Samsun'da fanatik bir okul müdürü, okul binalarının ne renklerle boyanacağına dair yönetmelik varken, görev yaptığı okulu bordo-mavi renklerle boyamış.
Bu durum da, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlardan anlaşılacağı üzere büyük bir tepkiye neden olmuş.
Trabzonspor'un şampiyonluğunu kutlamak isteyen Trabzon kökenli hemşehrilerimizden oluşan Trabzonspor taraflarlarının konvoy yapmak istemeleri de tepkiyle karşılanmıştı ve bu nedenle istenmeyen olaylar meydana gelmişti biliyorsunuz.
Yazıya başlarken, Trabzonspor'un hak edilmiş şampiyonluğunu kutlamak isterim.
Trabzonspor iyi bir takım olduğu kadar, futbolda İstanbul egemenliğini yıkarak, bir bakıma 'Anadolu İhtilali' sayılacak büyük bir başarıya imza atarak, 'Dördüncü Büyük' ünvanını alması bakımından da büyük bir kulüptür.
Öncelikle bu gerçeğin altını çizmek isterim.
Samsunspor'a gönül vermiş biri olarak, Trabzonspor'u kıskandığımı da itiraf etmeliyim.
Ve fakat.
Bu duygularımın, Trabzon düşmanlığına dönüşmesine asla izin vermedim.
Bu nedenle duygularımın daha çok, Trabzonspor'a gıpta etmekle sınırlı olduğunu söylemek daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.
Gerek okulun bordo-mavi renklere boyanması ve gerekse şampiyonluk kutlamalarına tepki gösterilmesi durumunu 'Bir Şehrin Uyanışı' olarak görmek isterken ve bunu sevinçle karşılarken, bir taraftan da, tepkilerin Trabzon düşmanlığına dönüşme tehlikesinden endişeleniyorum.
Bu şehirde yaşayan herkesin Samsunspor taraftarı olmasını arzu ederim açıkçası.
Ve fakat.
Arzu ettiklerimizin tamamı gerçekleşmiyor her zaman.
Tamamen bir saçmalık olarak gördüğüm okulun bordo-maviye boyanması durumunu bir kenara bırakarak söylüyorum, taraftarların şampiyonluk kutlamaları yapma isteklerini de onların bir hakkı olarak görüyorum.
Tekrar ediyorum, bu şehirde yaşayanların başarılarından övünç duyacağı, başarısızlıklarıyla üzülecekleri takım ve kulüp sadece Samsunspor olsa keşke.
Olmadı.
Samsunspor Süper Lig'de şampiyonluklar kovalayan bir kulüp ve takım olmadığı sürece bu arzumun da gerçekleşmeyeceğini biliyorum ne yazık ki.
Bu köşede yazılanları takip edenler, bu konuda onlarca yazı kaleme aldığımı da hatırlayacaklardır.
Samsunspor'un maçı olduğu gün, Samsun'da kahve köşelerinde, evlerimizde ve dahi işyerlerimizde dört büyükler olarak anılan Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un başarısı, ya da başarısızlığı konuşulmuyor mu?
Konuşuluyor.
Dahası var.
Samsunspor'un maçının olduğu gün bu kulüpte yönetici olmuş, hatta başkanlık yapmış kişilerin o dört büyüklerden birinin formasıyla çektirilmiş fotoğraflarını sosyal medyada paylaştıklarını gördü bu gözler.
GS şampiyon olduğunda konvoyu yapılmadı mı bu şehirde.
Ya da FB veya BJK'nin şampiyonluğu konvoylar eşliğinde kutlanmadı mı daha önce.
Kutlandı.
Şimdi sormak isterim.
Trabzon'da, FB, GS veya BJK'nin şampiyonlukları için konvoy düzenlenir mi?.
''Düzenlenebilir mi?'' diye sormuyorum dikkat ederseniz.
Düzenlenmez.
Buna gerek duyulmaz aslında.
Çünkü Trabzon halkı için tek düşünce Trabzonspor'un başarısıdır.
Daha başka deyişle Trabzon şehridir.
Hal böyle olunca, Türk Telekom gibi bölge müdürlüklerini Trabzon'dan Samsun'a taşımayı düşünemez hiçbir siyasetçi, ya da yetkili.
Ama Samsun'dan Trabzon'a taşınması düşünülür.
Neden?
Trabzonspor kulübü, Trabzon'un çimentosu olmuştur da ondan.
Samsunspor, Samsun'un çimentosu olmadı maalesef.
Samsunspor'un maçı olduğu gün başka takımın başarısı veya başarısızlığını konuştuğumuz sürece de olamayacak maalesef.
Unutma sakın..
''Her ne oluyorsa, biz kendimiz yapıyoruz, kendimize''
************************************
Yılmaz Türkoğlu'nun ardından
1977 yılında yerel ve genel seçim aynı gün yapılıyordu.
O yıllarda yanında çalıştığım Günaydın'ın Samsun Temsilcisi Rahmetli Ferruh Çetin belediye meclisine adaydı.
Ki;
O yılların CHP'sinde belediye meclisine aday olacakları bile partinin üyeleri belirliyordu.
Ferruh Çetin'in broşürlerini dağıtıyorduk.
O yılların CHP Samsun Gençlik Kolları Başkanı Yılmaz Türkoğlu'nu daha önceden de tanırdım ama o seçim sürecinde daha da yakınlaşmıştık.
''Çiftlik Yılmaz'' adıyla bilinirdi.
Samsun'un bir evladıydı çünkü.
Samsun'da hemen hemen herkesi tanırdı ve herkesle aynı mesafede olmaya özen gösterirdi.
Samsun'da her hangi birinin kalbini kırdığını düşünemem.
Bu nedenle belki de Muzaffer Önder Belediye Başkanı seçildiğinde Özel Kalem Müdürü'nün Yılmaz Türkoğlu olmasını istemişti.
O naif yapısı nedeniyle siyasi yaşamında zararı sadece kendisine dokunan hatalar yapmıştır.
Önceki gün kaybettik Yılmaz Ağabeyi.
Dün de sevenleri tarafından sonsuzluğa uğurlandı.
Işıklarda uyuması dileğimle.