Söze girmeden önce şunu söylemek isterim:
Piri ve Ben Ofosu’ya olan 193 bin lira tutarındaki borç ödendi. Kriz şimdilik kaydıyla aşılmış oldu.
Ve fakat
Asıl tehlike geride.
Samsunspor’u zor günler bekliyor.
Bu süreç, benim takımımın felaketine neden olursa maazallah.
Bu şehir var ya bu şehir buna sebep olanlara gök kubbeyi dar eder mi bilmem.
Ama ben verdiğim o sözün arkasındayım.
O hiç istemediğimiz durum oluşursa ben o gün Anıtın önünde olacağım.
Bu böyle biline!
KİMİN BORCU?
Başkan Emir Kar ile bir ay önce yaptığım görüşmede kulübün yaklaşık 20 milyon lira borcu olduğunu belirtmiş, Ancak acil olarak ödenmesi gereken borcun yaklaşık 15 milyon lira dolayında olduğunu söylemişti.
Samsunspor son 15 yılda kötü yönetilmiştir.
Kötü yönetilmenin sonucu da kulübümüzün üzerine büyük bir borç yükü binmiştir. Bu borcun oluşmasında o zamanın Kulüp Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın da rolü olmuştur.
Ki; Yusuf Ziya Yılmaz Samsunspor tarihinin gördüğü en başarısız iki - üç kulüp başkanından birisi olmuştur.
Evet doğrudur, Ben Ofosu ve Piri’ye olan toplam 193 bin liralık borç onun dönemine aittir.
Yusuf Ziya Yılmaz’ın belediye başkanlığına muhalif olan gazeteciler arasında sayarsanız beni buna itirazım olmaz. Ki: yazılarımdan bunu anlamak da mümkündür zaten.
Ama Tıpkı Kazım Yılmaz ve diğer eski başkanlar gibi Yusuf Ziya Yılmaz’ı da Samsunspor düşmanı olarak göremem, böyle bir yaklaşımda bulunmayı de insaf ölçülerine sığdıramam. Daha geçenlerde bu kulübe 150 bin lira dolayında yardımda bulunduğu ve bunun da ilk olmadığını biliyorken üstelik.
ASIL BORÇ KAZIM YILMAZ DÖNEMİNE AİT
Kriz şimdilik kaydıyla aşıldı.
Ama asıl tehlike geriden geliyor.
Andre Bahai bir milyon 200 bin Avro tutarındaki alacağını istiyor. 2011 – 2012 sezonunda 18 maçta formamızı giyen oyuncuya olan borç kulübün önünde büyük bir sorun olarak duruyor. Kulüp yönetimi Türk parası karşılığı olarak yaklaşık 4 milyon lirayı ödemekte zorlanıyor.
Bu borç Yusuf ziya Yılmaz dönemine ait değil.
Tıpkı Teofanis Gekas, Akaki Kubitia, Dejan kelhar Valdamiro, Pal Lazar gibi yabancılar ile ve hatta Selim Teber, Serdar Özkan, Uğur Boral gibi yerli oyunculara olan borcumuzun Yusuf Ziya Yılmaz döneminden kalma olmadığı gibi.
Lafı eğip bükmenin bir anlamı yok.
Sadece futbolculara olan yaklaşık olarak 15 milyon lira dolayındaki bu büyük borç yükü Kazım Yılmaz’ın başkanlığı döneminde oluşmuştur.
KULÜBÜN MALİ YAPISI ÇÖKTÜ
Biliyorsunuz 2011 yılında Bank Asya Lig’ini şampiyon olarak tamamlayan Samsunspor’un Erkut tutu Başkanlığındaki yönetimi şampiyonluğun tadını bile çıkaramamış, kongreye giden kulübe Kazım Yılmaz başkan yapılmıştı.
O dönem yani Süper lig’e çıktığımız 2011 – 2012 sezonunda Samsunspor büyük harcamayla yukarıda borçlusu olarak saydığımız futbolcuların da aralarında bulunduğu oyuncularla yeni bir takım kurulmuştu.
DÜŞERKEN TEMLİK KONMUŞ
Bu kadar harcama yapılarak kurulan takıma rağmen Süper Lig’de sadece bir sezon kalabilmiştik. Sezon sonunda küme düşmüş, 2012 -2013 sezonunu yeniden bir alt lig olan PTT 1. Lig’de oynamak durumunda kalmıştık.
Küme düşerken Başkan ve yönetimle birlikte hemen hemen bütün futbolculularımızda Samsunspor’u terk etmişti. Futbolcumuz olarak elimizde bir tek Hakan Aslan kalmıştı ki biliyorsunuz onu da Sivasspor’a satmak zorunda kalmıştık.
Kazım Yılmaz, kulübü böylece yüzüstü bırakınca kayyuma gitme tehlikesine karşı Emin Kar ve arkadaşları yönetime gelmişti.
Kadromuzun dağılmasıyla da bitmiyordu mesele. Yeni bir takım kurulacaktı.
Ve fakat
Para yoktu.
Üstelik oyunculara olan büyük bir borç yükü varken Kazım Yılmaz’ın da yaklaşık 14 milyon lira olacağı olduğu ve bunun için de kulüp gelirlerine temlik koydurduğu anlaşılmıştı.
Biliyorsunuz önceki sezonu derleme bir takımla oynamış, büyük bir fedakârlık örneği gösteren takımın oyuncuları sezonun bitimine iki hafta kala küme düşmekten kurtulmuştu.
GÖREVİMİZ SAMSUNSPOR’U KORUMAK OLMALI
Bu sorun çözülecek. Atatürk’ün Şehri Samsun’un yegane markasıdır. Kulübümüzün bugün içinde bulunduğu zor duruma düşmesinde son yıllarda görev yapan bütün başkan ve yöneticilerin sorumluluğu vardır.
Bu sorumluluktaki pay, birilerinin çok, birilerinin daha çok olabilir.
Bir başkan ya başarılıdır, ya da başarısız. Benim kriterim budur, herkesten de bunu beklerim.
Ben mesela bu konuda sürekli olarak vicdanlara dokunmak için yazıyorum.
Amacım, kulübün bu duruma düşmesinde kusuru olduğuna inandığım kişilere “İnsaf edin” demektir.
Ekonomik gücü yerinde olan kişilerin veya eski başkanların ellerini yeniden taşın altına koymalarını istiyorum.
Amacım bununla sınırlıdır benim.
Hatta Samsunspor’un bu duruma düşmesinde mensubu olduğum Samsun basınının da bu kusurları olduğunu düşünüyorum. Zira basın, çoğu zaman tehlikeli gidişi görmezden gelmiştir.
Samsun basını da bu durumdan kendi adına dersler çıkarmalıdır.
Sözün özü:
Kişilerin önemi yok, aslolan Samsunspor’un menfaatidir.