her gün değişiyor.
Değişiklik adeta başımızı döndürüyor şimdilerde.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşmasında, ''Avrupa’daki fiyatlara bakıldığında Türkiye’nin bölgede en ucuz benzin fiyatına sahip olduğunu görmek mümkün. Lojistik krizi özellikle Avrupa’yı derinden etkilerken Türkiye’de benzer bir problem yaşanmaması fiyatların daha stabil kalmasını sağlıyor.'' Demişti.
Resme böyle bakıldığında Cumhurbaşkanı haklı elbette.
Bizdeki pompa fiyatları Avrupa'nın şok gerisinde ama Avrupa ülkelerinde insanların geliri de bizim gelirimizi kat be kat üstünde.
Almanya'da asgari ücret mesela bin 584 Euro seviyesindeyken ülkemizdeki asgari ücret halen 185 Euro dolayında.
Asgari ücreti 4 bin lira yaparsak ki bu seviyelere yükseltilmesi bekleniyor ancak o zaman ancak 258 Euro seviyesine çıkabilecek.
Asgari ücretin bin 584 Avro olduğu Almanya’da şu an benzinin litresi 1.600 Euro seviyesinde.
Asgari ücretin 185 Euro dolayında olduğu ülkemizde benzinin litresi 0,673 Euro'dan satılıyor.
Hans asgari ücretiyle 990 litre benzin alabiliyorken asgari ücretli Memed 274 litre alabiliyor ancak.
Asgari ücreti Ocak ayında 258 Euro olabilirse, Memed'de maaşıyla 383 litre benzin alabilir duruma gelecek inşallah.
İnşallah.