Devletin sosyal olma ilkesi yıkılır, ya da yok sayılırsa işte bu sonuç doğuyor.
Öğrencilerin boğazına giren iki lokma üzerinden üç beş kuruşun hesabını yapar hale geliyoruz.
Bizim Üniversitede de o oluyor.
Yaklaşık 10 bin örenci karnını doyuruyor üniversitede çıkan yemekten.
Yamak fiyatları 1,5 liradan, iki liraya çıkarılmış.Bu artışa karşı çıkan öğrenciler, fiyatların yeniden eski haline döndürülmesini istiyorlar.
Öğrenciler, aralarında imza toplamışlar. Metrelerce uzunluğundaki imzalı dilekçeyi de Rektör Prof.Dr. Hüseyin Akan’a vermek istemişler.
Rektörle görüşememiş öğrenciler ama meramlarını rektör yardımcılarına anlatmışlar.
“Harçlar kaldırıldığı için zam yaptık” demiş rektör yardımcıları.
Komik bir gerekçe.
Gülüp geçtim tabi.
Sosyal devlet ilkesi ölmüş haberimiz yok bizim.
Sosyal devlet, çocuklarını okutur, iyi eğitim almalarını sağlar. Bununla da yetinmez, barınmalarını ve karınlarının doyurulmasını da sağlar.
Öğrenciyi zer sefil ortada bırakmaz yani.
Ama bu ilke unutulunca böyle saçma sapan gerekçeler ortaya çıkar
Rektör, bu yemek konusunda daha önce yaptığı bir açıklamada, 50 kuruşluk indirimi yapmaları halinde yemek kalitesinin düşeceğini gerekçe göstermiş.
Gerekçenin gülünç olduğuna bakmayın siz.
Mühim bir mevzuu bu.
Hesabın iyi ve sağlam yapılması lazım.
Rektörün söylediğine göre 10 bin yemek çıkıyormuş üniversitede.
Öğrenciler yemek fiyatında 50 kuruşluk bir indirim talep ediyor. Bütçeye günde günde 5 bin liralık bir yük gelmesi demek bu.
Türkiye’nin en büyük birkaç üniversitesinden birisi olmakla övünç duyan Rektör, 5 bin liralık günlük maliyeti karşılanamaz bir yük olarak görüyor.
Eee doğal tabii.
Sosyal devlet olgusunun ne demek olduğu unutulunca öğrencilerin karnını doyururken oluşan 5 bin lira gözüne batar insanın.
Üniversitenin cari harcamaları ne kadar merak ettim doğrusu.
Yönetimin biriminin mesela aylık çay, kahve veya konuk ağırlama giderlerinin, bu cari harcama kalemi içersindeki tutarı ne katardır.
Ne diyeyim.
Allah hepimizin gözünü doyursun.
Biz doyarsak belki öğrencilerin kursağındaki üçün beşin hesabını yapmaktan vazgeçeriz.
Kimbilir…!