Samsun’da devlet var mı?
Bize göre tabii ki var. Ama birilerine göre “Son gelişmeler olmadığını gösteriyor- muş.”
Peki, bu soruyu soranlar neden böyle bir düşünceye kapıldılar?
İddiaları şu: Devletin olduğu yerde Çarşamba Ovası’na kurulmak istenen biyokütle enerji santrali bu şekilde kurulamaz.
Neden böyle bir iddiada bulunuyorlar? Çünkü ruhsat alınmadığı halde inşaatın yapıldığı iddia ediliyor.
Neden böyle bir kanaat oluşmuş?
Çünkü belediye meclisinde imar değişiklikleri görüşülürken inşaat devam ediyormuş.
Yani ruhsat alınmadan inşaatın yapıldığı iddiası var.
Bu önemli iddia mutlaka cevaplanması gerekiyor.
Türkiye muz cumhuriyeti değil.
*
Devlet yok diyenler soruyor: “Devlet yok ki, bu inşaat yapılıyor. Devlet olsa bu inşaat ruhsat işlerini tamamlamadan yapılabilir mi? Tamamladı ise meclisteki görüşmelerin anlamı nedir? Mühendisler odası neden “Ruhsat yok” diyor.
Bu inşaatı yapan firmaya bu imtiyazı kim ya da kimler sağlıyor?
Biz, devletimizden yanayız ve gururla devlet var diyoruz.
Ama gelin görün ki milletin ağzı torba değil ki büzelim! Adamlar soruyor, “Devlet olsa böyle olur mu?”
Tabii ki bu soruların bir cevabı vardır. Umarız bu sorulara bir cevap veren çıkar.
*
Millet bununla da kalmıyor ve yine soruyor: “Devletin Valisi yalan konuşur mu?”
Bu milletin yatacak yeri yok! Böyle soru mu olur?
“Niye böyle düşünüyorsumuz?” diye soruyoruz.
Diyorlar ki; ‘Vali Bey, ikinci santral diye bir şey yok’ diyor. Ama gazetelerde çarşaf çarşaf adres bile verilerek ikinci santral ile ilgili haberler yapılıyor” diyorlar.
Kimse oralı olmuyor.
Millet susar mı?
Diyorlar ki; “Vali Bey açıklama yapmış, ‘Santralin zararlı olduğuna inanırsam kapatırım” diye.
Haydaaa!
Birileri de çıkıp Vali Bey’e, “Sayın Valim isterseniz SANTRAL kurulmadan araştırın ki kapatması zor olmasın!” demiyor” deniyor.
Vali Bey kendisini savunuyor, “Biz bu kararı alırken üniversitenin ilgili kurumları, TEMA Vakfı, Ziraat Odaları, Mühendisler Odası, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile yapılan toplantı sonrası oybirliği ile zararsız olduğuna dair karar verildi”.
Aaa diye herkes şaşırmışken, TEMA oyun bozanlık yapmış ve “Biz o toplantıda sadece depolama alanını konuşmuştuk” demiş. Bu bilgi her yerde konuşuluyor.
Mecliste bir meclis üyesi uyarıyor, kimyagerler “Zararlı” diyor.
Ziraat Mühendisleri Odası, “Zararlı” diyor.
Tabipler Odası, “Zararlı” diyor.
Millet soruyor; “Sayın Vali, bu kuruluşların zararlı demesinin bir önemi yok mu?” diye.
Yine aynı meclis toplantısında meclis başkan vekili, “Mecitözü’nde var gidin bakın demişti.” Gidenlerin açıklamaları ise şöyle:
“Orası dağın tepesi. Çarşamba Ovası ile kesinlikle kıyaslanamaz ve zararlı olacak” yönündedir.
Bu kadar bilgi kirliliğini çözecek yürekli bürokrat olmadığına göre bu keşmekeşi siyasilerin çözmesi gerekir.
Fakat onlar da adeta “süt dökmüş kediye” dönmüşler.
Şayet mahkeme yürütmeyi durdurmaz ise Allah nasip ederse konuşması gerekirken susan seçilmişlere isim isim sorularımız olacak.
Geçmişte ne demişler şimdi ne diyorlar? Geçmişte ne yapmışlar şimdi neden susuyorlar?