Samsun’un tanınmış siması ikiside.
Arkadaşlıkları çok eskilere dayanıyor.
Ta okul sıralarına hem de.
Okuldan açılmışken o günlere gidelim hep birlikte…
Başkanlardan birisi Sayın Yılmaz Erel. Diğeri ise Sayın Necmi Akkoyunlu.
İkisi de delikanlılık çağlarındalar. (Gerçi ikisi de hala delikanlılar ya…)
Ancak Yılmaz Erel’in başı Samsun’daki çağdaşlarıyla dertte o günlerde. Okulda kendisine sataşıyorlar, okul çıkışlarında da…
Bundan korunmanın tek yolu var; O da Necmi Akkoyunlu’nun yardımını almak.
Peki bu işler karşılıksız, sadece arkadaşlık hatırına olur mu?
Orasını bilmiyorum, öğrenmek için de Sayın Necmi Akkoyunlu’ya soruyorum:
“Yılmaz Erel’i bir zamanlar koruman altına almışsın ve karşılığını da alıyormuşsun, doğrumu?”
“Doğru” diye cevap verdi ve ekledi:
“Para için falan yapmadım ha.. Karşılık olarak Yılmaz bana armut getiriyordu…”
“Kaç tane armut getirmiştir o zamanlar?”
Bu soruya cevap alamadım.
Sonra da Sayın Yılmaz Erel’i arayıp sordum:
“Okul zamanları bir arkadaşına sen ikoruması için rüşvet olarak armut veriyormuşsun, doğru mu?”
Güldü ve ekledi:
“Necmi Akkoyunlu’ya getiriyordum armutları.”
“Yani seni himayesine mi almıştı?”
“Hayır, ben kendisini badigart olarak tutmuştum, her gün bir armut karşılığı…”
Bu son ifade sanırım çok tartışılacak Samsun’da…
Peki, bu armut işi nereden çıktı?
Samsun’a Bağlı Ondokuz Mayıs ilçesinde yirmi yılı aşkın süre belediye başkanlığı görevi yapmış olan Sayın Yılmaz Erel armut üretimine başlamış.
35 dönümlük bir bahçe armut bahçesi yapmış.
İçine de 3 bin 500 adet armut fidanı dikmiş.
Bu fidanlar büyümüş ve artık tek tük armut vermeye başlamış.
Bu sezon artık armutlar sanırım Sayın Yılmaz Erel’in bahçesindeki genç fidanlardan…
Bölge’de SAMMEY’den başka bir de bu bahçe…
Sizin anlayacağınız 19 Mayıs bu meyvecilik işini sevdi…
Sayılarının artması ve Samsun ekonomisine daha çok katkı sağlamaları en büyük dileğimiz…
AKARYAKIT FİYATLARI DURMUYOR
Padişah emir vermiş vezirine, "Çok şımardı bu halk... Zam yapın, vergileri artırın!" diye.
Vezir fermanı yerine getirmiş, her şeye zam yapmış, vergileri artırmış.
Padişah ertesi günü sormuş: "Tepki var mı?"
"Aman padişahım sormayın, kızdılar, ateş püskürüyorlar."
"O halde bir o kadar daha zam yapın, daha çok vergi alın.."
Ferman yine yerine getirilmiş, padişah sormuş:
"Durum ne?"
"Durum çok kötü efendim. Halk isyan noktasında... Saraya saldırmaya hazırlanıyorlar.
Canımı zor kurtardım."
"Öyle mi? Zamları, vergileri üç, hatta beş misline çıkarın.."
Vezir çaresiz fermanı yine yerine getirmiş ve ertesi günü padişah yine sormuş:
"Nihayet akıllandılar mı? Yoksa hala bana kızıyor, küfrediyorlar mı?
"Efendim, olacak iş değil. Gözlerime inanamıyorum. Millet vur patlasın çal oynasın eğleniyor.
Yiyip içiyor, şarkılar türküler söylüyor.
Padişahın korkudan gözleri açılmış:
"İşte şimdi bo.... yedik! Zamları derhal durdurun, hatta geri alın... Para dağıtın herkese.”
Çok yakındır bu fıkradaki gibi oluruz bizde.
Özellikle akaryakıtta zam üstüne zam geliyor.
Fiyatları bilen de yok, ulaşabilende…
Allah sorumuzu hayır etsin…
DOLMUŞ ÜCRETLERİ ZAMLANDI
Dün sabah Karşıyaka dolmuşuna bildim, tarifeye baktım 150 kuruş yerine 175 kuruş yazıyor.
Sesimi çıkarmadan zamlı tarifeden ücretimi ödedim.
Emekli dul ve yetime yıllık zam yüzde beş, çalışana neredeyse aynı oranda zam, ancak dolmuş ücretlerine yüzde 15 dolayında artırım.
Adalet bunun neresinde?
Aslında dolmuşçular da haksız sayılmaz. Fiyat aldıklarında mazotun litresi iki liraya gelmemişti.
Şimdi ise dört lirayı aştı.
Yapa yapa 25 kuruş zam yapmışlar.
GÜNÜN FIKRASI
Psikolog ile hastası arasında şu diyaloglar geçiyordu:
Hasta : 38 yaşındayım ve hala uyurken yatağımı ıslatıyorum, lütfen bana yardım edin..
Doktor: Üzülmeyin… Sorumlulukları kabullenememenizden ve gelişmemiş benlik isyanından kaynaklanıyor…Altınızı ıslatma probleminizi 2 yöntemle çözebiliriz… Birinci yöntem; Psikanaliz yöntemi..Haftada 5 terapi alacaksınız benden ve saati 100 TL…
Hasta: İkinci yöntem nedir doktor bey?
Doktor: Bebek bezi… Paketi 3 TL.
GÜNÜN SÖZÜ
Karanlığa küfredeceğine bir mum yak. Konfiçyüs
DUVAR YAZISI
Her şey üstüne üstüne geliyorsa sen ters yola girdin demektir...