Yazık oluyor ormanlarımıza tabiri caizse cayır cayır yanıyor. Bu yanışın sebebi kimi zaman sabotoj, kimi zaman kazara, kimi zamanda nem oranının düşük oluşundan dolayı çıkan yangınlar.
Bir yazı okuduk, yazı “DELİCE” ağacı ile ilgili yazılmış, ülkemiz üzerine oynanan oyunlara ve insanlarımızın nasıl yanlış bilgilendirilip sömürüldüğünü ortaya koyuyor.
Okuduğumuz yazıya göre “ sene 1951-1952 İspanya bizden odun kömürü ithal etmek istemiş.
O zamana kadar hiç odun kömürü ithal etmeyen İspanya bir de şart koşmuş ve kömürün delice ağaçlarından olmasını istemiş. Bütün delice ağaçları odun kömürüne dönüştürülüp ihraç edilmiş. Aynı yıllarda İspanya zeytin yağı ihracatında başı çekiyormuş. Ve o günlerde ülkemiz yoğun bir şekilde margarin ile tanıştırılmış. Delice ağacının zeytin aşılmak için en uygun ağaç olduğunu bilenler bize oyun oynamışlar. Ve bize çam ağacı çıra çamı ve kavak ağacı dikmemiz yönünde teşviklerde ve tavsiyelerde bulunmuşlar.
Malesef çam ağaçları yanıcı ağaç olduğu için yangınların söndürülmesi kolay olmuyormuş. Ve çam kozalakları patlayıcı gibi patlayıp iki yüz metre gibi mesafelere de ateşi taşıdığı için yangınların yayılması engellenemiyormuş.
Yazıyı yazan vatandaş bu konuda sürekli uyarılar yaptığını ve dikkate alınmadığını söylüyor ve ekliyor.
“ Oysa dağlara, bayırlara bu ağaçların yerine zeytin, ceviz, badem, incir, sakız ağacı diksek hem bu ağaçlar çam ağaçları gibi yanıcı olmaz hem de ağaçların meyvelerinden istifade edilir”.
Yukarıda özetlemeye çalıştığım yazıdaki tesbitler ve uyarılar dikkate almaya değer diye düşünüyoruz.
Yazıdaki tesbitler ve önerilerin doğruluğunu bilmiyoruz ama biz yetmişli yıllarda Çarşamba ovasında kavak ağacının tavsiye edildiğini ve çok yoğun bir şekilde kavak dikildiğini biliyoruz.
Ve hatta hala kavak ağacı Çarşamba ovasında yaygın bir şekilde dikilmektedir. Onun için defalarca Çarşamba ovası adeta ormana dönüştürüldü diye yazılar yazmıştık.
Ve yine o yıllarda tereyağının tu kaka ilan edilip margarinlerin sağlıklı olduğunu iddia eden vatan ve millet sevgisi ile dolu! insanları da unutamıyoruz.
Bu gün gelinen noktada çok sağlıksız ve hastalıklı bir toplum olduğumuzu herkes söylüyor.
Belki de o yıllarda Marshall yardımları ile gelen gıdalar ve margarin ile beslenmek zorunda kalan insanlarımızın genetiği ile oynanmış olabilir.
Bu konuda batı medeniyetinin Japonya’da Vietnam’da, Tayland’da ve dünyanın her bölgesinde yaptıkları ortadadır.
Meyve ağaçları dikelim insanlar yemese bile kuşlar ve börtüböcek bunlardan rızıklanacaktır.
Umarız bu uyarılar araştırılır faydalı olma ihtimali görülürse ki, görülür bu yönde çalışmalar ivedilikle yapılır. Memleketimiz hem bolluk ile karşılaşır hem de yangın riskini minimize etmiş oluruz.